5 Kişilik Değil, 3 Kişilik Takımların Katılacağı Yeni Kadın Basketbol Ligi: Unrivaled

unrivaled... kadın basketbolunda yeni bir devrim niteliği taşıyan ve 2023'te kurulduğu duyurulan, abd'nin yeni kadın basketbol ligi “unrivaled” (“rakipsiz”) 17 ocak 2025 tarihinde başlıyor.
unrivaled, bildiğimiz klasik 5x5 çift pota basketbola alternatif bir soluk getiren ve 2020'de olimpik bir branş hâline gelen 3x3 basketbolun bir türevi şeklinde hayata geçiyor. bu yönüyle, hem abd’nin profesyonel kadın basketbol ligi konumundaki wnba'den ve ncaa (üniversite) basketbol liglerinden hem de uluslararası 5x5 fiba basketbolundan fark arz ediyor. öte yandan, fiba’nın 3x3 basketbol için belirlediği kurallardan (ve 7 yıl önce bu doğrultuda abd’de kurulan bıg3 isimli erkek basketbol liginin yapısından) da belli başlı noktalarda ayrılıyor.
nitekim unrivaled maçları, fiba’nın 3x3 müsabakalarının aksine, yarı sahada değil tam sahada oynanıyor — fakat bu saha, klasik 5x5 kadın basketbolu ve wnba sahasından daha ufak (29x15 yerine, 21x15 metre ebadında — yani kabaca 2/3'si büyüklükte). ayrıca müsabakaların süresi de fiba’nın öngördüğü, 10 dakikalık tek periyot yerine, 7'şer dakikalık 4 periyot, yani toplamda 28 dakika olacak.
ligde ilk sezon için 6 takım mücadele edecek: (alfabetik sırayla) laces bc, lunar owls bc, mist bc, phantom bc, rose bc ve vinyl bc (sondaki “bc” ibaresi, basketball club/basketbol kulübü anlamına geliyor). ilk bakışta bu isimler, nba ve wnba (hatta ncaa) takımlarında görmeye alıştığımızın aksine “isim + lakap” formülüne uymadığı için bizleri şaşırtabilir; fakat bu formül, takımların belli/farklı bir şehir ya da kurum isminin ardında eklenen bir lakap üzerinden oluştuğu için, ilk sezonunda tüm maçları tek bir şehirde (miami) oynanacak olan ve sahiplik modeline henüz geçmemiş durumdaki unrivaled takımlarına uymuyor. diğer bir deyişle, unrivaled öncelikle (tıpkı koronavirüs salgını dönemindeki nba “bubble”ı gibi) tek mekânda, lige ait takımlarla arz-ı endam edecek ve kazanacağı başarılarla iş insanlarının bu takımları satın alıp başka şehirlere götürmesi için fırsat yaratacak.
unrivaled’ın sezon takvimi de takım sayısı kadar ilginç
yaz aylarında (mayıs-ekim arası) oynanan wnba’in aksine, bu lig ocak-mart ayları arasında düzenlenecek ve mart ortasında bitecek — ligdeki sıralamaya göre, yine kısa süren bir play-off ve final etabı yaşanacak. format gereği, her akşam ikişer maç oynanacak, yani her etapta 4'er takımı aynı gün izleyeceğiz ve oyuncuların teke tek maçlar da yapacağı bir all-star hafta sonu da bu takvime dâhil edilmiş durumda. bu ajanda neticesinde unrivaled, ncaa’lerin mart çılgınlığı (march madness) dönemiyle de çakışmayacak ve ligler arasında bir reyting savaşı yaşanmayacak.
reyting savaşı demişken...
