Zamanında ABD'nin Otomobil ve Sanayi Başkentiyken İflas Ederek Biten Şehir: Detroit

ABD'nin en büyük 11. şehri ve Michigan eyaletinin de en büyük şehri olan Detroit, bir zamanlar ülkesinin en büyük gelir kalemlerinden biriyken son yıllarda iflas ve ekonomik krizle boğuşuyor. Kısaca tanıyalım kendisini.
Zamanında ABD'nin Otomobil ve Sanayi Başkentiyken İflas Ederek Biten Şehir: Detroit

detroit 1900'lerin başında amerika gayri safıla milli hasılasının %37'ni tek başına üreten bir şehirmiş. düşün, dünya'nın en önde gelen ülkesi ve boyut itibariyle türkiye'nin 4, nüfus itibariyle 3-4 katı, ekonomi itibariyle türkiye ile kıyaslanamaz. tüm avrupa'nın toplam gsmh'ına yetişmiş bir ülke ve bir şehri tüm ülkenin üçte birini tutuyor. radyo, otomobil, tramvay; döneminde altından değerli ne kadar teknoloji varsa üreten bir şehir.


70'lerde otomobil piyasasının (petrol krizi sağolsun) yeni arayışlara girmesi ile amerika'nın koca motorlu araçlarını alan kimse kalmamıştı geçmişe kıyasla. yerine avrupa'nın ve yeni yeni ortaya çıkan asya'nın tasarruflu araçlarına yönelmişti dünya, amerikan halkı dahil. bu kriz aşıldığında amerikan arabalarının çoğunu ürettiren general motors artık biz de bir şeyleri değiştirelim demiş. şu ana kadar kılından tüyüne her bir şey değişmiş. pontiac gibi akıl karı olmayan gösterişli araçların üretimi yavaşlatılmış (hatta artık o marka da yok), ucuza üretim için fabrikalar önce amerika içinde hammadde kaynaklarının dibine taşınmış, sonra asya'ya taşınıp avantaj kazanma yoluna gitmiş.


şu anda motorların çoğu almanya ve çinde, gövdeler ve baika parçalar çin, doğu avrupa (sırbistan mıydı bulgaristan mıydı acaba yeni moda?) ve türkiye'ye (minik yedek parça üretimleri) kaymış. general electric yine görüşürüz hacı diyip bölgeyi terk etmiş.

tüm bunlar olurken 85'lerden bu yana zengin ve orta halli kesim de şehirden elini çekmeye başlamış, bu kesimin beyaz, işçi kısmının zenci olması hasebiyle kalan son beyazlar da zenci öfkesine maruz kalmış. detroit suç istatistikleri bir amerikan sitesinde vardı çok manalıydı. yine detroit sokaklarının ghetto'da büyümemiş insanlar için birer intihar bölgesi olduğunu biliyoruz (müslüman iseniz bazen yırttığınıza dair söylentiler de var). bu güvensiz ortam bozulmayı daha da körükleyerek 1990-2009 arası tam bir şehirden kaçış havası yaratmış.

1996, Detroit

2009 neden bir dönüm noktası bilmiyorum ancak o yıl detroit'in tam anlamıyla boşaldığı yıl. öyle ki şehir planlarında 100 ev varsa boşaldı cürüdü diye ortadan kaldırılan evlerle 100 evlik mahallenin 10 evlik ıssız alanlara dönüştüğünü görüyoruz. köşk denilecek evler şu anda ağaçlar arasındaki yıkıntılar halinde. şu anda evini terkedenler ise normal müstakil evleri (tek kat 1500 feetkare) 1000-5000, hep hayalini kurduğumuz filmlerde boy gösteren tarzda evler ve köşkler ise (iki katlı iki garajlı 1500-4500 feetkare) 5000-15000 arasında alıcı buluyor.

şahsen ghetto ortamında hayatta kalabilecek olsam, orada bir köşk alıp bahçesinde çiftçilik yaparım fantaziye bak. bu şehrin dünya'nın süpergücünde bu halde bulunması da ayrıca düşündürücü.

ekleme: hakkında yapılan en sağlam analiz http://www.freep.com/…ory-1950-debt-pension-revenue

ekleme 2: bahsettiğim değişimi gösteren bir video


2010'lar başında iflasını ilan edince bir anda dünyanın ilgi odağı olmuş şehirdir detroit

zaten bu iflas onlarca yıl önceden belliydi. süreci takip edenler için hiç de sürpriz omadı. geçen ay şehir batmadı yani.

