FUTBOL 16 Temmuz 2020
18,7b OKUNMA     542 PAYLAŞIM

CAS, UEFA'nın Manchester City'ye Verdiği Cezada Neden İndirim Yaptı?

Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS), UEFA'nın finansal fair play kurallarına uymadığı nedeniyle Manchester City'ye verdiği 2 sezonluk Avrupa kupalarından men kararını kaldırdı. Tartışılan olaya dair bilgi verici bir soru-cevap metnini paylaşıyoruz.

manchester city'nin cezası hakkında biraz bilgi eksikliğinden biraz da -haklı olarak- uefa'nın güvenilmez duruşundan dolayı bir dezenformasyon bulutu var. basit soru cevaplarla, aşırı detaya girmeden açıklamaya çalışacağım.

sonuçtan başlayalım: "cas, uefa'nın manchester city için vermiş olduğu, 2 yıl avrupa'dan men ve 30m euro para cezasını düşürerek ingiliz kulübünün sadece 10m euro para cezası ödemesine karar verdi"

öncelikle uefa'ya giydirilmesinin, ffp sadece fakire işliyor demenin bir anlamı yok çünkü zaten ağır bir ceza uefa tarafından verildi ama cas bu cezayı bozdu. eğer city'nin ceza almamasının skandal olduğunu düşünüyorsanız cas'a giydireceksiniz arkadaşlar. uefa'nın da yatacak yeri yok ama o ayrı konu.

soru: cas, city'nin cezasını neden düşürdü?

bunun açıklanan 2 nedeni var:
1- suçlamaların temellendirilememesi ve yeterli kanıt sunulamaması.
2- zaman aşımı (yöneltilen suçlamalar 2012-2016 yıllarına ait).

soru: suçlamaları temellendirmemek mi, nasıl olur da uefa desteksiz bir şekilde bu işe girer?

bu durumu daha iyi anlamak için cas'ın yapacağı detaylı açıklamayı beklememiz lazım ama temelde suçlamaların "bağlamdan" uzak yöneltilmesi ve yeterince destekleyici kanıt gösterilememesi (hack'lenen e-maillerden başka)en etkili faktörler. 

burada unutulmaması gereken şey, cezanın uefa'nın kendi girişimi ve rutin kontrolleri sonrası değil, rui pinto adındaki hacker'ın patlattığı emailler üzerine soruşturma açıp verdiği gerçeği. kimdir bu rui pinto konusuna kısa bir parantez açacağız.

soru: uefa avukatları zaman aşımını düşünemeyecek kadar çaylak mıymış yani?

aslında uefa da durumu pekala biliyordu ama suçlamaların kesin bir ihlal olduğunu düşündüklerinden zaman aşımının sorun olmayacağına inandılar. lance armstrong davası bu duruma bir emsaldi.


soru: peki manchester city suçsuzsa neden hala 10m ceza ödeyecek?

mourinho da dahil olmak üzere birçok kişi bu soru üzerinden kararı ağır eleştirdi ama aslında basit bir açıklaması var: city'nin 10 milyon euro ödeyecek olmasının nedeni; uefa'nın soruşturma sırasında işini zorlaştırmak ve işbirliği yapmamak. bu da ne olursa olsun hala ciddi bir suç ve ceza gerektiriyor.

soru: tamam cezanın neden düşürüldüğünü anladık da ceza tam olarak neydi ki zaten?

hatırlatma: bilindiği gibi ffp, çok temel olarak; kulüplerin kazandıkları gelir kadar harcama yapmasını dikte ediyor ve kulüp sahiplerinden gelen direkt parayı kulübe enjekte etmeyi kesinlikle yasaklıyor.

uefa'nın men kararının gerekçesi, -çok kısaca- city'nin, 2012-2016 arasında sponsorlarından aldığı geliri "hile yaparak" yüksek göstermesiydi. buna ek olarak da yan bir suçlama da city'nin, uefa'nın soruşturmasını zorlaştırması ve iş birliği yapmaması ki zaten 10 milyon euro cezanın nedeni de yukarıda bahsettiğimiz gibi bu durum.

biraz daha detaya inelim; uefa'nın iddiasına göre, manchester city, £51.5 milyonluk bir parayı sponsorları olan etihad'dan almış gibi göstermesine rağmen para aslında direkt olarak city'nin sahibi olan şeyh mansur'un şirketi adug'tan geliyor ki yukarıda bahsettiğimiz gibi sahipten direkt gelen para enjeksiyonları yasak.

