6 Yıldır Almanya'da Yaşayan Birinin Artık Türkiye'ye Dönmek İstemesinin Sebepleri

6 yıldır Almanya'da yaşayan ve hatta vatandaşlık almaya da hak kazanan bir Sözlük yazarının, dönüş sebeplerini kısaca ifade ettiği bir yazı.
6 Yıldır Almanya'da Yaşayan Birinin Artık Türkiye'ye Dönmek İstemesinin Sebepleri
iStock

almanya... 6 yıldır ikamet ettiğim, üniversite bitirdiğim, dax içerisinde yer alan firmalarından birinde çalıştığım ülke. almanya hakkında yazılan birçok yazı ekşi sözlük'te gündem oluyor. bazılarına katılıyorum, bazılarına iç çekiyorum, bazılarına da gülüyorum. sanırım benim de üç beş cümle döktürme zamanım geldi...

var arkadaşlar var, türkiye'de olmayan çoğu şey burada var. demokrasi, ihtiyacınız olandan fazla özgürlük ve geçinmenize yetecek kadar maaş. unutmayın ki, yurtdışına göçmek her zaman iki ucu b*klu bir değnektir. eğer heteroseksüel, türkiye şartlarına iyi kötü uyum sağlamış biriyseniz, almanya'ya göçmek üzerine iyice düşünülmesi gereken bir konudur. sürekli azarlanan, hor görülen kesimleri hariç bırakırsak, bir çoğumuz içinde büyüdüğümüz bu ülkeye iyi kötü uyum sağladık. küfrederek uyanıyoruz, gelecek planları yapamadan günü bitiriyoruz ve "olmuyoruz" türkiye'de.

bu gerçeklerin farkındayım fakat berlin'de geçirdiğim 6 sene şunu fark ettirdi: ben buradayken, iki gözümün çiçeği annem ile babam yaşlanıyor türkiye'de. onlarla geçirebileceğim dakikaları burada harcıyormuşum gibi geliyor bazen. bir de arkadaş, dost meseleleri var. adorno da bahsetmiş zamanında haldun taner de. aydın gurbetçinin derdi zor. ne o taraftasınız ne bu tarafta. isterseniz ağzınızla kuş tutun, ana dilinizle yapabildiklerinizi, ait olduğunuz kültürle "elinizde tutabildiklerinizi" yabancı dilde, yabancı kültürde yapamıyorsunuz.


türkiye'de oldukça sosyal, ağız dolusu kahkahalarla geçen bir hayatım vardı. fakat almanya bana alıştığım sosyal ortamı sağlayamadı. bakın ben beceremedim demiyorum, bu ülke bana sağlayamadı diyorum. artık suçun bende olmadığını anladım. buraya yakın zamanda gelen türklerle konuşa konuşa, bu allahın cezası ülkenin, avrupa kıtasının sosyal anlamda hödük olduğunu anladım. ister kültürel uyuşmazlık diyin, ister benim beceriksizliğime vurun, olmuyor.

bakmayın sosyal medaya atıp tutan yazarlara. türkiye'de ot gibi yaşamamış, insanıyla biraz muhatap olup, oranın havasıyla büyümüş herkes sıla hasreti çeker. bu hasretin boyutları herkes için farklıdır ama herkes bu hasreti çeker. evet türkiye bok çukuru, evet türkiye'de yapılan son seçimlerden sonra hepimiz aynı ümitsizlik kervanında sonu olmayan bir yolculuğa çıktık. 140journos'un, son videosunda da da söylediği gibi "yenilebilecek herkes, her şey, her ideoloji" bir bir yenildi bu ülkede koca cumhuriyet tarihine baktığınızda... akp iktidarı kendine bile yenildi ama buradayız işte. b*k çukuru, bizim b*k çukurumuz, ülke de bizim ülkemiz.

vatandaşlığı alıp dönmek gibi bir düşüncem var şimdilik

bu kadar kötülüğe, olumsuzluğa rağmen dönmek fikri aklımdan çıkmıyor, çıkamıyor. ekonomisine de eşitsizliğine de, adaletsizliğine de lanetler okuyarak döneceğim galiba sayın okurlar. "e o zaman neden vatandaşlık alıyorsun?" diyeceksiniz. ben yaptım, aldım bunu ama dönmeyi seçtim diyebilmek için alacağım o vatandaşlığı. almanya da verecek. çünkü entegre olduğumun farkındayım. kültürünü de, insanını da, aksak bürokrasisini de tanıyorum bu ülkenin. dilini konuşuyorum. alman gibiyim kağıt üzerinde...

ama bir şeyler var içeride. kaybolmuyor. derinlere gömmek istiyorum, gömülmüyor.

ben kahkahalarımı türkçe atmak istiyorum sözlük. kahkahanın dili olur mu diyeceksiniz. oluyor, vallahi de billahi de oluyor...