Flört Adaylarının Çırılçıplak Bir Şekilde Seçildiği Beyin Yakan TV Programı: Naked Attraction
Nedir, ne değildir?
naked attraction, geçen ay televizyonda denk geldiğim, daha sonra arkadaşlarla sebebini anlamaya çalıştığımız, channel 4 isimli ulusal ingiliz kanalında yayınlanan tv programı.
formatta bir adet bayan sunucu, bir adet (sanırım çiftli versiyon da mevcutmuş ama görmedim) seçici, beş adet de paravan arkasında çıplak şekilde duran yarışmacı bulunuyor. denk geldiğim bölümde bir bayan erkek arkadaş, bir erkek bayan arkadaş, bir bayan da bayan arkadaş arıyordu.
olayı insanların ilginç yapan unsur, paravanın ardındaki insanların tamamen çıplak olması, ve finale kalan 2 yarışmacıdan birini seçecek yarışmacının da soyunarak gelmesi.
format gereği paravanlar 1. turda diz hizasına, sonra omuz hizasına, sonra tamamen açılıyor. tamamen açıldığında seçici yarışmacılara bir şeyler sorarak, hem aksanını, hem de ne kadar mantıklı cevap verdiğini irdeliyor, ve finale 2 çıplak yarışmacı kalıyor ki, seçici de gidip soyunarak şartları eşitliyor.
öncelikle izlediğim bölümlerde insanların bizim düşündüğümüz gibi penis boyu, kaslı vücut falan gibi şeylerden çok, kendisine kafaca benzeyen insanları seçmesi.
örneğin, seçici dövmeli ise, karşıda dövmeli bir aday gördüğünde heyecanlanıyor, ve genelde finale bırakıyor. eğer kişisel bakımına önem gösteren bir adaysa (kıllar düzgün, tırnaklar düzgün, fiziken kendini salmamış), karşısında aynı şekilde adaylar arıyor. ve asıl bomba ise, son noktada adaylardan daha sıcak davranan, yani basitçe hoş bir jest ile gülerek mantıklı bir şey söyleyen, fiziğinden bağımsız olarak seçiliyor.
kaybeden adaylarla birkaç kelimelik bir sohbet ediliyor, ki bu da gerçekten beyin açıcıydı.
örneğin kaybedenlerden biri, sussex'ten 24 yaşında psikolog bir abiydi. abi finalde, "benim için inanılmaz bir deneyimdi. bu programa çıkabildiysem, öz güven bağlamında yapamayacağım şey yok" minvalinde cümle kurdu.
özetle, cinselliği tabu yaparsanız bu programı din, ahlak, medeniyet vb bağlamında ele almaya çalışırsınız.
bence tüm insanların izlemesi gereken bir program.
naked attraction muazzam bir yarışma
programı kısa bir süre izledikten sonra kadın/erkek vücudunun sandığınız kadar çekici/tahrik edici bir şey olmadığını anlıyorsunuz. aslında o çekiciliği yaratan şeyin, vücudun, kıyafetin altında kalması ve bundan dolayı oluşan gizemin merak uyandırması. ben buna bilinmeyen çekiciliği diyorum. orta doğu alemine sıklıkla izletilmeli. maksimum bir senede memlekette abaza kalmaz. "amaan kadın vücudu işte" diye dolaşan erkek dolar dünya.
Programa olumsuz bakanlar da var
naked attraction hayatımda gördüğüm en aşağılayıcı şeylerde ilk 5'e oynar.
benim izlediğim bölümde bir kadın, dolaptaki çıplak kadınlardan eleme yapıyordu. ilk önce sadece kuku ve altı görünüyor. eleme ilerledikçe önce göğüsler, en son finale kalınca da yüzler görünüyor. finalin bir diğer sürprizi de seçici de içeri gidip soyunuyor öyle geliyor. elenen yarışmacıların ayrılırken çıplak halde kimi zaman sunucuya, kimi zaman da seçiciye sarılmasını tanımlayamadım. vajinadan iğrenme garantisi veriyor. 20-22 yaşlarında kızların yere sarkan göğüsleri de itici. hepsinin giyinik hali daha çekici. insanlar çıplak dolaşsa ne erotizm kalır ne de tecavüz bence.
pazardan domates alırken bu kadar baksan seçerken yorum yapsan dayak yersin. yok çok kıllı, yok bilmem ne diyerek eleniyorsun, yüzün görünüyor ve sonrasında soyunma odasında yarışmayı yorumluyorsun. hayat gerçekten enteresan.
