Emniyet Müdürü Gaffar Okkan Neden Faili Meçhul Bir Cinayete Kurban Gitti?
gaffar okkan'ın şehit olduğu suikastı anlayabilmek için o dönemde devlet içindeki iki temel ekolün nasıl çarpıştığını analiz etmek gereklidir.
1980'lerin sonuna doğru gelindiğinde pkk gittikçe taban toplamış, örgütlenmiş ve operasyonel olarak "birkaç çapulcu" olarak adlandırılamayacak seviyede olduğu ortaya çıkmıştı. bunun üzerinde devlet kanadında bir takım sivil ve askeri kurmayların aklına paramiliter bir çözüm gelmiştir: "pkk'ya karşı dindar/dinci kürtleri kullanmak" bu fikir daha sonra palazlanacak, örgütlenecek ve hüseyin velioğlu'nun liderliğinde "türk hizbullahı" (bir başka deyişle hizbulkontra) adı altında belli bir yapıya kavuşacaktır.
bu konu, ekşi sözlük yazarı anglachelm dostumuzun "temel cingöz" başlığına girdiği yazıda da irdelenmişti:
türk hizbullahı aslen 1980'lerin başında kurulmuş olsa da 1985 yılından itibaren devlet içindeki yukarıdaki ekole rağbet eden kişilerin kontrolüne geçmiştir. velioğlu, örgütünü aktif hale getirir. pkk militanlarına karşı özellikle takarof marka silahla arkadan vurma şeklinde infazlara girişir. bu durum pkk'nın özellikle şehir yapılanması üzerinde olumsuz izler bırakmaya başlar.
ne var ki devlet içindeki başka bir kanat bu durumdan rahatsızdır. onlara göre "terörist, teröristtir. bugün beslediğin yılan yarın seni ısıracaktır. üstelik söz konusu örgüt açıkça ülkenin laik yapısından rahatsızdır. dolayısıyla gün gelecek en az pkk kadar tehlikeli olacaktır." (ben de o yıllarda devlet içinde olsam böyle düşünürdüm)
nitekim bu fikirde olan bir subayımız hasan atilla uğur bakın oğlu ile yaptığı programda hangi hikayeyi anlatıyor:
işte gaffar okkan bu ikinci ekole yakındır. ona göre türk hizbullahı devletin yerini almak istemekte, şımardıkça şımarmakta ve bölge halkına eziyet etmektedir. nitekim emniyet müdürü olarak şehit olduğu güne kadarki mesaisinin önemli bir kısmını net olarak bu örgütle savaşarak geçirmiştir. hatta beykoz'da velioğlu'nun ölü ele geçtiği operasyonun temel istihbaratını istanbul emniyeti için kendi sağlamıştır.
işte hem hizbullah, hem onu devlet içinde koruyan kollayan klik/grup kendisinden bu sebepten dolayı rahatsızdır. ayrıca emrindeki bazı polisler de halkla fazla iç içe olduğundan, kendi düşünceleri ile halkı "şımarttığından" dem vurmaktadır. işte bu ahval ve şerait içinde örgüt, istihbaratını yapar. 24 ocak 2001 tarihinde o melun saldırı meydana gelir. gaffar okkan şehit olur.
bu arada, zaman; gaffar okkan, atilla uğur gibilerini haklı çıkaracak ve devlet, hizbulkontra'yı bertaraf etmek için akla karayı seçecektir.
özetle, devleti yöneten kadroların aralarındaki stratejik yaklaşım farkı kendisinin şehit edilmesine yol açacak olayları da tetiklemiştir. ruhu şad, mekanı cennet olsun.