11 Eylül Saldırıları Faillerinin Eylemden Önce ABD'de Yaşadıkları Hayat
ileride mümkün olduğu kadar detay vereceğim ama bu saldırının gerçekleşebilmiş olmasında 3 temel faktör var
1) saldırgan profili: 11 eylül'e kadar abd'de ''cihatçı'' dendiği zaman oluşan algı uzun sünnet sakallı, şalvarlı, palalı, kalaşnikoflu tiplerdi. 11 eylül'de ise gerek san diego'daki ilk hücre, gerekse atta liderliğindeki hamburg grubu bambaşka bir profildeydi.
2) tehdit algısı: 11 eylül'e abd'nin radikal islamcılardan gelecek saldırı senaryoları amerikan topraklarından ziyade yurtdışı elçilikler ve askeri birimler üzerineydi.
3) amerikan güvenlik teşkilatları arasındaki rekabet ve ihmaller
''eyne ma tekunu yudrikkumul mevtu ve lev kuntum fi burucin muşeyyedeh'' (''nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar! korunmuş kalelerde olsanız bile!'' - nisa, 78)
lawrence wright'a göre; usame bin ladin bir düğün için yayınladığı mesaj videosunda bu ayeti birkaç kez tekrarlayarak saldırının işaretini veriyor.
ölen 2977 (19 saldırgan hariç; 343 itfaiyeci, 60 polis, 8 sağlık görevlisi, 246 uçuş personeli ve o gün sıfır noktasında bulunduğu için etkilenerek olaydan yıllar sonra hayatını kaybedenler dahil) kişinin içinde; 5'i israil vatandaşı olmak üzere 270 ile 400 arasında yahudi kökenli kayıp yer almaktayken dünya genelinde hala ''o gün hiç yahudi işe gitmemiş!'' geyiği devam ediyor.
bu tarz aksi ispatlanmış iddiaları bir kenara bırakırsak amerika'nın iç tehdit algısını temelden sarsan bir gün olan 11 eylül 2001'e uzanan yolda abd güvenlik teşkilatları arasındaki çekişmeler ve ihmallerle birlikte hava korsanı ve fedai teröristlerin hareketlerinden bahsetmek daha yerinde olur diye düşünüyorum.
o güne kadar abd için içeride en büyük tehdit timothy mcveigh gibi eline bomba geçmiş üstünlükçü beyazlar olarak görülürken; dışarıdaki en büyük tehdit de, başını o dönem carlos castano'nun çektiği; ki kendisini narcos dizisinde gerillalıktan uyuşturucu kaçakçılığına geçen castano kardeşlerden biri olarak hatırlarsınız; uyuşturucu kaçakçılarıydı. hatta 11 eylül saldırısından bir gün önce, 10 eylül 2001'de dışişleri bakanlığı, auc lideri castano'yu en önemli dış tehdit olarak gösteren bir rapor yayınlamıştı. yani kimse abd'nin sovyetler'e karşı kendi elleriyle besleyip büyüttüğü radikal islamcıların ülke içinde böyle bir işe kalkışabileceğini düşünmüyordu.
ihmaller noktasında ise geçtiğimiz yıllarda yayınlanan ve 11 eylül öncesinde abd güvenlik teşkilatları arasındaki çekişmeler ile ihmalleri anlatan, the looming tower isimli kitap uyarlaması 10 bölümlük mini diziyi tavsiye ediyorum. bunun dışında hem 11 eylül öncesinde el kaide'nin işinin nasıl kolaylaştığına/kolaylaştırıldığına dair, hem de bilgi edinme yasası ile kamuoyunun haberdar olabildiği noktalar üzerinden teröristlerin eylem öncesi faaliyetlerine dair biraz detay vermiş olayım.
