Das Kapital'i Okumadan Marksist Olunur mu?
das kapital okumadan marksist olmak mümkündür
hem de pek güzel olunur. zira marksizm'in algılanması olayı das kapital'den ibaret, onunla başlamış ve onda biten bir olgu değildir.
marksizm, öncelikle, giriş kitabı diyebileceğimiz, marks'ın ve engels'in sorunsalını, hayatları ve ideolojilerini çözümleyen kitaplardan, araştırmalardan girişi yapılabilecek bir konudur. gerek marks'ın, gerek dönemdaşı pek çok felsefecinin metinlerinde birbirlerine ve dönemin tarihi olgularına referanslar mevcuttur. bu 101 (history of marksizm) olayı olmadan, inanın pek çok şeyi anlamanız çok güç olacaktır.
sonrasında, "komünist manifesto"yu takiben, bence marksizm'in en önemli meselelerinin tartışılmasına "fransız üçlemesi"nde girilir (monarşi'de kapitalist iktidara geçiş, sınıf savaşımı algısı vb. bu metinlerde çok daha sağlam analiz edilir). buna ek olarak "alman ideolojisi" ve "anti-dühring" çok kritik öneme haizdir ve marksizmin materyalist algısı için önemli girdilerde bulunurlar. sınıf analizi ve kadın sorununa giriş açısından "ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni" müthiş bir çalışmadır. bazı çok önemli temel felsefi sorular ise, daha da öncede, özellikle de yabancılaşma sorunsalı, meta fetişizminin düşünülmesi, "1844 el yazmaları"nda mevcuttur. das kapital bunların üzerine bina edilmiş bir yekün, bir toplu analiz, bir anatomik inceleme olarak hepsinden parçalar içeren bir kapitalizme topyekün bir eleştiri, bir parçalarına ayırma işlemi olarak görülebilir.
peki bitti mi? daha yeni başladınız
marksizm her zaman pratik olmuş, toplumsal bir olay olarak vuku bulmuş, fikri düzeyden toplumsal bir olaya dönüşme sürecinde yaşadığı sancılar aktarıldığı kuşakların en büyük sorunsalı olagelmiş.
bu konuda en önemli eserleri verenler başta lenin, troçki, mao gibi isimler elbette. bir yandan da frankfurt okulu, gramsci, althusser gibi ekoller mevcut ve bunlar da aynı işi farklı bir bakışla ve amaçla yapmaya gayret etmekteler. keza sanat konusunda yazdıklarının pek çoğu felaket de olsa "tarih ve sınıf bilinci"nde şaşırtıcı bir derinlik sergileyen lukacs gibi düşünce insanları da mevcut.
ve elbette bunların üzerine, sürekli, her gün eklenen, dünyanın her tarafından, her tür disiplinden eklemlenen bir çalışma sürmekte. tonlarca güncel çalışma başlığı mevcut ve daha pek çoğu da açılmak içini sırasını bekliyor.
peki bitti mi? hayır, daha yeni başladınız
çünkü marks, pozitif bilimler için newton ne ifade ediyorsa, 11. tez sonrası sosyal bilimler açısında denk bir öneme haizdir. önce anarşizmi, liberalizmi, sonra dilbilimi ve yapısal analizi, psikolojiyi ve psikanalizi, feminizmi, ekolojizmi ve anti-militarizmi, yapısalcılığı ve post-yapısalcılığı, yani zibillah kadar şeyi okumanız, anlamanız lazım.
yani diyeceğim odur ki: das kapital okunmadan marksist olunur. sırf komünist manifesto'yu okuyup bir sosyalist devrim için canını verebilecek on milyonlarca insan bulabilirsiniz. bu insanlar pratikleri ile de pek çok açıklarını kapatabilirler.
ama elbette das kapital okumamış bir marksist düşünür, bir fikrî önder çok tartışılabilir biridir. zaten sadece "marksist" bir düşünür çok tartışılabilir bir insandır.