İLİŞKİLER 28 Şubat 2018
116b OKUNMA     980 PAYLAŞIM

Dişinin, Önceki Partnerlerinden Aldığı Genetik Bilgiyi Bebeğine Aktardığı İddiası Doğru mu?

Bilim dünyasında sinekler üzerinde yapılan araştırmalar doğrultusunda rastlanan bulgular böyle bir önermeyi meydana getirmişti önceki yıllarda. İddia, birkaç sefer Ekşi Sözlük'ün de gündemine geldi ve tartışıldı. Konuya dair aydınlatıcı olabilecek fikirleri yorumunuza sunuyoruz.
iStock


iddianın genel çerçevesi aşağıdaki şekilde

olayın tam açıklaması, "dişi bireylerin eski partnerlerinin spermini absorbe etmesi ve dolayısıyla bu durumun indirekt olarak offspring'ine/yavruya etki etmesi."

konuya dönelim

şu ana kadar okuduğum makalelere göre sadece sineklerde (telostylinus angusticollis) resmi olarak test edilmiş olup, insan üzerinde de aynı durum olabileceği önerilmiş.

http://time.com/…-sexual-partners-affect-offspring/

http://onlinelibrary.wiley.com/…/ele.12373/abstract

https://www.sciencedaily.com/…4/10/141001090238.htm

http://www.rooshv.com/…semen-of-casual-sex-partners

(bkz: telegoni)
(bkz: aristoteles)

"bu uygulama sadece sinek için geçerli" fikrine yönelik

1- telostylinus angusticollis, elimizde bu vardı hacı diye seçilmiyor

2- benzer bir sonuca varan bir makale için aşağıdaki edite yönlendireyim sizi. denek, deney metodu, sampling vs tamamen farklı bir durum üzerinden test edilmiş, apayrı bir durumdan da bu sonuca bağlanmış (şimdilik).

edit: bir yazar sinek yerine sample olarak farklı gebelik/kürtaj geçmişindeki insanları ele alan şu destekleyici makaleyi paylaştı. ben de burada paylaşayım. sonuçlardaki uçurum cidden enteresan. umarım bu çalışma tekrarlı olarak farklı sample'larla yapılır ve veriler daha anlamlı hale gelir.

Sözlük yazarı "tamarix smyrnensis", iddianın dayandığı makaleleri özetleyerek konuya bir açıklama getirmiş

yukarıdaki yazar yalnızca özeti paylaşmış. ben size tüm makaleyi buldum.

paylaştığı makalede, erkek çocukları olmayan kadınları cinsel geçmişleri açısından karşılaştırıp erkek mikrokimerizmi (bir bireye ait az sayıda hücre veya dna'nın başka bir bireyde bulunması haline verilen isimdir.) bulundurup bulundurmadıklarına bakmışlar; çünkü mikrokimerizmin otoimun sistem üzerine etkisi olduğu ve bazı hastalıkların tedavisine yardımcı olabileceği düşünülüyor. alın türkçe kaynak size. başlığı açan yazarın edit'te paylaştığı çalışmanın amaçları arasında, önceki partnerlerinden erkek dna'sı bulunduran kadınlar gebe kaldıklarında bu dna'ların doğacak çocuğun dna'sina etki edip etmediği ya da nasıl etki ettiği değil. erkek dna'sı bulundurup bulundurmadıklarına bakıp bunun nereden geldiğini anlamaya çalışmışlar. açıp okuyun derdim de çoğunuzun açıp okumayacağını bildiğim için uzun bir özet geçeyim:

"overall, we found that slightly more than one fifth of all women with no history of a male birth had male microchimerism in their peripheral blood. among women who only had daughters or were nulligravid, one potential explanation for male microchimerism could be a nonrecognized (male) miscarriage. fetal traffic into maternal blood has been reported as early as 4 to 5 weeks postconception, and recent studies suggest the incidence of early pregnancy loss is much higher than previously thought. a second potential source is from a “vanished (male) twin.” a vanished twin is thought to be a relatively common phenomena resulting from spontaneous resorption of one sac or embryo in a twin pregnancy. twin loss occurs most often in the first trimester and is usually completely reabsorbed into the placenta without being noticed at birth. a third possibility is from an older male sibling transferred by the maternal circulation to the fetus of a later pregnancy. another possibility that has not been investigated is whether male dna can be detected in a woman’s circulation from sexual intercourse without pregnancy. ın the current study, male microchimerism was not found in the peripheral blood of female children with no history of pregnancy or sexual activity or in the cord blood of female newborns. some positive results might be anticipated, however, should a larger study specifically investigate this population because of the potential for male microchimerism from a vanished male twin or possibly from an older brother as described." (sf. 905)