teröristlerin eylem öncesi faaliyetleri
ilk olarak; doğu afrika'daki elçilik saldırılarından da önce; ulusal güvenlik ajansı (nsa), somali'deki meşhur black hawk down olayındaki milislerin eğitimi de dahil olmak üzere sorumlu tutulduğu faaliyetlerden yargılanması için usame bin ladin'i bulmak amacıyla sinyal istihbaratı faaliyetleri ile afganistan'daki hiçbir şifreleme önlemi olmayan bir telefona ulaşıyor. hatta telefon numarası da şu: 00-873-682505331. ladin, bu numara üzerinden sıklıkla el kaide kamplarının bulunduğu yemen'le görüşmeler yapıyor.
aynı dönemde cia, doğu afrika taraflarında muhtemel el kaide saldırıları gerçekleştirileceği bilgisini onaylatmak üzere nsa ile bilgi paylaşımı için temasa geçiyor ancak talebi reddediliyor. 7 ağustos 1998'de kenya ve tanzanya'daki abd elçiliklerinin eşzamanlı olarak bombalamaları üzerine, elçilikler de teknik olarak ülke toprağı sayıldığından devreye fbi da girmiş oluyor.
bu arada 1999 yılında ladin'in dinlenen telefonunda tespit edilen görüşmeler üzerinden nawaf al hazmi ve khalid al mihdhar isimlerine ulaşılıyor. bu iki isim yemen'de bir toplantıya katılıyor; daha sonra da 11 eylül eylemleri için abd topraklarına giriş yaparak san diego'ya yerleşen ilk terör hücresinin elemanları oluyor.
nsa, bu iki adamın yemen'deki toplantıya gidecekleri bilgisini cia'e verirken soyadlarını vermiyor. lakin cia daha önceden khalid al mihdhar'a dair bilgi sahibi olduğundan onu takibe almayı başarıyor. bu iki terörist, abd vizesi alıp ülkeye giriş yapana kadar cia'in takibinde kalıyor ancak cia'in yurt içi operasyon yetkisi olmadığından ve cia de fbi ile gerekli bilgi paylaşımını yapmadığından izlerini kaybettiriyorlar.
2 hafta sonra san diego'da bir ev tutan ikili göze batmamak için amerikan hayatına hızla alışma çabasına giriyor. ehliyet alıyorlar, banka hesabı açıyorlar; ki daha sonra bu hesaba el kaide'nin finansörlerinden düzenli nakit akışı sağlandığı ortaya çıkıyor. al hazmi'nin numarası telefon rehberinde bile yer alıyor. khalid al mihdhar da kendisine bir toyota corolla alıyor, sigorta yaptırıyor.
nawaf al hazmi'nin yemen'le yaptığı uzun bir telefon konuşması nsa'in radarına takılmasına rağmen bu görüşme fbi'a bildirilmiyor. bu sırada faaliyetlerine devam eden teröristlerden al hazmi, şubat 2000'de san diego'daki national air college'da uçuş dersi almaya başlarken al mihdhar da kredi kartıyla uçuş malzemeleri satın alıyor.
haziran 2000'de eşi doğum yapan al mihdhar, önce abd üzerinden frankfurt'a, oradan da ailesiyle birlikte yemen'e uçarken nsa tarafından takip edilmesine rağmen, ilginç bir şekilde abd vizesi için yaptığı başvuru kabul ediliyor ve abd'ye dönüyor.
aralık 2000'de avrupa'dan gruba dahil olmak üzere gönderilen bir başka 11 eylül saldırganı olan hani hanjour, san diego'ya gelerek ekibe dahil oluyor ve jumbo jet kullanmak üzere uçuş dersleri almaya başlıyor. öte yandan al hazmi, al mihdhar'a ait olan toyota corolla'yla oklahoma polisi tarafından durduruluyor ve hız yüzünden trafik ceza kesiliyor. yine mayıs 2001'de al hazmi bu kez gasp edildiğini iddia ederek west virginia'da polise başvuruyor.
