TARİH 29 Eylül 2022
18,6b OKUNMA     315 PAYLAŞIM

II. Dünya Savaşı'nın Ünlü Mareşali Erich von Manstein'ın Otobiyografisinden Satırbaşları

Nazi Partisi üyesi olmadığı halde II. Dünya Savaşı sırasında mareşalliğe kadar yükselen ve dönemin en parlak beyinlerinden biri kabul edilen Manstein'in hayatından gelen bu satırların da sıradan olması beklenemezdi elbet.

tüm otoritelerin ikinci dünya savaşı'nın en parlak beyni olarak kabul ettiği alman feldmareşal. haliyle lost victories olarak yayımladığı anıları paha biçilemez derecede satırbaşı içeriyor:

- kara kuvvetlerinin başı olan ludwig beck'in, adolf hitler'in zoruyla görevden el çektirilmesini hiç hoş karşılamadığını,

- komutanı günther blumentritt için olaylar karşısında müthiş soğukkanlı olduğunu ve de telekomünikasyona bu kadar değer veren çok general olmadığını,

-komutanı gerd von rundstedt'teki askeri cazibeye adolf hitler'in bile dayanamadığını, onu iki kere azletmesine rağmen üçüncü kez göreve çağırmasının önemini,


- savaş öncesinde hitler'in açıkça silaha başvurmadan kazandığı toprakları gördüklerinde şaşırdıklarını,

- danzig koridoru için savaşa girmeyeceklerini bizzat adolf hitler'den duyduklarını, (dış güçler, kandırıldık vs. bölümü)

- polonya'nın haksız yere versay antlaşması ile koridor'a sahip olduğunu bunun da ordudaki herkeste büyük bir yara açtığını,

-her şeye rağmen polonya'nın işgal edilmesindense sscb ile aralarında tampon görevi görmesinin kendisine daha mantıklı geldiğini fakat aşırı silahlanmanın ve gelişen olayların polonya'nın yutulacağını da gösterdiğini,

- fransa'nın yine her zaman olduğu gibi almanya'nın sürekli arkasından bir şeyler çevirdiğini ve sırtını yaslayacak bir müttefik bulduğu halde savaşmaya hazır olacağını :),


- alman fobisi olan iki cepheli savaştan korktuğunu, (polonya'ya saldırınca fransa'nın da almanya'ya direkt girebileceği endişesi hemen hemen tüm wehrmacht kurmaylarında görülür.)

- obersalzberg'te yetkili kurmayların hepsini toplayan adolf hitler'in polonya'nın imhası üzerine yaptığı konuşmaların nuremberg mahkemesi'nde, aleyhine olarak kullanılmasının doğru olmayacağını,

- sscb ile yapılan saldırmazlık paktının tüm orduda şok etkisi yarattığını,

- leh mareşal pilsudski ve bir ya da iki aklı başında politikacı dışında, polonya'da muhtemelen hiç kimse, komşu sscb ve almanya'ya haksız toprak taleplerini dayatarak ülkenin ne kadar tehlikeli bir duruma düştüğünü tam olarak anlayamadığını,

- polonya'nın berlin'e yürüme gibi bir hayalinin olduğunu, (lehler'in savaş öncesindeki kafa yapılarını göstermesi açısından çok önemlidir.)

- bzura muharebesi'nin, daha sonra rusya'da yapılan büyük kuşatma muharebelerinin fiili sonuçlarını karşılamasa da, o güne kadar türünün en büyüğü olduğunu,


- ordu grubunun başta varşova'yı luftwaffe'ye bombalatmadığını (sivil kayıp korkusu) fakat ilerleyen günlerde grubunun buna mecbur kaldığını, (kendini temize çekme telaşı var.)

