Ağza Kürekle Vurma Hissiyatı Yaratan Plaza Dili ve Edebiyatı Kalıpları

Plaza dilinde hangi cümle, hangi kelime ne anlama geliyor? Hepsinin cevabı burada. İddia ediyoruz bu yazıyı okuduktan sonra siz de cümlelerin arasına ingilizce kelimeler serpiştirebilecek; plaza dili ve edebiyatına tam anlamıyla hakim olabileceksiniz.
Ağza Kürekle Vurma Hissiyatı Yaratan Plaza Dili ve Edebiyatı Kalıpları
iStock.com / studiovision

Söylenen vs. Aslında anlatılmak istenen

- günaydın berkecan bey (tipini sikiyim berkecan)
+ günaydın bökre hanım (bi vermedin kaşar bökre)
- necdettin bey sizi sordular (müdür ananı sikecek)
+ tamam ben hallederim (yarraa yedik ama çaktırmayım çünkü cool'um)
- peki iyi çalışmalar (bok halledersin oç)

----------------------------------------------

+ günaydın necdettin bey beni sormuşsunuz (mına koyim sabah sabah...)
- berkecim dün maile blueprint'leri attach etmemişsin. dalgınlığına geldi sanırım (amk salağı mal mısın?)
+ çok sorry efendim hemen check edip yolluyorum (amk bökre'sinin götüne bakarken unuttuk)
- daha dikkatli olalım lütfen. profesyonellik hatayı kaldırmayan bir yoldur (oça biraz aforizma kasıyım çünkü cool bi müdürüm ben)
+ çok haklısınız efendim. sayenizde çok daha iyi olacağım (yalarun)
- hadi bekliyorum. bana geçerken meriç beyi de yollar mısın? (giderken iş buyurayım da borumuz ötsün)
+ hemen efendim. (mına koduum bilerek yapıyo)

--------------------------------------------------

+ meriç bey günaydın. necdettin bey sizi çağırır (<-- geniş zaman kipi her zaman cool'dur)
- necdettin bey? neden ki? (hayır mı gardaş?)
+ bişey belirtmediler (lan ne biliyim amına koyum. iş misiniz lan sabah sabah)
- tamam hallederim ben (çok cool takılıyım da havam olsun)
+ peki iyi çalışmalar (hay senin havanı sikiyim amk denyosu)

evet genel olarak bu şekilde cereyan ettiğini düşündüğüm laflar serisini içeren dil ve edebiyat. aslında herkes bizden birileri ama o yapış yapış, vıcık vıcık çakma profesyonellik kalıbından kurtulup parantez içindeki şekilde takılsalar samimi söylüyorum hem daha az strese girerler, hem de kendilerini kandırmazlar.

not: öyle bi ortamda 4 ay çalıştım, sonra istifayı bastım. geyiğine yazıyoruz çiziyoruz ama şu anda o tür ortamlarda çalışanlara da allahtan sabır diliyorum cidden çok zor muhabbetler.

- doneleri topladıktan sonra aksiyon alalım
- bağa mı didin?

ilk öğrenilmesi gereken '-yor olacağım' kalıbıdır.

mesela "sizi boş toplantı odasına alacağım" diyemezsiniz gramerde yoktur. "sizi boş toplantı odasına alıyor olacağım" denir. böylelikle samimiyetsizliğiniz paçanızdan akar.

biraz önce toplantıda duydugum cümlenin dahil oldugu dil.

- biz bunu as soon as possible review edip size feedback döneceğiz.

döne döne bitin inşallah.

İngilizce ünvanlar

(bkz: manager)

müdürün neyi var müdür? niye müdür demiyorsunuz da manager diyorsunuz? ha bir de herkes manager'sa who the fuck are we?

(bkz: infrastructure manager)
(bkz: logistics manager)
(bkz: district manager)
(bkz: account manager)
(bkz: area sales manager)
(bkz: store region manager)
(bkz: section manager)
(bkz: brand manager)
(bkz: product manager)
(bkz: project manager)

sırf bunlara inat, championship manager diye kartvizit bastıracağım lan.

en son şuna kulak misafiri oldum: "x bu işe involve olmasın, senin orada bulunman çok crucial."

gırtlağını siktiklerim.

bol ingilizce kelime kullanımı içerir. sert ve ağır türkçe kelimeler* ile harmanlandığı zaman bambaşka olur.

"whiteraistlin bey, comment'leriniz için müteşekkiriz. şimdi biz comment'lerimizi client'ımıza forward edeceğiz, onlardan approval'ı almamızı müteakip, hızlı bir kick-off meeting için bir date set ederiz, bizimkilerin de participate etmek istemeleri halinde sizin client'ınız da iştirak ederse seviniriz."

-follow uplarımız ne durumda. hala feedback alamıyorsak biraz daha push edelim. 

deadline yaklaşıyor. schedule'un çok gerisinde kaldık. 

updateler ile ilgili bi meeting set edip finalize edelim artık.

işyerinde ilk girdiğim toplantılardan birinde sonlara doğru ekip arkadaşımın ettiği şu cümlenin kurulduğu lisan;

"bu istedikleriniz sizin için nice to have mi? yoksa must mı?"

(bkz: delete edelim)

silelim desene dallama, daha kısa değil mi a.k?

her gün değişik bir versiyonuna maruz kaldığım. düzgün türkçe konuştukça bunların yanında köylü gibi duruyorum.

toplantıdayız, taşra bölgede birşeyler yanlış gidiyor, iş kötüye gitmeden uyarıp tebdir almak lazım. sarfedilen cümle:
"arkadaşları alert etmek lazım!"

bu ne lan?

bigün birinizi bi corner'da sıkıştırıp push edeceğim göreceksiniz ebenizinkini.

aksiyon almak ve ajandaya yazmak da bu güzide dilin önde gelen kalıplarındadır. ters bir b.k olursa onun için aksiyon alıp, aldığınız aksiyonu ajandanıza yazarsınız.

toplantıların birinde "konuya çok homojen yaklaşıyoruz, biraz organik düşünelim" şeklinde anlamsız bir cümle kurun. toplantıdaki insanların biri çıkıpda ne diyorsun sen demez. herkes kafa sallar. hıı evet evet çok haklı der.

plazada üst katlara çıkmak istiyorsanız janjanlı cümleler kurun. mesela, "hımmm bu konuya analitik olarak yaklaştığımızda çıkacak olan sonuçların konvansiyonel olduğunu düşünürsek alacağımız aksiyonların disfonksiyonel şekilleceğini öngörmemiz zor değil" şeklinde bir cümle kurun, ertesi gün genel müdürsünüz.

- bu işi outsource edelim.
- third quarter'ın raporu hazır mı?
- ajansı briefe ettiniz mi?
- arkadaşlar annual leave'leri hr ile paylaşın lütfen
- bu case'i cumaya finalize edebilir miyiiiz?
- below the line'ları diğer ajansa verelim, haftasonu da çalışsınlar...