unrivaled’ın abd’de kış aylarında faaliyet gösteren tek profesyonel kadın basketbol ligi olmadığını da belirtmeden geçmeyelim. söz konusu diğer organizasyon, yani athletes unlimited (pro basketball), 2022'den bu yana her kış, yine maçları tek bir şehirde gerçekleşen şubat-mart arası 5 haftalık bir sezonda düzenleniyor — ama bu ligde 5x5 basketbol oynandığı ve takımların her biri “sokak basketbolu maçlarını” andırır şekilde her müsabaka öncesi bir oyuncunun kaptanlığında yeni baştan kurulduğu için, unrivaled’ın au ile dosdoğru bir rekabet içerisinde olacağını söylemek zor. yine de, iki lig arasında bir oyuncu kapma savaşı yaşanması hayli muhtemel (bu konuya daha sonra tekrar değineceğiz).
oyunculardan söz açıldı madem, gelelim unrivaled takımlarının kadrolarına
her bir takım, bir “komite” tarafından, oyuncuların yetenekleri ve mevkileri baz alınarak seçilip belirlenen kadrolardan kuruldu ve her birine birer takım menajeri, baş antrenör ve yardımcı antrenör tayin edildi. buna göre, her takımın eşdeğer düzeyde kaliteli olabilmesi adına ilk sezonun ekipleri, şu şekilde belirlendi:
laces bc: jackie young, tiffany hayes, kayla mcbride, kate martin, alyssa thomas, stefanie dolson / koç: andrew wade
lunar owls bc: sylar diggins-smith, courtney williams, allisha gray, cameron brink, napheesa collier, shakira austin / koç: dj sackman
mist bc: jewell loyd, courtney vandersloot, dijonai carrington, rickea jackson, brenna stewart, aaliyah edwards / koç: phil handy
phantom bc: sabrina ionescu, natasha cloud, marina mabrey, katie lou samuelson, satou sabally, brittney griner / koç: adam harrington
rose bc: chelsea gray, brittney sykes, kahleah cooper, lexie hull, angel reese, azura stevens / koç: nola henry
vinyl bc: arike ogunbowale, jordin canada, rhyne howard, rae burrell, aliyah boston, dearica hamby / koç: teresa weatherspoon
görülebileceği üzere, wnba’den ve kbsl dâhil pek çok ligden yakinen tanıdığımız nice meşhur ve üst düzey kadın basketbolcu, unrivaled’ın bir parçası olacak (sadece genç yıldız cameron brink sakatlığı sebebiyle bu yıl değil, 2026'dan itibaren takımında forma giyebilecek). bu durumun en temel sebeplerinden ilki, unrivaled’ın wnba ile herhangi bir sürtüşme içinde olmaması — bilakis, kadın basketbolculara wnba sezonları arasında, denizaşırı ülkelere gitmelerine gerek kalmadan profesyonel basketbol oynama ve basketboldan para kazanma imkânı tanıyor.
ama wnba ile olan ilişkisinin bir başka mühim noktası daha var
wnba ile nba’in oyuncular sendikası ve takım sahipleri ile imzaladığı güncel (2020 tarihli) toplu iş sözleşmesi (cba) gereği, kadın basketbolcuların da tıpkı erkek basketbolcular gibi, wnba sezonu başlamadan evvel gerçekleşen hazırlık kampı safhasına katılmaları gerekiyor ve aksi hâlde, o sezon wnba’de oynama hakkından mahrum kalıyorlar. bu da, kadın basketbolcuların genellikle wnba hazırlık kampları ile tarih olarak çakışan pek çok yerel ligin ve (euroleague women, eurocup women, vb. gibi) kıtasal turnuvanın play-off ve final etaplarında forma giymekten vazgeçmesi gerekliliğini doğuruyor.
bu feragat yüzünden, kadın basketbolcuların pek çoğunun artık ekim-mayıs arasındaki dönemde avrupa’da, çin’de ya da başka bir ülkede basketbol oynayıp para kazanma imkânı hayli daralıyor. zira oyuncular, en iyi ihtimalle bu liglerin en çekişmeli etaplarından önce uluslararası takımlarından ayrılıp abd’de, wnba kamplarına dönmek zorunda kalıyorlar — ki onların yeteneklerine en çok ihtiyaç duyulan zamanda böyle bir uygulama hemen hiçbir uluslararası kulüp tarafından hoş karşılanmıyor elbette.