Biraz daha detaylı bir yorumla kapatalım
şimdi bu fragmanlardan gördüğüm kadarıyla konuşacağım: pipiler, g*tler, memeler ve kukular gördük arkadaşlar, değil mi? evet bize ağırlıklı olarak kuku ile meme geldi bu bölümde ama sanıyorum ki bunun karşı versiyonu da var. insanın metalaşması der miyiz? bilemiyorum size kalmış.
benim değinmek istediğim iki konudan ilki medeniyet tasviri. şimdi sevgili okur-yazarlar, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar değil, erkeği de var bunun. bu çıplaklık soyunmalar tabii ki de insanı medeni yapmaz. yani medeniyetin ölçütü bu olsa biz çok daha medeni bir toplum olurduk çünkü taze gündemde de görebileceğiniz gibi, ensest ilişkilerden tecavüzüne kaynına saynına cümbür cemaat marjinal ilişkilere sahip bir toplumuz. ha, bu aynı zamanda demek değildir ki oralarda bu tarz marjinal ilişkilere normal gözüyle bakılıyor. medeniyet ilginç bir şekilde olayların yorumlanma farkıdır diyebiliriz.
yine ve yeniden şu batı (coğrafi olarak değil, sosyo-kültürel olarak) kopyalamasyonu hataya düşüyoruz: batının iyi yönleri, batının kötü yönleri... biz bunu dinde de yaptık, yapıyoruz.
işte medeniyet bunu kabul edebilmektir. medeniyet batı yaşam tarzını, fikirlerini ve dinamiklerini; doğunun yaşam tarzı, fikirleri ve dinamikleriyle harmanlayarak bir sentez oluşturabilmektir. anadolu'nun sosyolojik tanımıydı bu bir zamanlar. bunu din bazında yaşar nuri öztürk yapıyordu. bilmiyorum artık tanıyanımız bilenimiz var mı? yani binlerce yıl önce oluşmuş bir inanç şeklinin 21. yüzyıla uyarlanması şarttır. bunun içinde din düşmanlığı aramayın, aksine tamamen bütünleştirici birleştirici bir amaçtır bu.
neyse konu sapmasın... dediğim gibi aha onlar soyunuyor onlar medeni diyip soyunalım demiyor zaten kimse, bu olamaz olmamalı. olması gereken şu: medeni bir toplumda soyunanla soyunmayan arasında hiçbir sıkıntı yoktur. soyunulacak yer belirlenir, giyinilecek yer belirlenir ve herkes nerede ne yapması gerektiğini bilerek hayatına devam eder. bırakın bu tarz programları bizlerin de yapmasını, daha bunu eleştirirken bile birbirimize küfürler söyleyerek kavgaya tutuşuyoruz. işte bu, bizim konuya ne kadar uzak olduğumuzu gösteren kanıtlardan sadece birisidir.
ikinci bahis, doğallık.
diğer bir ilgimi çeken ve sizlerin de düşüncelerinizi merak ettiğim konu bu. hiç de öyle manken gibi kadınlar görmekte değiliz. gayet benim gibi, afedersiniz g*tlü göbekli insan evlatları görüyoruz. programın insanı kendisine çeken kısmı (samimiyeti, bir bakıma) bu olsa gerek. galiba bazı toplumlar kadının ya da erkeğin "standartlaşması" fenomenini aşmış. hani var ya popüler kültür emperyalizmi, bizlerin algılarına kazınan optimal erkek; kadın figürü.
yanlış anlaşılmasın ben maskülen erkek ya da 0 beden kadın karşıtı değilim, ben "beğenilmek" ve "cinsel arz" olgularının reklam aracı olarak kullanılıp maalesef ki toplumun büyük bir kesimince kabul görülmesine karşıyım. bir reklam gördünüz mü "kası memeyi bırak önce kendini sev" sloganını benimsemiş? yani insan kaslı erkek sever büyük memeli kadın sever, hiç sorun etmem tabii ki de sevebilir ama sen, (popülerizm) insanı bu sıfatlara sahip olmadığı için toplumdan dışlar ya da insanı kendisine küstürürsen ben seninle kavga ederim!
teşekkür ederim.