2. olarak; roberto mancini'ye ödenen £30 milyonun da şeyh mansour'un takımı al jazira üzerinden ödendiği ve birçok oyuncu için de imaj haklarının, ödemelerin buna benzer şekilde yapıldığı iddiası.

soru: peki bu nasıl ortaya çıktı, birden aydınlanma mı yaşadı uefa?

olayın ortaya çıkışı aslında futbolun robin hood hikayesi "football leaks". portekizli aktivist ve hacker rui pinto, city'nin de dahil olduğu bir çok e-mail kutusunu patlatıyor ve kulüplerin belgelerine ulaşmayı başarıyor. daha sonra bu belgeler, alman der spiegel gazetesinde yayımlanıyor ve uefa buradan yola çıkarak soruşturma başlatıyor.
yani bu büyük skandal, bir hacker'ın emailleri hacklemesiyle başlıyor. uefa'nın da aslında köşeye sıkıştığı noktalardan ve cas'ın iptal kararlarından biri olan "iddiaların desteklenememesi" gerekçesinin nedenlerinden biri de bu.

soru: allah allah kimmiş bu yaman delikanlı rui pinto?

31 yaşında, saçlarını jöleyle diken, porto'da doğup büyüyen ve koyu bir porto taraftarı olan hacker ve aktivist. kimilerine göre bir kahraman kimilerine göre de bir suçlu. hakkında 147 ayrı suçlama olan genç portekizli, şu sıralar duruşmasını ev hapsinde ve internetsiz bir şekilde bekliyor.


soru: magazini bırakıp ciddileşelim, premier lig'ten bir açıklama hala yok. onlardan aksi bir karar gelir mi?

premier lig kurallarına göre soruşturmalarda iş birliği yapmamak ve yanıltma yapmak bir suç ve zaman aşımı sorun değil. fakat city, uefa'yı cas'ta bozguna uğratmışken ve inanılmaz deneyimli bir avukat ordusu toplamışken, epl'in bu topa girmesi çok akla yatmıyor.
kaldı ki premier lig, ffp konusunda çok daha yumuşak davranan bir kurum ve bunu da yabancı yatırımcıya çekici görünmek için yaptıkları "konuşulmayan ama bilinen" bir durum. zaten suskun kalmalarının bir nedeni de cas'tan çıkacak olan kararı bekliyor olmalarıydı. dolayısıyla premier lig'in ceza vermesi çok büyük sürpriz olur.

soru: uefa'nın façası çizildi, bu ffp'nin sonu olur mu?

bunu söylemek için erken çünkü uefa, ffp'nin kulüplerin borçlarını düşürmek için getirildiğini ve bunu da başardığını düşünüyor(ki bu istatistiklere bakıldığında doğru).
fakat diğer yandan da bu olayı ise itibarları için bir "rezalet"olarak değerlendiriyorlar.
ek olarak, zırh bir kere delinmiş oldu ve diğer her davada bu durumu örnek alan kulüplerin "işi kılıfına" uydurması söz konusu. hatta uefa da kendi içinde buradaki "beceriksizliği" sorgulamaya başladı bile. sonuç olarak ne olursa olsun ffp tartışması gündeme gelecek ve uefa kulüplerle bir şekilde masaya oturacak, soruşturma odaklı değil de iş birliği odaklı çalışması gerekecek. kısacası ffp'nin dönüşüm geçirmesi gerekiyor.

soru: iş bitti, konu kapandı mı, yoksa uefa'nın bir sıkımlık daha barutu var mı?

uefa'nın davayı, isviçre federal mahkemesi'ne götürmek gibi bir kozu daha var ama city'nin bu büyük zaferi ve avukat ordusu karşısında bir kez daha kayıp yaşamak istemiyorlar. yani bu yolu seçmeleri düşük ihtimal. 

bu ihtimali değiştirecek tek şey ise avrupa'nın diğer büyük kulüplerinin uefa'ya lobi yapıp davayı bırakmamasını istemeleri olacak. real, barcelona, inter, juventus, psg, bayern gibi takımlar, önümüzdeki günlerde bir araya gelerek çıkan karar hakkında yol haritalarını çizecekler. daha önce de epl kulüpleri de benzer bir lobi faaliyetini uefa'ya yapmışlardı. bakalım bu durum city'e karşı bir savaş mı başlatacak mı?


soru: zafer sarhoşu city, transfer marketini tarumar eder mi?

men cezasının iptalinin manchester city yönetimi ve guardiola için büyük bir rahatlama olduğu kesin ama daha önceki senelerle beraber toplamda aldıkları cezaların 25 milyon euroyu bulması ve bu dava için kurulan avukat ekibine inanılmaz bir harcama yapılması (30 milyon euroya yakın) city'e de eksi yazdı. ek olarak ffp de darbe alsa da hala yürürlükte ama yine de eli çok rahatlayan city'nin, özellikle de defansta çok eksiği olduğu düşünülünce transferde bayağı bir aktif olacağını söylememiz çok zor değil.

sonuç

sahip şeyh mansour, başkan khaldoon al mubarak, ceo ferran soriano, sportif direktör txiki begiristain ve pep guardiola için bu sonuç büyük bir zafer olarak değerlendirilebilir ve bu isimlerin yıllardır sürdürdükleri city projesine heyecanlarını artıran bir mihenk taşı olarak kabul edilebilir.