20 Yaşında Ölen Matematik Dahisi Evariste Galois'in Dramatik Hikayesi

20 yaşında ölmesine rağmen arkasında matematik için önemli keşifler bırakan Evariste Galois'in hikayesi.
20 Yaşında Ölen Matematik Dahisi Evariste Galois'in Dramatik Hikayesi

evariste galois 20 yaşındayken giriştiği bir düelloda karnından vurularak öldürülen bir çocuktu. dahiydi, matematikçiydi demeye dilim varmıyor, çünkü matematikçiden önce çocuktu ve hayattan bıkmıştı. öleceğini biliyordu çünkü ölmek istiyordu. nitekim öldü ve ardında kocaman bir galois teorisi ile "je n'ai pas le temps" sözlerini bıraktı.

galois, fransız devrimi dönemindeki kaotik ve saçma sapan toplumsal olayların içine doğdu. matematikte her zaman iyi, kendini ifade etme konusunda ise her zaman kötü bir çocukmuş. yaşadığı dönem frasa'nın matematik konusunda en iyi üniversitesi olan ecole polytechnique'e başvurmuş ve matematik bölümü için girdiği mülakatta mülakatı yapan kişi galois'nın anlattığı konseptleri anlayamadığı için okula kabul edilmemiş. bu yüzden galois çok daha ortalama bir enstitü olan ecole normale'e girmiş ve bir müddet orada okumuş.

orada okuduğu dönemler önce bir makale yayınlamayı becermiş, ardından motive olup bilim akademisine göndermek üzere polinomlar hakkında 2 farklı makale yazmış ve bunları yayınlamaya çalışmış ancak o zamanlar bilim akademisinde hakem olan cauchy makaleleri yayınlamayı reddedip galois'ya "sen bunları birleştirip yarışmaya gönder kesin kazanırsın" tavsiyesinde bulunmuş.

bu tavsiyeden kısa süre sonra galois'nın babası dönemin politik kavgaları yüzünden intihar etmiş. galois babasının ölümünün ardından yine bir umut diyerek tekrar ecole polytechnique için başvuru yapmış ve tekrar aynı mülakatçıdan onay alamamış.

oturmuş yayınlanmayan 2 makalesi üzerine çalışmış, çalışmış, çalışmış ve ikisini birleştirip çok daha iyi bir biçimde dönemin ödüllü matematik yarışmasına katılabilmek için yarışmanın hakemi olan ve bugün ismini her yerde gördüğümüz fourier'ye göndermiş. fourier galois'nın yazılarını inceleyemeden öldüğü için bu makaleler kaybolmuş ve galois yarışmadan hiçbir zaman dönüş alamamış. yine de galois henüz 17 yaşındayken aynı yıl 3 farklı makale yayınlamayı başarmış ve bu makalelerden biri matematikte galois teorisi'nin temellerini atmış.

bir yıl sonra, yani 1830 yılında fransa sokakları karışınca galois'yı bünyesinde barındıran ecole normale bütün öğrencileri sokağa çıkmamaları için okula kilitlemiş. bu olay üzerine galois okul gazetesine, öğrencilerin okula kilitlenmelerini eleştiren bir yazı yazdığı için okuldan atılıp tamamen başıboş kalmış.

başıboş kalan çocuk ne yapacağını bilemeyip ordunun topçu birliklerinden birine katılmış. katıldığı topçu birliği şans eseri darbe yapma planları olduğu düşünülen bir birlik olduğu için birlik dağıtılmış ve birliğin üyeleri tutuklanmış.

birkaç ay sonra masum oldukları anlaşılan birlik üyeleri serbest bırakılmış ve serbest bırakılmaları üzerine kutlama yapmaya karar vermişler. kutlamaya giden galois arkadaşlarıyla kutlama yaparken politik bir söylemde bulunduğu için tekrar tutuklanmış.

bu noktadan sonra galois iyice kafayı bozmuş. hapisten çıktıktan sonra ilk iş eski birliğinin üniformasını giyerek bastille gününe katılmak ve tekrar tutuklanmak olmuş.

artık her şeyden bıkan çocuk hapiste kaldığı süreçte mahkumları kontrole gelen bir doktorun kızını görmüş ve bu kızın bir sevgilisi olduğunu öğrenmiş. hapisten çıktıktan sonra kızın sevgilisine gidip silah düellosu teklifinde bulunmuş.

galois bu düelloyu kaybedeceğini ve düello günü öleceğini biliyormuş. biliyormuş çünkü düello gününden bir önceki günün gecesinde, yani hayatının son gecesinde eline bir not defteri almış ve bu not defterine aklındaki bütün fikirleri olabilecek en hızlı şekilde yazmış. bu yazıları arkadaşlarına göndermiş ve yazıların içinde bugün diğer matematikçiler tarafından kanıtlanmış olan birçok önerme varmış.

bu önermelerin kanıtları yokmuş. sadece ne oldukları ve bu konuda neler bildiği üzerine yazmış. yazılarının kenarına birçok defa "kanıtlamak için çok az bir uğraş daha gerekli ancak o kadar zamanım yok" notunu düşmüş. "je n'ai pas le temps" cümlesi o kadar zamanım yok anlamına gelir.

20 yaşında öldürülen bir çocuğun matematik dünyasında ve bir bakıma her birimizin hayatında yarattığı etki: concepts named after galois:

galois'nın son gecesinde yazdığı notlardan bir sayfa:


bazen gecenin bir yarısı masamın başında oturmuş yorgunluktan şikayet ederken "je n'ai pas le temps" cümlesi geçer aklımdan. bu gece son gecem olsaydı, yarın öleceğimi bilseydim ne yapardım diye düşünür ve yapmaya çalışırım. bu gecelerde yazdığım şeyler, günlük hayatımda yapamadığım düzeyde güzel olurlar. bu sebepten galois için zihnimdeki saygı duyulan ölüler sergisinde ayrılmış bir yer vardır.

galois wiki link