haziran 2001'de dubai merkezli mbc, bin ladin'in önemli adamlarından biriyle röportaj yaptıktan sonra yakın zamanda bir terör saldırısı olabileceği izlenime kapılıp bunu amerikan yetkililere iletiyorlar. ancak amerikan güvenlik birimleri bu bilgiyi dikkate almayarak ülke dışı tehditler üzerine odaklanmaya devam ediyorlar.
temmuz 2001'de teröristlerden al hazmi, new york'a gelerek world trade center'daki marriott hotel'e yerleşiyor. üç terörist daha sonra tekrar bir araya gelip takibe yakalanmamak adına daha çok şehir dışındaki motellere kalarak talimat bekliyorlar. beklenen talimat maryland'deki valencia motel'de kaldıkları sırada geliyor ve pentagon'a saldıracakları belli oluyor. burada ironik olan ise konakladıkları otelin kendilerini takip eden nsa'in ana binasının görüş alanı içinde olacak kadar yakın olması.
bu talimattan sonra teröristler tamamen günlük yaşamlarını sürdürüyormuş imajı vermek adına walmart'tan alışveriş yapıyorlar, kebapçıda yemek yiyip spor salonuna ve hatta striptiz kulübüne gidiyorlar. nsa'in çok yakınında yer alan bir mağazadan silah yapımında kullanabilecekleri malzemeler alıyorlar.
saldırı öncesi abd'de bunlar olurken avrupa'da da; 1998 yılında hamburg'da muhammed atta önderliğinde ramzi bin al shibh, marwan al shehhi ve uçak mühendisliği öğrencisi olan lübnanlı ziyad jarrah'tan (ziyad'ın eşi de aysel şengün isimli diş hekimliği öğrencisi bir türk kızıdır bu arada.) oluşan bir başka hücre el kaide'ye katılmak üzere güney afganistan'a gidiyor. bu grup, hem ingilizce bildikleri için hem de eğitimleri ve teknik bilgileri sayesinde bizzat bin ladin tarafından ağırlanarak abd'de yapılacak bir eylem için görevlendirilmişlerdi. muhammed atta, mısır'daki annesinin hastalığından dolayı başlarda bu işe sıcak bakmasa da; bin ladin'in kendisini hücrenin lideri tayin etmesinden sonra fikrini değiştirmiş ve 11 eylül'ü ladin'le birlikte planlayan halid şeyh muhammed önderliğinde hareket etmeyi kabul etmiş. ''muhtar'' lakaplı halid şeyh muhammed de kuzey carolina'da mühendislik eğitimi almış olmasının yanı sıra 1993 dünya ticaret merkezi saldırısını düzenleyen remzi ahmet yusuf'un amcasıdır.
bu dörtlü daha sonra almanya'ya dönerek pasaportlarını kaybettiklerini belirterek yeni pasaportlar alıp abd vizesine başvurmuşlardı. ramzi bin al shibh, iltica etme olasılığı yüksek görüldüğü için abd vizesi alamayınca ekibe hani hanjour dahil edildi. saldırganlar, san diego ve new jersey'e giderek uçuş dersleri almaya başladılar. vize başvurusu reddedilen ramzi bin al shibh ise daha sonradan bin ladin'in bu eylem için seçtiği özel habercisi olmuştu.
yeri gelmişken, bu uçuş dersleri ile ilgili ufak bir noktaya değinmek lazım. saldırılardan sonra, kullandığı uçakla pentagon'a dalan hani hanjour'un uçuş eğitmenlerinin tanıklığına başvurulmuş, hatta eğitmenlerinden biri yerel bir radyoya röportaj vererek hanjour'un henüz kurstaki basit uçakları kullanmayı bile başaramayacak düzeyde olduğu belirtilmiş. zaten hanjour'un daha önce de suudi havayolları'na yaptığı iş başvurusu da reddedilmiş.
bu dönemde tampa'daki askeri hava üssü, istihbarat çalışmaları sırasında new jersey'de uçuş dersleri alan üçlüden şüphelenip fbi'a bildirmeye niyetleniyor ancak şüphelilerin abd vizelerinin geçerli olmasının terör incelemesi yapmak için sıkıntı yaratabileceği ihtimali üzerine fbi'a bildirim yapılmıyor.
planlar yavaş yavaş şekillenmeye başlamışken eylemi yapacak diğer elemanlar da belirlenince uçakta yapacakları saldırılar için afganistan'da eğitim alıp develerin boğazını keserek pratik yapmışlardı.
