Fiziksel Medyanın İnternet Çağında Nasıl Bir Önemi Kalmış Olabilir?
fiziksel medya sözlük tanımı olarak, veri iletişiminde bilgi depolamak veya iletmek için kullanılan fiziksel materyalleri ifade eder. günlük hayattaki karşılığı ise dergi, kitap, plak, kaset, cd, dvd ve blu-ray gibi formatlara dahil olan ürünlerdir.
günümüzde maalesef hızla kaybolmakta ve gittikçe butik ve bu nedenle de pahalı ve zor ulaşılabilir hale gelmektedir. streaming platformları, avantajlarının yanında basılı filmleri, yani dvd ve blu-ray'i bitirme noktasına getirdi. dergi gibi formatların konu edindiği şeyler twitter veya çeşitli blog'larda okunabiliyor (hatta blog bile twitter karşısında eridi), müzik zaten uzun süredir spotify ve youtube üzerinden tüketiliyor.
ancak ve ancak bu alternatiflerin hiçbiri fiziksel medyanın yerini tutmadı, tutamaz... neden mi?
netflix/amazon prime platformlarındaki hiçbir film veya dizi, lisans anlaşmaları gereği sonsuza kadar burada kalamaz (platformların kendi yapımı değilse). kullanım hakkı bitince kaybolur gider. zaten daha önce severek izlediğiniz ve rafınızda dvd/blu-ray kopyası olan bir filmle kurduğunuza benzer bir ilişkiyi netflix'te seyredip beğendiğiniz bir şeyle asla kuramazsınız.
hiçbir twitter flood'ı elinize aldığınız bir derginin yerini tutamaz. dergiler belli bir editör filtresinden geçer, genel olarak belli bir görüşü vardır ve içeriğindeki çoğu bilgi hali hazırda zaten teyitlidir. ayrıca ister istemez bir çete ruhunu yansıtır, özellikle de mizah dergileri. (tabii ki çok kaliteli içerik siteleri de var, ben bilgi dezenformasyonuna sebep olan flood'lardan bahsediyorum.) hiçbir 3 dk'lık youtube videosu bilim konusunda sizi, aynı konu hakkında yazılmış doğru düzgün bir popüler bilim kitabı kadar bilgilendiremez. ister istemez kısa ve tık getirmesi için şaşaalı şeylerle doldurulmuşlardır geneli. gerçek ayrıntı ve keşfedilmemiş bilgiler kitapların içinde sahibini bekleyen hazineler gibi kuzu kuzu yatıyor hala.
spotify'da dinleyip geçtiğiniz bir albüme, aynı albümün rafınızda duran plak baskısı kadar değer veremezsiniz: spotify'daki zibilyon tane kodun arasında sadece bir başka koddur o. elinize alamaz, büyük kapak resmini uzun uzun inceleyemez, albüm kartonetinde kimlerin neleri çaldığını göremez veya sanatçının dinleyiciye hitap ettiği özel notu okuyamazsınız. iç kapak fotoğraflarını göremez ve rafınızda da saklayamazsınız. dolayısıyla hayatınızda plak baskısı kadar yer edinme olasılığı oldukça düşüktür. işin kötüsü aynı netflix'teki gibi, spotify veya apple music'te de yayıncı kuruluşla olan anlaşma sona erince albüm buhar olur gider.
ama fiziksel kopyasını aldığınız dergi, kitap, film ve albümler siz ölene kadar sizinledir
hepsini elinize alabilir ve özenle tasarlanmış kapak görsellerini inceleyebilirsiniz. örneğin blu-ray'ler... youtube veya torrent'te bile bulamayacağınız ekstraları vardır. bir internet bağlantısı gerektirmez, görüntü kalitesi bu hıza bağlı olarak film boyunca değişmez. biraz biriktikten sonra hayatınızın bir özeti haline gelirler. hele de bu baskıların, günümüzün sjw akımına bağlı olarak bazı eski dizi veya filmlerin uğradığı sansüre uğrama ihtimali yoktur. bilen bilir, community'nin advanced dungeons&dragons bölümü blackface bir elf karakter var diye platformlardan kaldırılmıştı. comedians in cars getting coffee'nin louis ck bölümü veya gone with the wind gibi klasik filmlerin maruz kaldığı şey gibi bir sürü başka örneği mevcut...
velhasıl fiziksel medya iyidir, güzeldir. ülkemizde iyice zor bir alan haline geldi. örneğin d&r ve remzi kitabevi dvd/blu-ray satışlarını durdurdu ve bu standları mağazalarından kaldırdı. 2 yıldır ülkemizde film baskısı üretilmiyor, ikinci el satıcılar dışında satışı yapılmıyor. yeni filmlerin dvd veya blu-ray'lerini tamamen yurt dışından getirtebilirseniz edinebiliyorsunuz ancak. dışarıdan bu döviz kuruyla bir şeyler almak da imkansıza yakın. neyse ki en azından plak iyi kötü alınabiliyor, plak satışları cd'yi geçebiliyor veya kitap-dergi satın alınıyor, her ne kadar bunlar da epey azalmış olsa da...