SİYASET 17 Mayıs 2023
25,6b OKUNMA     288 PAYLAŞIM

İyi Parti, 14 Mayıs Seçimlerinde Beklediği Oy Oranını Neden Yakalayamadı?

Genel seçimlerde % 9.75 oranında oy alan İyi Parti'nin milletvekili sayısı 44 oldu ancak parti geneli daha iyi bir sonuç bekliyordu sanki. Olası sebep ve sonuçlarını düşünelim biraz.

iyi parti... seçim sonuçlarının bir gün boyunca hazmedilmesini bekledim, şimdi de kendilerinin analizini yapacağım.

iyi parti neden bu oy oranını aldı?

iyi parti kökenini milliyetçi bir partiden alan ancak daha çok seküler insanlara doğru genişleyen bir parti. bu oyun bir sınırı var. bu sınır 15-20 arasında geziyor. parti oylarının yaklaşık yüzde 7'si iki kez genel seçime girmenin neticesinde artık bazı seçmenlere "kessen iyi parti'ye veririm" dedirtecek kadar sağlamlaştı. fakat diğer kesim aşırı pragmatik. bu nedenle oy ağırlığı ne tarafta ise bilinçli tercih yapıyor. özellikle iç ege'de kaybettikleri oyları chp'nin almasının sebebi bu. yani dhondt'u en iyi kavrayan taban diyebiliriz.

iyi parti tabanı her ne kadar seküler bir kesim olsa da muhafazakar ailelerden gelen görece eğitimli, ülke gerçeklerinden haberdar ve makul merkez seçmenden oluşuyor. bu insanlar çevresini daha iyi gözlemliyorlar ve bu nedenle de sol-liberal kesime karşın muhafazakar tabanın akp ve erdoğan karşısında sadece sağ kökenli bir adaya oy vereceğini biliyorlardı. ancak yaptıkları itiraz ne yazık ki muhalif cenah tarafından bölücülük olarak nitelendirildi.

iyi parti teşkilatları özellikle de hdp ile el sıkışılması sonucu çalışamaz hale geldi. bu dönemde ben de dahil birçok ilden dönüşler geldi. ilçe başkanlıkları ''kapıları çaldığımızda yüzümüze kapanıyor'' demişti. köken olarak çoğu milliyetçi olan bir parti için gerçekten çok sorunlu bir durum bu.

meral akşener esnaf ziyaretleri esnasında birebir temas ettiği halktan aday olması gereken iki isim aldı. yavaş ve imamoğlu. masaya getirdi ama kabul görmedi. bu bir sarsıntı yarattı. ardından masadan ayrıldı. bu defa partinin genç kesimi aşırı sevinse de orta-yaşlı kesim risk gördü ve taban zorlamasıyla parti masaya tekrar döndü. bu bir güvensizlik yarattı. partinin esas tabanında sorun olmadı. ancak sol-liberal kesimden gelen oylar chp'ye, muhafazakar tabandan gelen oylar gerisin geriye akp-mhp'ye ya da kararsızlara döndü.

hatalı liste tercihleri. çok büyük etkisi oldu mu, hayır ama etkisi oldu mu evet. mesela ordu'da idris naim şahin yerelde oy getirse bile genelde getirdiği kadar götürdü. istanbul'da seyithan izsiz zafer partisi'nin propagandasında etkili oldu. aytun çıray'ın yaptıkları ise kemik tabanda öyle büyük rahatsızlık uyandırdı ki, seçimden sonra muhtemelen ciddi bir parti içi hesaplaşma olacak.

genel başkan açısından sorun yok ancak parti kadroları seçmene yeterince tanıtılamadı. mesela bilge yılmaz ve ümit özlale dışında diğer güçlü insanlardan haberi yoktu insanların. mesela bahadır erdem, uğur poyraz ya da sevinç atabay'ı kimse bilmedi.

meral hanım merkez sağ bir partiyi merkez sol bir parti gibi yönetmek istedi. bu nedenle de herkesi söylemlerinde serbest bıraktı ama bu sağ seçmen özelinde büyük bir zafiyet olarak algılandı.

ve bir diğer sorun. muhalefetteki tüm partilerin masa altından birbirine tekme atması. bu konuda en çok iyi parti suçlandı ama ysp'lilerin ırkçı, faşist, chp'lilerin ayrılıkçı, isteksiz, diğer dört partinin bize listelerini açmadı eleştirileriyle en çok yüklendikleri parti oldu. bu nedenle adeta sahipsiz ve saldırıya açık bir parti haline geldi. gardı düşen partililer cumhur ittifakı kanadından gelen eleştirilere karşı hiçbir şey söyleyemez oldular ve adeta çarşafa dolandılar.


peki iyi parti şimdi ne yapacak?

partinin önündeki en büyük sınav olağan kurultay. seçimlerden sonra haziran ayı gibi gerçekleşecek. burada akşener'in alacağı karar çok önemli. daha önce yetkilerini tırpanladığı koray aydın'a teşkilatları tekrar mı verecek yoksa küskün yavuz temizer'i tekrar çağırıp ona mı emanet edecek bilmiyoruz. ya da "ben artık yoruldum" diyerek kenara mı çekilir, çok küçük bir ihtimal bu. seçimlere dönersek:

bununla ilgili iki senaryo var

ilk senaryo olan üzülerek belirtmeliyim ki; kemal bey'in kaybetmesi. bu durumda iyi parti 1995 yılında refah partisi'nin izlediği yolu uygulayarak yerel seçimlerde yalnız kurt hissiyatıyla bağlarını tamamen koparır. yerelde tüm partilerden küskünleri toplar. güçlü aktörlerle küçük illeri alır. özellikle iç anadolu'da niğde, nevşehir, aksaray, iç ege'de ısparta, uşak ve burdur vs. gibi. oy tabanını muhafazakarlar üzerine genişleterek giderler. daha sonra üye arttırma yoluyla genelde tek başına girmeye çabalarlar.

ikinci senaryo daha çok kazandırır. kemal bey kazanır ve iyi parti masanın en büyük ortağı olarak kilit bakanlıkları alır.

bir diğer nokta: vaziyet odur ki cumhur ittifakı 320'ye yakın vekil aldı. iyi parti ise chp'den aday olan üyeleri ile birlikte yaklaşık 47-48 vekile ulaştı. deva/gelecek gibi partiler ise tam 20-21 vekil. (muhtemelen bu iki parti birleşip grup kurar) erdoğan kendisinden sonra gelecek başkanın döneminde yargılanmamak için bu dönem anayasa değişikliği ile parlamenter sisteme geçmek isteyecektir. bunun sinyallerini seçimden birkaç gün önce "50+1 ile oynayabiliriz" diyerek verdi. muhtemelen en yüksek oy alan cumhurbaşkanı olsun sistemiyle gidecekler. iyi parti'nin vekilleri ile bu sayı 360'a ulaşıyor. bu nedenle kendilerine teklif gidebilir. erdoğan sonrası ak parti'nin dağılacağı herkesin malumu. akşener burada gerçekten bıçak sırtı bir yolda yürümek zorunda. tabanına mı sahip çıkacak yoksa taban değişikliğini mi göze alacak bunu bize gelecek gösterecek.

bir diğer yol olarak da akşener; zafer partisi, memleket partisi ve diğer küçük partileri büyük balık misali yutarak gidecek. bu da bir seçenektir. (partilere hakaret maksadım yok örnek vermek için söyledim)

ancak partinin yolu şu aşamada gerçekten zorlu ve meral hanım tabanı ile tavanı biraz kopuk olan bu partide dümeni tutma konusunda dirayeti bırakmamalı.