PSİKOLOJİ 11 Temmuz 2019
51,1b OKUNMA     678 PAYLAŞIM

Çocuk Gelişimiyle İlgili Deneyleriyle Dönemine Damga Vuran Psikolog: Jean Piaget

1896-1980 yılları arasında yaşamış olan İsviçreli psikolog Jean Piaget, çocukların bilişsel gelişimiyle ilgili insanlığa pek çok şey kazandırmış bir isim.


kimdir, kimlerdendir?

isviçreli bilim insanı. isviçreli olmasıyla yüzyıl öncesinden çıkartmış masaya vurmuş karizmayı. genetik epistemolojist, ama yaygın bilinirliğiyle gelişimde bilişsel psikolojinin babası. yani şöyle diyelim, klinikte freud neyse, çcognitive development'ta piaget bunu beşle çarpıyor, zira eleştirilse de freud'dan daha sağlam el açmış zamanında. seksen kusuruna kadar yaşayıp 1980'de vefat edene kadar yüzlerce makale, onlarca kitap yazmış ve de son ana kadar yayın yapmaya devam etmiş.

nereden başlamış kariyere, ne yapmış?

19. yüzyıl sonlarında doğmuş bu amca, birinci dünya savaşı sonları amerika'ya masif göç ve beraberinde gelen güney avrupalıların "fiddle minded" öldüğü sanrısı ve devamında gelen intelligence testing akımından çıkan binet zeka testlerinin geliştirilmesi sürecinde binet ile çalışmış. sonuç olarak aynı ekolden (güney avrupalılar gerizekalı değil, dile ve amerikan kültürüne hakim değiller'in fark edilmesi) çocukların bilişsel gelişimine şahane bir uygulama yaparak "çocuklar eksik insanlar değil, gelişimini tamamlamamış insan yavrularıdır" noktasına, problem çözmede aynı yaş grubundan çocukların aynı sistematik yanlışları yaptıklarını fark ederek varmıştır. şu an "ulan ne var, bunu ben de bulurdum" diyenlere sociology of childhood kapsamında literature okumalarını ve 20. yüzyılın başlarına kadar çocukların toplumda nasıl görüldüğüne göz atmalarını tavsiye ediyorum.

neden ve hangi teorileriyle ünlü?

bu mesele ilginç. adam tam o zamanın bilim insanı özelliklerine sahip. rasyonalist akımın öncülerinden kabul ediliyor, ki akımın babası kant kabul ediliyor. bilişsel gelişimi modüler ve dolaylı olarak da innate yani çevresel şartlardan çok fizyolojik gelişime bağlıyor. çocukların bir şeyi kavrama yaşı birbirinden farklı olabilir ama sekans ve sıralama aynıdır diyor kısaca, yani nasıl ki dil gelişiminde hecelemeden tek-sözcük evresine geçilmez, bilişsel gelişimde de misal object permanence (bir şeyin görüş alanımızdan çıktığında da varolmaya devam ettiği, 8 ay civarında gelişiyor) öğrenilmeden conservation (aynı miktarda bir maddenin -mesela suyun- şekli farklı bir kaba aktarıldığında, kabın şekline bağlı olarak azalmadığı ya da çoğalmadığı- 3.5-4 yaş arası gelişiyor) öğrenilmez diyor. 4 evre bazlı bir gelişim süreci öneriyor, daha fazla öğrenmek isteyenler için evre isimleri:

duyusal motor dönemi(0-2 yaş)
işlem öncesi dönem(2-7 yaş)
somut işlemler dönemi(7-12 yaş)
soyut işlemler dönemi(12+)'dir.

3 dağ deneyi 

ya da 3 mountain experiment diye bir deneyi vardır ki abimizin mesela, algı -perception-, benmerkezcilik -egosentrizm-, çoğul bakış açısı -multiple perspectives- ve empatiye kadar gider. çocukta kaç yaşında bunların oluştuğunu bulmaya çalışır.

teori şudur

çocuk küçüklükten itibaren egosentrik -ben-merkezcidir- ve diğerlerinin varlığından kendisinden ayrı birer şey olarak haberdar diildir. -tanrı her yerdedir, çocuk kendi kendisinin tanrısıdır, panteizme falan bile vardırılır kasarsak, çocuk bilinci gelişim aşamalarını toplumsal sosyal gelişime çekmek yoluna da başvuranlar olmuştur çünkü, stage teorisyenleri şahane insanlardır zaten hep-

dolayısıyla "diğeri" fikri çocukta belli bir yaşa kadar mevcut diildir. evren, herkes ve her şey çocuğun kendi varlığının bir parçasıdır. dolayısıyla da çocuk herkesin her şeyi kendi gibi gördüğünü varsayar. -bunu 50 yaşında da düşünen insanlar var enteresan olan da odur. zaten bu stage teorisyenleri genel ortalamayı verirler aşamalara dair ama siz daha ikinci aşamayı 70 yaşında aşamamışsanız size piaget, kohlberg, vygotsky naapsın-

