EDEBİYAT 25 Ekim 2023
14b OKUNMA     278 PAYLAŞIM

Genç Werther'in Bazı Konuları Gereksiz Abarttığı Gerçeği

1774 tarihli Goethe eseri Genç Werther'in Acıları'nı masaya yatırmanın vakti geldi.

genç werther'in bazı konuları gereksiz abartması... beni ziyadesiyle üzen, tenimi acıtıp ruhumu örseleyen ve yazımı kışa çevirip hayatı sorgulamama neden olan bir abartma bu. biliyorsunuz genç werther'in acıları 136 sayfalık bir kitaptır ama genç werther bazı şeyleri o kadar abartır o kadar abartır ki kitap sanki 1136 sayfa gibi gelir okuyucusuna, bitmez bir türlü genç werther'in yavşak yavşak sızlanmaları yakınmaları, okudukça daha da boğar duvardan duvara çalar insanı, hatta ben ilk okuduğumda "senin ben aşkının ızdırabını s*keyim genç werther" deyip yarıda bırakmıştım kitabı, yarıda bıraktım dediğim de 25. sayfada falan bıraktım aslında tam bir yarıda bırakma bile değil, genç werther'in ne menem ne kaknem bi at kafası olduğunu anladığımda bıraktım diye hatırlıyorum ilk okuma denememde.

hayır yani aslında bırakmayayım bırakmayayım dedim ama anlamıyorum birader sen ne yapışkan bi adamsın, hem gidip bile bile nişanlı bir kıza yürüyorsun hem de kız sana yüz vermeyince türlü türlü hezeyanlarla bi rahatsız etmeler haftalarca mektuplar yazıp taciz etmeler bilmem neler, ırz düşmanı mısın olm sen arsız mısın neden böyle yapıyorsun? bak kız seni şikayet etse en az 2 yıl hapis cezası alır, onda da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında, adli kontrol şartıyla serbest kalır, en iyi ihtimalle lotte'ye 500 metreden fazla yaklaşmama cezası verirdi mahkeme sana, hayatın kayardı. ama sen hala mahsülü yanmış köylü gibi eşeğini kaybetmiş muhtar gibi "lotte de lotte" diye ağlayıp sızlayıp deli deli hareketler yapıyorsun birader! adam ol artık, git biraz bukowski oku kendine gel, senin yaşıtların evlenip çoluk çocuğa karışıp hayat gailesine düştü, sen hala deli gibi hayali arkadaşlarına mektup falan yazıyorsun mal mısın olm sen?

bak kardeşim. tamam hadi kendine hakim olamadın, gönlünde başka biri olan bir kadına aşık oldun, hadi insanlık halidir oldu diyelim... ama baktın işler senin hayal ettiğin gibi olmuyor, efendi gibi aşkını kalbine göm önüne bak git hayatını yaşa, misal git oktoberfest'te takıl, ye, iç, yeni insanlarla tanış kafan dağılsın biraz. ya da ne bileyim "ben bu işleri bıraktım artık" deyip evkafta bi memuriyet kovala, hatta biliyorsun hariciye nazırı da babanın yakın arkadaşı mesela araya onu sokup fransa sefirliğinde bir ataşelik falan ayarlar biraz uzaklaşırsın buralardan, sana da iyi gelir iş güç derken unutursun gider, neden hemen intihar ediyorsun? tamam hadi diyelim intihar ediyorsun neticede senin hayatın senin seçimin ama neden g*telek bir insan gibi kıza psikolojik baskı yapıp kendisini suçlu hissettirip vicdan azabı çektirmeye çalışıyorsun? vay efendim "senin yüzünden ölüyorum yok efendim ölümün şarabını senin ellerinden içiyorum" diye antin kuntin şeyler söylüyorsun, niye her şeyi bu kadar abartarak uçlarda yaşıyorsun kardeşim sen? senin hiç mi eşin dostun yok "napıyon olm sen kendine gel" deyip ağzına iki tane çaksın, hiç mi ananı babanı düşünmüyorsun onları da üzüyorsun, annen mahvoldu senin yüzünden ilaçlarla ayakta duruyor kadın, baban desen kaç yaşında adam şu yaptıklarının utancından çarşıya çıkamıyor günlerdir "biz nerde hata yaptık hanım" diye diye kendini yiyip bitiriyor, yakışıyor mu olm sana böyle takıntılı bir ruh hastası gibi davranmak, lanet gelsin sana da senin bu platonik aşkına da, burnumuzdan getirdin valla, şu güzel sonbahar mevsiminde şu uçsuz bucaksız çayırlara ekose örtümüzü serip hasır sepetimizden çıkardığımız baget ekmeğimizi peynirimizi yiyip şarabınızı içerek piknik yapacakken seninle uğraşıyoruz aylardır, bizim senden başka derdimiz yok mu olm tüm kasaba işi gücü bıraktık seninle uğraşıyoruz, ne hayırsız ne vicdansız ne laftan sözden anlamayan bi adammışsın birader sen?!

bak senin gibi bir de raif efendi vardı mesela, hep aynı kafasınız olm siz, sizin bu aşamadığınız iç sıkıntılarınız bunalımlarınız ve varoluş sancılarınız şuramıza kadar geldi artık yapmayın böyle, nolur yapmayın artık, bıktık valla.

evet.