11 eylül yaklaşırken zaten aileden zengin olan ziyad jarrah; el kaide'nin aktardığı fonların haricinde lübnan'daki ailesinden para yardımı alarak eski lüks yaşamına dönmeye başlaması ve türk eşi aysel'i ziyaret etmek üzere kısa aralıklarla hamburg'a gidip gelmesi muhammed atta'nın tepkisini çekmişti. yine bu dönemde jarrah; muhammed atta'yı da yanına alarak vegas'a gitmiş. kumar oynadıklarına dair bir kanıt yok lakin vegas'taki bir internet kafeyi kullandıkları tespit edilmiş.
hücre mensupları abd'nin çeşitli yerlerinde 11 eylül'e hazırlanırken amerikan istihbarat birimleri de yurt dışı istihbarat faaliyetlerinde şüpheli bulguların artması üzerine federal havacılık dairesi'ne havaalanlarındaki güvenlik konusunda uyarı yapıldı. ancak federal havacılık dairesi eksikleri gidermek yerine güvenlik kriterlerine uymayan verileri hasıraltı etmeyi tercih etmiş ki; bu ihmal, bizzat o güvenlik testlerini gerçekleştiren sorumluların tanıklığıyla tutanaklara geçmiş.
ayrıca temmuz 2001'de arizona'daki uçuş okullarında eğitim alan bir grup orta doğu kökenli pilot adayından şüphelenen bir fbi ajanı, durumu new york'taki fbi kontr-terör birimi ile quantico'daki fbi merkezi'ne bildirmiş ancak söz konusu rapor 11 eylül saldırıları gerçekleştikten sonra ortaya çıkmış.
abd makamlarındaki ihmaller ardı ardına gelirken hücreleri eğiten muhammed atta ise hücre evlerinde uçaklardaki oturma planına benzer bir düzeni sandalyeleri dizerek oluşturmuş; eylemi başlatacak fedailerin ön tarafta kabine yakın bir yerde oturmasına; pilotluk yapacak teröristin onların arkasında ve en son da bir başka gözcü ve fedai teröristin de pilotluk yapacak arkadaşının arkasında oturmasına karar vermişlerdi. saldırıların ''kemerlerinizi bağlayın'' uyarısı sona erdikten sonra, pilot kabini kilitlenmeden önce başlaması uygun görülmüştü.
fedailer, kabini ele geçirdikten sonra pilotluk yapacak terörist uçağın kontrolünü devir alacak; bu arada yolculara korku vermek amacıyla yolculardan birinin boğazı kesilip koridorda herkesin gözü önünde ölüme terk edilecekti.
eylül 2001'e geldiğimizde ise hava yolları kanalıyla yapılacak bir saldırı artık söylentilerin ötesine geçecek biçimde bin ladin'in al quds al arabi gazetesine gönderdiği mesajlar ile ortada olmasına rağmen gazete mesajları yayınlamayı tercih etmedi.
teröristlerden ziyad jarrah eylemden yalnızca bir gün önce maryland'de aşırı hız yüzünden trafik cezası alırken kameralara takılmıştı. aynı gün muhammed atta ise bir başka eylemci ile birlikte portland'da bir otel yerleşip atm'den para çekerken, benzin alırken ve son olarak walmart'tan eylemde kullanmak üzere 2 adet maket bıçağı alırken görüntülenmişti. marwan al shehhi, boston'da bir escort servisini arayıp fiyatları öğrenince vazgeçmiş; shehhi'nin fedai korsanlarından bir başka grup ise kaldıkları otelde izledikleri porno film için ödeme yapmışlardı.
son gece bu şekilde otel odasında vakit geçiren 19 terörist, son olarak kendilerine gönderilen talimat mektubunu okudular
sonrasına da zaten hepimiz canlı yayında tanık olduk maalesef.
saldırılar gerçekleştikten sonra kurumlar arasındaki iletişimsizlik ve çekişmeler üzerine nsa'e ülke içinde de dinleme yapması için yetki veren kanun ekim 2001'de onaylanıyor.
