1553 Yılında Türkiye'yi Gezen Bir Almanın Ülkeye Dair İlginç Gözlemleri

1553 yılında Hans Dernschwam isimli bir alman asilzadesi Viyana'dan yola çıkar ve Amasya'ya kadar gidip geri döner. 2 yıl süren seyahati süresince her gördüğünü detaylı bir şekilde yazar.
1553 Yılında Türkiye'yi Gezen Bir Almanın Ülkeye Dair İlginç Gözlemleri

"türkiye'de şaşılacak üç şey var: erkeklerin başlarında taşıdıkları şeyler kadınlarınki gibi. kadınlar ise erkek gibi pantolon vb. şeyler giyerler. üçüncüsü ise delileri evliya olarak kabul etmeleridir."

"anadolu'da kadınlar özellikle genç kızlar saçlarını örüyorlar. boğazlarına da gerdanlık, kolye takıyorlar. bu takılar midye kabukları, parlak taşlar, cıncık boncuk, hatta paradan yapılıyor. en üstte başın tamamını kapatacak şekilde bir baş örtüsü örtüyorlar. hepsi de güleryüzlü. kadınlar bir yabancının geldiğini görünce bir şeyler getiriyorlar ve yabancılarla konuşuyorlar. türklerde iş yapan erkekler ve esirlerdir."

"türkiye'de hüküm süren herhangi bir despot kendisine bir türbe yaptırıp yanına da bir mescit veya cami oturttu mu tamam. işte böyle olunca herhangi bir serseri de evinin bahçesine bir türbe yaptırabilir. kendisine türbe ve yanına bir mescit yaptıranlar hoca için gelir sağlamak amacıyla vakıf kurarlar, böyle olunca türbeler devamlı korunmuş olur."

"türkler sıcağa, soğuğa, açlığa, susuzluğa mukavemet eden ve böylece fakirlik içinde pişmiş bir millet. anadolu'da halk sadece hayvancılıkla yaşıyor, başka bir geçim yolu veya ticaret şekli düşünmüyorlar. nisan başlarında köylülerin hepsi evlerini terkediyor ve hayvanlarıyla birlikte dağlara, su kenarlarına çıkıyor ... insanların neredeyse yarısı zenci gibi, çok esmerdirler. her güneş altındalar, avrupa'da olduğu gibi bir zanaat sahibi değiller. buna mukabil gururlu insanlar, ona buna kafa tutar karşı koyarlar."

"amasya sarı kurt köyünde iplikten olta yapıp balık avladık. balıklar küçüktü ama çok lezzetli idi. nedense türkler böyle şeylere heves etmiyorlar. bilmiyorlar, ne balıkçılıkla ne de avcılıkla meşgul oluyorlar. türk milletinin en çok yedikleri şey yoğurt. yoğurdu bez bir torbaya koyup gittikleri yere beraberinde götürüyorlar. yemek esnasında su ile karıştırıp, içine ekmek doğruyorlar."

"türkler şaraba para vermiyorlar, onlara pahalı geliyor ve bu yüzden şarap içmiyorlar. bahane olarak da dinlerinin yasakladığını ileri sürüyorlar. halbuki bu boşuna söylenen bir söz, bedava bulurlarsa içiyorlar ve ölçüyü kaçırıp zil zurna sarhoş oluyorlar."

bonus: "türkler kendilerinin en temiz kimseler olduklarını sanırlar. abdesthaneye gittiklerinde satın aldığı kölelerden biri ona ibrik içinde su götürür. üstü kirlenmiş çocuk misali orada bu su ile kıçının her tarafını iyice yıkar. ne güzel şey böyle! bir de biz hristiyanlara karşı öğünürler. büyük abdestten sonra kağıt kullanırlarsa peygamberlerine karşı büyük bir saygısızlıkta bulunmuş olurlar. zira onlar nerede beyaz veya üzerine yazı yazılmış bir kağıt görseler onu hemen kaldırıp bir yere saklarlar, kağıt kutsal kalmalıdır derler."

kaynaktwitter.com/brammerayse