yapılan araştırma, insanların çocuklukta çizgi film karakterlerine duyduğu platonik hislerin normal olduğunu ve psikolojik bir temeli bulunduğunu açıklıyor.

çocuklar, bu tür hayali karakterlere, ünlülere duyulan hislere benzer şekilde bağlanıyor. bu durum, ilişkilerle ilgili güvenli bir keşif alanı sağlıyor ve gerçek romantik hislerden ziyade, hayal gücüne dayalı bir tecrübe sunuyor. psikologlar, bunun sağlıklı bir gelişim sürecinin parçası olduğunu belirtiyor.

çocuk gelişimi ve cinselliği üzerine kapsamlı çalışmalar yapmış ve yazılar yazmış bir psikolog olan dr. kathryn seifert ise şunları ekliyor: “çocuklar bir partner aramıyorlar, sadece ilişkileri anlamaya çalışıyorlar. ilişkileri ve ne manaya geldiklerini merak ediyor ve öğreniyorlar. bir çocuğun birinden hoşlanması ile bir yetişkinin bir başkasına aşık olması ve o kişiye karşı cinsel duygular beslemesi aynı anlama gelmez.”

kaynakça: globalnewshub