2014 yılında senato istihbarat komitesi'ne sunulan cia raporuna göre; 50-60 kadar cia mensubunun, hava korsanlarının amerika'da olduklarını bildikleri halde bu bilgiyi fbi ve diğer güvenlik kurumları ile paylaşmadıkları tespit edilmiş. yine saldırı öncesi; dönemin karşı-terör uzmanı danışman richard clarke; ulusal güvenlik danışmanı condolezza rice'a el kaide'nin yakın zamanda gerçekleştireceği istihbaratı aldıkları 8 potansiyel saldırı şüphesini iletmesine rağmen aralarındaki sürtüşme nedeniyle harekete geçilmiyor.
ayrıca halid şeyh muhammed yakalandıktan sonra üzerinde ele geçen belgelerde, sonradan ''the american hiroshima'' olarak adlandırılan bir plan daha gün yüzüne çıkıyor. el kaide; 11 eylül'le neredeyse eşzamanlı olacak şekilde new york ve washington'da nükleer saldırı yapmak üzere mossad'ın takibindeki pakistanlı bir aracı vasıtasıyla pakistan, güney asya ülkeleri ve çeçenistan üzerinden de ruslardan nükleer bomba yapımı için gerekli maddeleri alabilmek için girişimlerde bulunmuş fakat sonuç alamamışlar. bin ladin'in hiroşima ve nagazaki'ye atılan atom bombalarıyla ilgili abd'ye misilleme mesajları verdiği konuşma videoları da mevcut bu arada.
işin finansal boyutuna gelirsek
washington post'a göre; 500 bin doları biraz aşan bir maliyetle gerçekleştirilen 11 eylül saldırılarında para transferi için daha çok hawala sistemi kullanılmış. yani a bölgesindeki x kişisi, b bölgesindeki y kişisine para göndermek isterse a bölgesinden sorumlu hawaladar'a gidiyor; havaleci de b bölgesinden sorumlu havaleciye y kişisine o miktarda ödeme yapması için talimat veriyor. böylece para transferi gerçekleşmediği için işlemi yaptıran x ve y kişileri arasında bağlantı kurulamıyor.
yine iletişim yöntemi olarak da taslak mail kullanılması teröristler arasındaki iletişimin radara yakalanmasını imkansız hala getiriyor. bizzat usame bin ladin'in kişisel koruması ''ebu cendel'' (ölümün babası) lakabıyla bilinen nasır el bahri'nin idare ettiği kurye ağı aracılığıyla iletişime geçmek istenen saldırganlara bir mail adresi ve şifre veriliyor. kullanıcılar bu şifreyle mail hesabına girip aktarmak istediklerini taslak mail olarak kaydediyor. karşı taraf da hesaba girip taslak mail'i okuyarak bilgi alıp cevap yazabiliyor, mail gönderilmediğinden de ağa takılmamış oluyorlar.
burada bahsettiğim konuların büyük bölümünün kaynağı; terry mcdermott'ın kaleme aldığı perfect soldiers ve james bamford tarafından yazılmış the shadow factory adlı kitaplardır; meraklısı için belirtmiş olayım. ilk kitap saldırganların profiline ışık tutarken, ikinci kitap da freedom of information act temelinde yapılan araştırmalara dayanarak ''operation highlander'' olarak bilinen ve amerikan vatandaşlarının ülke içinde ve dışında gizlice dinlenmesini de içeren çeşitli faaliyetleri temel alan teknik kısımlar hakkında bilgiler içeriyor.