yani, wnba bir bakıma, yıldız kadın basketbolcuların dolaylı olarak bir tek wnba’de forma giymesi ve insanların da bu isimleri başka yerde değil, sadece bu ligde izleyebilme imkânı bulabilmesi adına uluslararası basketbol kulüpleri ile zıtlaşıyor — bu tekelleşme yarışından da şimdilik en az zararı kendisi görüyor. kadın basketbolcular ise, au ve şimdi unrivaled sayesinde, uluslararası liglerden uzak durma tercihlerinden doğan kayıpları bir nebze azaltabilecekler.
elbette ki unrivaled gibi bir oluşum wnba için aynı zamanda kışın (nba ile çakışan bir takvimde) oynanan profesyonel kadın basketbolunun reyting ve gelir seviyesini ölçmek adına da bir deney tüpü (ya da laboratuvar ortamı) vazifesi görecek. böylesi bir teşebbüs, wnba’in de ileride alışılageldik sezon takviminde radikal değişiklikler yapmasına ön ayak olabilir — bu durumda unrivaled ve au gibi organizasyonların akıbetinin ne olacağı ise tabii ki belirsiz (ama wnba ile birleşme ihtimalleri de muhakkak doğacaktır).
unrivaled’ın bu denli alaka görmesinin (ve sponsor bulabilmesinin) ikinci temel sebebi ise, bu ligi aslen wnba’in yıldız oyuncuları breanna stewart ve napheesa collier’nin kurmuş olması. bu isimlerin temel hedefleri, bu ligin, oyuncularına hem wnba’den hem de abd’deki diğer tüm profesyonel kadın sporları liglerinden daha fazla maaş ödemesi — hatta bu doğrultuda, unrivaled’ın ilk etaptaki yatırımcılarından biri olmayı ve ilk sezonunda forma giymeyi kabul eden oyunculara ligin başat hissedarı hâline gelmeyi vaat ediyorlar.
nitekim 30. kuruluş yıldönümüne doğru ilerleyen wnba’in, bünyesindeki oyunculara ortalama yaklaşık 122 bin dolarlık maaş geliri sunuyor olması, (kendi sıradan oyuncularına bile on milyonlarca dolar ortalama yıllık sözleşme geliri sağlayan nba ile kıyaslandığında) kadın basketbolcuların huzursuzluğunu körükleyen büyük bir etmen konumunda. zaten aslen maaş gelirinin bu düzeyde olması sebebiyle (pek çoğu da, brittney griner’ın rusya’da yaşadıklarından sonra, hayli gönülsüzce ve ülke seçerek) denizaşırı ülkelerde basketbol oynamaya gitmek zaruretini hissediyorlar (zira uluslararası liglerden wnba’e kıyasla daha fazla para kazanabiliyor olmaları da söz konusu) ve abd’deki temel kazançlarını basketbol sahalarındaki performanslarından değil, şöhretlerini ve dış görünüşlerini kullanarak reklamlardan ve sponsorluklardan kazanıyorlar. bu da (son olarak angel reese örneğinde de gördüğümüz şekilde) bilhassa siyahî kadın sporcular bakımından hayli sıkıntılı kamuoyu tepkilerinin doğmasına sebebiyet veriyor elbette. ayrıca, pandemiden, yani bir mücbir sebepten ötürü wnba sezonu düzenlenemeyince oyuncuların ve çalışanların maaşlarının, ancak kyrie ırving gibi hayırsever nba yıldızları tarafından sağlanan fon sayesinde ödenebilmiş olması da, oyuncuların gelecek kaygısını körüklüyor.