- eğer biz, polonya'ya saldırırken rakiplerimiz almanya'ya saldırsaydı yenilmemiz mümkündü, der. hitler'in kumar oynadığını, en iyi birliklerin polonya'da olduğunu,

- bir zamanlar birçok insan tarafından küçük görülen küçük reichswehr'imiz, 1918 yenilgisinin ardından almanya'nın büyük eğitim ve liderlik geleneğini taşıdıktan sonra yeniden canlandı, diyerek adolf hitler'in katkısını belirtir ama en önemli olanın kurmay sınıfın olduğunu,

- daha sonra adı 20 temmuz 1944 darbesine karışacak olan henning von tresckow'u sürekli kurmay subay olarak yanında istediğini fakat üstlerin bunu uygun görmediğini, (anlayabildiğim kadarıyla darbede parmağım yok ama muhaliflerle içli dışlı olmam adolf hitler ile ilişkimi gösterir, demek istiyor okuyucuya.)

- ren'in buzla kaplı olduğu dondurucu kışta bile, gerd von rundstedt hâlâ sadece ince bir yağmurluk giyiyordu. soğuktan hasta olacağını şiddetli şekilde söylediğimde, sadece hayatında hiç paltosu olmadığını ve kesinlikle bu yaşta bir palto satın almayacağını söyledi, der :)


- alman genelkurmayı'nın feshinin aslında hitler'e bağlandığı 1941 sonunda değil polonya seferinden hemen sonra gerçekleştiğini ve wehrmacht'ın artık çok da bağımsız davranamadığını,

- 1943'te adolf hitler ile olan bir görüşmede genelkurmay başkanlığını, wehrmacht'ın iyiliği için bırakmasını tavsiye ettiğini,

- daha sonra ordunun başı olacak walther heinrich alfred hermann von brauchitsch'in özellikle diyalektik olarak hitler'in dengi olmadığı için, sıkıntısını ve öfkesini sürekli içine attığını ve de birçok konuda wehrmacht'ı susturduğunu,

- kariyerlerine bavyera genelkurmay başkanlığı'nda başlayan subayların çoğu gibi, franz halder'in de personel görevlerinin her yönünü dikkate değer bir kavrayışa sahip ve yorulmak bilmeyen bir işçi gibi olduğunu hatta moltke'nin 'deha çalışkanlıktır.' sözü ile onun büyüklüğünü,

- general heinrich von stülpnagel tarafından hazırlanan batı'da savaşın devamı hakkında bir makale olduğunu, alman ordusunun 1942'den önce maginot hattı'nı geçmek için yeterli donanıma sahip olmayacağı yönündeki bir görüşe 1942'ye kadar beklenilseydi batı'nın hiçbir zaman ele geçirilemeyeceğini (batı'nın düşüşü için 1940 bahar ayının en iyi zaman olduğunu, aksi takdirde bu işin artık imkansız olabileceğini söyler),

- ingilizlerin, almanya'nın kısmen çökmesi dışında, 1941'den önce büyük bir taarruza katılmaya ya da girişmeye hazır olamayacağını,

- sonbahar ya da kış ayında yapılan saldırıların wehrmacht'ın hızını ve de luftwaffe'nin vurucu gücünü etkilediği için harekat planlarının buna göre hazırlandığını,


- batı'nın düşüşünü sağlayacak planın, alfred von schlieffen gibi bir kurmayın elinden çıkmış olmasına rağmen artık düşmanlarca bilindiğini ve de bu planı tekrar kullanmanın kendisine biraz küçümseyici geldiğini ve de o gününün koşullarına göre de bu planın artık geçersiz sayılabileceğini,

- fransa ordusu başkomutanı general maurice gustave gamelin'in, wehrmacht subaylarınca takdir edilen birisi olduğu için fransa'ya saldırdıklarında bu kadar çuvallamasını beklemediklerini,

- arden ormanlarından geçip sedan'a inme planını heinz guderian ile paylaştığını ve onun da bu plan karşısında adeta deliye döndüğünü  (olumlu anlamda :)),

- heinz guderian'ın planına gösterdiği büyük alakanın kendisini çok rahatlattığını çünkü guderian'ın tanklarıyla birlikte manş kıyılarına kadar gidebileceğini hesap ettiğini (dunkirk) belirtir.