örnek deneye geri gelelim

çocuk bir sandalyeye oturtulur. oyuncak ayı -teddy bear or doll- tam karşısına başka bir sandalyeye oturtulur. çocuğun önünde bir masa vadır. masada da 3 boyutlu bir maket vardır. 3 dağ vardır ismi de buradan gelir hatırladığım kadarıyla -pardon yanlışsam birileri düzeltsin okuyalı 10 yıl oluyor da bu teorileri-. çocuktan bir kendi gördüğünü bir de ayının gözünden maketin resmini çizmesi istenir. çocuk belli bir yaşa kadar ayının gözünden çizilmesi istenen resimle kendi gördüğü resmi birebir aynı çizer. ortalama 5 yaşından sonra ise çocuk ayının bakış açısı -perspektif- olduğunu ve karşıdan bakıldığından maketin tersten görüneceğini akıl edebilir hale gelir.. bir de bir şey saklanıyordu dağın arkasına, sanırım tavşan ama tavşan dağ atasözünden uyduruyor da olabilirim, saklanan şeyi oyuncak ayı göremeyecek yerde otururken çocuk görebilecek konumda kalıyor ve "oyuncak ayı tavşanı görüyor mu?" diye soruluyordu sanırım. (alternatif bakış açısıyla spatial perpektif denen mekan algısı açısından belirleyici bir deney olarak da görülür bu deney) ancak bence asıl önemli etkisi bu deneyin, belli bir döneme kadar çocuğun "diğeri" ve "diğerinin bakışı" konseptlerinden, kavramlarından -perspektiften yani- bihaberken, bir yaştan sonra karşıda oturduğu için ayının aynı şeyi tersten gördüğünü ya da en azından ayının kendisinden farklı olduğunu algılamasıdır. -perspektifin bulunuşu da rönesansladır, sanatsal, mimari gelişim için perspektifin icat edilmesi gerekmiştir. icat edilmesi diil bulunması diyelim, yani rönesans 5 yaşına denk geliyor olabilir mi acep uygarlığımızın?-

egosentrizm yani ben merkezcilik bu noktada 5-6 yaş arası azalmaya başlar -kardeş isteme yaşını buna bağlayanlar da vardır gözlemle, ama bildiğim araştırma yok-.(hatta yine geçmiş zaman ve haliyle kaynak veremeyeceğim ama elektra ve odipal komplekslerin azalma ya da artma yaşı da yine 6 civarıdır ve egosentrizmin azalması ya da diğeri algısının gelişmesi ile alakası kurulabilir)

özetle piaget bir çocuğun karşısına bir oyuncak ayı oturtur. ve çocuğa ayının ne gördüğünü ne düşündüğünü sorar. bir yaşa kadar çocuk oyuncak ayının onunla aynı şeyleri hissedip gördüğünü sanır, söyler. çocuk açsa ayı da açtır, çocuk toksa ayı da toktur. ama bir yaştan sonra ayıyı kendisinden ayrı bir varlık olarak kabul eder. bu da aslında kendisini ayrı bir varlık olarak ayrıştırmasına tekabul eder. "ben tokum ama ayıcık aç" demesi için bir yaşı/aşamayı geçmesi gerekmektedir.

bir diğer deneyi de yine gerçek ve algı ayrışmasını yaptığı ve "bu gerçekte ne?" ve "bu neye benziyor?" sorularını sorduğu deneydir

çok etkileyicidir. (deneyimiz şu: çocuğa bir başka şeye benzeyen bir nesne gösteriliyor ve "bu ne?" ve "bu neye benziyor?" soruluyor.) çocuk 4 yaşına kadar hep gerçekte olanla benzeyen şeyleri aynı söyleme eğilimindeyken sonradan bir şeyin olduğundan farklı görünebileceği bilgisine/algısına ulaşır. yani çocuğa kaya görünümlü bir sünger gösterildiğinde 4 yaşına kadar her iki soruya da ya sünger ya kaya derken -either/or- 4ünden sonra "bu sünger ama kayaya benziyor" demeye başlayabilir. görünenden farklı bir gerçeklik algısı yani. -bu aşama benzetme, şiir, sanat yetkinliği başlangıcı olarak yorumlanabilir, toplumsalda tekabul eden aşamada edebi rönesansı kimden nereden başlatacağımız muamma elbette-

alınız ve tüm bu deneyleri günlük hayatınızdaki yaşıtlarınıza uygulayınız. ne de olsa hepimiz içimizdeki çocuğu koruyoruz deli gibi.
kohlberg'in ahlaki aşamalarında 3.,4.,5. aşamada kaldığımız gibi piaget'nin algı aşamalarında da neyin ne görünüp aslında ne olduğuna dair temel deneylerinde de 4-6 yaş altı çıkma olasılığımız yüksek her birimizin.

bu yüzden, unutmayın büyüdüyseniz, 6 yaşı geçtiyseniz mesela, bazı aşamaları da geçmişsinizdir ve:

1- oyuncak ayının masanın öteki tarafında oturduğundan dolayı sizden başka bir görüntü gördüğünü

2- bu görüntünün sizinkinden çok farklı olmasına rağmen aslında baktığınız maketin aynı olduğunu

3- oyuncak ayının bakış açısının da sizin bakış açınızın da maketin gerçekte ne olduğunu değiştiremediğini

4- bir şeyin göründüğü ile olduğunun farklı olduğunu bilirsiniz piaget'ye göre... (bkz: bilgi)

hem piaget'yi sevelim hem de işte içimizdeki çocuğu sevelim. agucuk bugucuk falan...

özetle piaget candır.
otursak bir çocuk, bir piaget ve bir oyuncak ayı masaya, 3 dağı da piaget'ye helal ederim.