unrivaled’ın bu kampanyası öylesine ses getirdi ki, mevcut ve emekli oyuncuların yanı sıra (juju watkins gibi) profesyonel kariyerlerine henüz başlamamış, ncaa parkelerinde boy gösteren müstakbel yıldız adayları da ligin yatırımcıları arasında yer almayı kabul etti — ayrıca, paige bueckers ve flau’jae johnson gibi ncaa oyuncuları da unrivaled’a şimdiden “isim, görüntü ve benzerlik bazlı tanıtım haklarını” (name-ımage-likeliness/nıl) kullanma yetkisini verdiler. yakın bir gelecekte ncaa’e gidecek olan liseli basketbol yıldızı kira reynolds (ki kısa süre önce bir maçta bir quituple-double yaptı, yani beş pozitif istatistik kategorisinde çift haneli sayılara ulaşan katkı verdi) gibi pek çok oyuncunun da bu kervana katıldığını görebiliriz — kelsey plum gibi kimi yıldız oyuncular ise, unrivaled’ın ilk sezonunda yer almayacaklarını hususi olarak bildirdiler (bu tercihin en mühim sebeplerinden biri, oyuncuların sezon arası dönemi dinlenmek, kendilerine bakmak ve sakatlıklarını iyileştirmek için kullanmayı basketbol oynamaya yeğ tutması ve aileleriyle vakit geçirmeyi ihmal etmek istememesi tabii).
bu duruma binaen, unrivaled sezon içi teke tek maç turnuvasının galibine 250 bin dolar olmak üzere, her bir oyuncusuna sezon başına en az 1'er milyon dolarlık kazanç sağlamayı amaçlıyor — ligin konaklama ve idman için en üst kalitedeki tesisler de hazır edilmiş durumda. elbette ki bu cömertlik, sponsorların, yayıncıların ve yatırımcıların katkılarıyla mümkün olabiliyor.
nitekim ally financial’ın kurucu ortağı olduğu unrivaled’ın diğer ortakları ve yatırımcıları arasında, pek çok sektörden nice meşhur isme rastlayabiliyoruz
state farm, vistaprint, sephora ve bira üreticisi miller lite gibi şirketlerin yanı sıra, espn’in eski başkanlarından john skipper, turner’ın eski başkanlarından david levy, forbes ailesinden gazeteci moira forbes, tv yapımcısı desiree gruber, warner bros. ceo’su ann sarnoff ve eşi, rca ceo’su richard sarnoff, yahoo! dâhil pek çok kurumda ceo’luk yapmış olan iş insanı dan rosensweig, ünlü yatırımcı gary vaynerchuk, nba takımlarından cleveland cavaliers’ın basketbol operasyonlarından sorumlu başkanı koby altman, nba’in günümüzdeki en büyük basketbolcularından giannis antetokounmpo, nba oyuncuları tre jones ve tyus jones kardeşler, emekli nba yıldızı carmelo anthony, steve nash, richard hamilton, division ı ekiplerinden uconn huskies’in tam 40 yıldır baş antrenörlüğünü yapan ve 11 kez ncaa şampiyonluğu yaşamışlığı bulunan efsanevi koç geno auriemma, eski wnba oyuncusu ve koçluk kariyeri devam eden dawn staley, abd kadın futbolunun efsanevi isimlerinden megan rapinoe ve alex morgan, profesyonel kadın golfçü michelle wie west, kadın tenisinin ünlü isimlerinden coco gauff, olimpiyat şampiyonu rekortmen yüzücü michael phelps ile eşi, güzellik kraliçesi nicole phelps ve aktör ashton kutcher da unrivaled’ın şimdiden birer parçası hâline geldi. under armour ve wilson şirketleri ise, ligin sportif malzeme, top ve forma sponsoru oldular. naklen yayın içinse tnt, trutv ve max ile anlaşma sağlandı.
unrivaled’ın ilk başkanı ise, napheesa collier’nin eşi ve basketbol koçu alex bazzell oldu. komisyonerliğe, kadın tenis birliği’nin (wta) eski başkanı micky lawyer; başkan yardımcılığına ve ligin genel menajerliğine wnba kulüplerinden minnesota lynx’in eski genel menajeri clare duwelius ve basketbol operasyonları başkanlığına da luke cooper getirildi.