makalenin bence önemli bölümleri yukarıdakiler. özetle diyor ki, erkek çocuk doğurmamış kadınların beşte birinin dolaşım sisteminde erkek mikrokimerizme rastlanmış. yalnızca kız çocuk doğurmuş ya da hiç hamile kalmamış kadınlarda erkek mikrokimerizmine rastlanmasının nedeninin fark edilmemiş erken gebeliklerdeki (erkek çocuk) düşükleri olabileceği düşünülmüş. anne karnındaki bireyin eğer (erkek) ikizi vardıysa ama erkek ikiz gebeliğin erken döneminde plasentaya karışarak yok olduysa ve doğamadıysa, doğan (kadın) bireyde de erkek kimerizmine rastlanması mümkün olabiliyormuş. başka bir olasılık ise, annenin önce erkek çocuk doğurmuş olmasıymış. yani abisi olan kadınlarda da erkek kimerizmi bulunabiliyormuş. burası çok önemli. bu makalede araştırılmayan ve araştırılmadığı da belirtilen olasılık ise, kadınlara cinsel ilişkiyle erkek dna'sı aktarılıp aktarılmadığı (another possibility that has not been investigated is whether male dna can be detected in a woman’s circulation from sexual intercourse without pregnancy).

bunun dışında, kan aktarımı/transferi yoluyla da erkek dna'sının bir kadına aktarılmasının da mümkün olabileceği ama bunu tespit etmenin zor olduğu ve araştırmada buna bakılmadan veri toplandığı belirtilmiş. son olarak, bu çalışma korelatif. yani nedenselliğin olup olmadığını bile bilmiyoruz.


iddianın "sinekler" kısmı ile ilgili olarak

bu, genetik değildir ve sinekler üzerinde yapılan bir araştırmadır. sinekler. insanlar değil yani.

çalışma şu: revisiting telegony: offspring inherit an acquired characteristic of their mother's previous mate

özeti de şu:

halihazırda yumurtası gelişmekte olan/yumurtaları henüz olgunlaşmamış dişi sinekler iyi beslenmiş (nutrient-rich) bir erkek sinekle (uzun/beşili) çiftleşiyor. bu erkek sinekler iyi beslenmiş oldukları için daha büyük ve nitelikli spermler ile besin açısından zengin semen üretiyor; ama dişinin yumurtaları henüz olgunlaşmamış olduğu için bu erkek sinek tarafından döllenmiyor olsalar da, bu erkek sineğin semeni besin açısından zengin olduğundan yumurtaları besliyor. daha sonra dişiler yeterince beslenmemiş (nutrient-poor) sineklerle (kısa/zayıf) çiftleşiyorlar. dişi sineklerin yumurtaları bu erkek sinekler tarafından dölleniyor; ama doğan yavrular daha yumurta halindelerken ilk erkek sineğin besin açısından zengin olan semeninden beslenmiş oldukları için daha besili/uzun oluyorlar. buna da genetik olmayan (non-genetic) etmen deniyor.

"potential mechanisms of telegony include penetration of maternal somatic cells by sperm, foetal genes in mother's blood, and the ability of rna to program genome rearrangement (liu 2011, 2013). ın addition, males provide the female with a suite of proteins and other molecules in the seminal fluid (avila et al. 2011), the concentration and composition of which can be altered by the male's environment (wigby et al. 2009; perry & rowe 2010; sirot et al. 2011). seminal products are known to have complex effects on female fitness and behaviour (gillott 2003; wigby et al. 2009; perry et al. 2013), and can influence offspring health via effects on the female reproductive tract (bromfield 2014; bromfield et al. 2014). hence, we propose that the phenotype of a female's previous mate could potentially influence her future offspring, sired by other males, via the effects of seminal fluid on ovule development (fig. 1).

the hypothesised mechanism of telegony in telostylinus angusticollis: from an initial mating (first male) that occurs while the ovules are immature and permeable to semen-borne molecules, the female receives seminal fluids that influence ovule development (shown in blue). a subsequent mating (second male), which occurs after ovule maturation, results in fertilisation, but is not expected to result in semen-mediated effects because mature (chorionated) eggs are largely impermeable to seminal products. the resulting offspring therefore exhibit a non-genetic influence of the phenotype of the first male (represented by blue colour), while also expressing alleles received from the second male (represented by red colour)."

diyor ki

olgunlaşmış yumurtalar semenden büyük ölçüde etkilenmez. tüm bu süreçte, dişi sinek yumurta üretirken birden fazla partnerle birlikte oluyor ve yumurtalar birden fazla erkeğin semeninden etkileniyor; ama yumurtalar olgunlaşırken maruz kaldığı semenin etkisi genetik değil.

iyi beslenmiş erkek sineğin semeni de besin açısından zengin ve yumurtalar, olgunlaşırken bu besinleri aldıklarında, iyi beslenmemiş bir erkek sinek tarafından döllenmiş olsalar bile daha besili/uzun sinekler olarak büyüyor. durum genetik değil. işin içinde genlerin aktarılması ya da değişmesi yok. yumurtaların dış etmenlere maruz kalarak fiziki olarak daha iri sinekler olmaları söz konusu.

Bu içerik de ilginizi çekebilir