detroit çok enteresan dengeler üstüne kurulu bir şehir. inanılmaz boyutta gelir, statü ve ırksal ayrımın yaşandığı bir yer. şehirde sadece 3 tip insan yaşıyor çok genel bir çerçeve çizecek olursak: beyaz plaza insanları, fakir siyahlar ve üniversite öğrencileri. orta sınıf yok. en büyük sorun bu. fukaralık tarif edilemez boyutta. zenci mahallesi neymiş, zencilere neden bir ayrım, bir ön yargı var, neden zencilerin suça karışma oranı daha yüksek, şehri ziyaret sırasında, bir türk tarafından uzaktan algılanamayan bu kavramlar, gezerken gayet güzel anlaşılabiliyor.

detroit, en şaşalı döneminde amerika'nın 4. büyük şehriydi. yıkılması ve terk edilişi 5 yıl sürmüş, sonra da belini doğrultamamış. önceki belediye başkanlarından biri, şehri dolandırmaktan şu anda hapiste. en yüksekten en dibe vurduğu için şehir şu anda feci halde. büyük bir şehir ama içi boş.


teorik olarak, olaya ekonomik açıdan bakıldığında detroit en dibe vurduğundan bundan sonra hep yükseleceği varsayımında bulunuluyor. hem obama, hem de şehrin itici güçlerinden general motors ve quicken loans bölgeye milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor. bence en az bir jenerasyonun geçmesi lazım şehrin kendini toparlayabilmesi için, 20 yıl örneğin. binaları düzeltebilirler, şehre yama yapabilirler ama insanların eğitimsizliğini düzeltemezsiniz kısa sürede. ki amerika'nın en kötü okulları da yine burada.

bence dünyanın en yaşanılmaz yerlerinden biri. detroit'te yaşamak got ister, öyle söyleyeyim. sokakta yürürken rahat yok, iki adımda bir sigara isteyen, dakika başı para isteyen biri, 10 dakikada bir de "çok güzelsiniz bayan! arabama binmek ister misiniz?" ya da bazen daha cüretkar "bilmem nereniz çok güzelmiş, dokunabilir miyim?"

78 bin boş yapı var şehirde. o boş yapıları gözünüzde canlandırmanıza yardımcı olayım. şehir merkezinin dibinden, gökdelenlerin iki sokak ötesinden başlıyor, o terk edilmiş, yanmış, harabeler. çoğunun içi boş değil. evsizler, ipsiz sapsızların mekanı olmuş bu binalar. şehir merkezinden başlayıp kilometrelerce devam ediyor, boş evler, depolar, fabrikalar, villalar...


buradan ev alma konusuna geçeceğim. saçmalamayınız. 3 bin dolara harabe villalar var, alıp ne yapacaksın itin köpeğin yanında? google earth'ten bakıp şehrin çok gelişmiş olduğu yanılgısına düşenler olmuş, toplu taşıma ne gelişmişmiş filan, türkiye'den daha iyiymiş... oldukça gülünç. lan bu adamlar araba üretiyorlar, isterler mi toplu taşıma gelişsin?! gelişmemiş efendim, toplu taşıması rezalettir detroit'in. öyle bir şehrin iyi, gelişmiş, yaşanılabilir olduğu google earth'ten bakılıp anlaşılmaz. detroit'te sikerler adamı. o otobüse binemezsin demiyorum; bir kere bin, bir daha binmek istemezsin. hem beyaz olduğun için ortamda ay gibi parlayacaksın, herkes sana bakacak, hem de ne kadar deli, şizofren, uyuşturucu bağımlısı, manyak varsa balık istifi gibi sıkışık yolculuk edeceksin. denemesi 1.25 dolar.

en iyi yönleri: çok güzel brewery'ler var. craft beer meraklılarını memnun eden.

gece hayatı oldukça iyi, eğlenceli. ortam ve insanlar gayet grunge, muhabbetleri güzel.

wayne state university'de maaşlar iyi, sağlık sigortası da oldukça kapsamlı. bir şekilde akademik personel çekebilmek için cazip kılmaya çalışıyorlar tabii ki. ama ben ne anladım, ünivesitenin iki sokak aşağısında arkadaşıma silah çekildiyse o yaşamdan, öyle hayat mı olur lan? tedirgin!

15 Günlük Şarj Süresiyle Cezbeden HUAWEI WATCH GT 2'nin İncelemesi

ABD Emlak Sitesinde Sadece 2888 Dolara Satılan 1912 Yapımı Ev