arkasına tüm bu desteği, ivmeyi ve tanıtım gücünü almış bulunan unrivaled’ın nasıl bir performans sergileyeceği herkesin merak konusu. tabii bu lige dair bekleyişi heyecanla değil gerginlikle dolu olan odaklar da var; zira wnba’in bu yeni “kız kardeşi”nin başarısı, dünyanın diğer ülkelerindeki kadın basketboluna hayli büyük sekte vurabilir. hatta, wnba’i uzun vadede nba’in diğer kıtalara doğru genişleme ve orayı kendi “yetiştirme çiftliği/altyapı tesisi” hâline getirme açılımının bir parçası kılıp tüm dünyadaki profesyonel basketbolu abd çatısı altında tekelleştirebilir.
öte yandan bu lig, abd’de ve dünyada kadın basketboluna yönelik ilginin artmasına ve profesyonel kadın basketbolunun daha fazla sponsor bulmasına yardımcı olabilirse, wnba ile birlikte profesyonel kadın basketbolu için daha zengin bir ekosistem oluşturabilir — kadın sporlarının daha fazla destek ve görünürlük ihtiyacı içerisinde olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. ayrıca unrivaled’ın basketbola rekabet ve bilhassa genç oyuncular için daha fazla (ve kaliteli) gelişim fırsatı sunacağı da rahatlıkla öngörülebilir. tıpkı aba ile nba’in kozlarını paylaştığı yıllarda olduğu üzere, oyuncuların kontrat ve maaş yönünden pazarlık payını güçlendirebilir, eline yeni kozlar verebilir. hatta ve hatta, wnba-ncaa arasındaki sağlam ittifakın ve mutualist yapının arasındaki dinamikleri değiştirip, ncaa’lere bir alternatif de teşkil etmeye başlayabilir — tabii bu, daha fazla kaosa davetiye çıkarmak anlamına da gelecektir, fakat nba-ncaa arasındaki benzeri bir bağın lavar ball öncülüğünde kopartıldığı göz önüne alınırsa, kaostan da yeni ve daha avantajlı bir ticari nizam çıkmasını umabiliriz.
meselenin bir de caitlin clark boyutu var elbette; sahne ışıklarını son 3 yıldır şahane bir şekilde taşıyan ve kendi markasını mükemmelen geliştirmeyi sürdüren clark, tıpkı 2024 sezonu öncesinde big3'den gelen rekor teklifi reddettiği gibi, şimdilik ne denizaşırı ülkelerde ne de unrivaled’da forma giymeye “evet” demedi ve wnba’e sadık kaldı (tabii bunda, nike ile şimdiden 80 milyon dolarlık bir sponsorluk anlaşması imzalamış olmasının, yani meslektaşlarının aksine ilaveten para kazanmaya ya da popülerliği arttırmak için çabalamaya ihtiyaç duymamasının etkisi yadsınamaz). bakalım clark, izlenme oranı yönünden yükselişteki bir wnba’e tarihindeki en büyük sıçramayı bilfiil yaşattıktan (ve ödülünü, abd kadın millî takımı’nın 2024 olimpiyat kadrosuna seçilmeyerek ve ırkçı tepkilere maruz kalarak alınca, daha da iyi bir performans ortaya koyup ligde adeta kırılmadık rekor bırakmadıktan) sonra, reyting ve gelir ibresinin yönünü kimin lehine tayin edecek? ve liz cambage gibi hayli tartışmalı günlerden geçen yetenekli isimler de unrivaled’ın bünyesinde forma giyecek mi?
ezcümle, bu “deneyi” kuvvetle muhtemelen basketbolseverler keyifle, kulüp idarecileri ise diken üzerinde takip edeceklerdir. ama her koşulda, profesyonel kadın sporu için gerek oyuncular gerekse yöneticiler nezdinde kuşkusuz ki eşsiz tecrübeler yaratacaktır.