Kuna Kabilesinin Yüksek Tansiyondan Muzdarip Olmama Sebebi: Kakao
çikolatanın belki de yenebilecek en sağlıklı şeylerden biri olduğu ufkunuzu açabilir
90'lu yılların başında abd sağlık bakanlığından birkaç araştırmacı genlerin yüksek tansiyonla ne kadar bağlantılı olduğunu araştırmak istiyorlar. bunun için iki temel özelliği sağlayan bir toplum bulmaları gerekli. toplumdaki insanlar kendi içlerinde evlilik yapmalı ki genetik açıdan daha homojen kalabilsinler ve genleri başka toplumlarla karışmamış olsun.
ikinci özellik ise yüksek tansiyonun nadir görüldüğü bir toplum olsun. böylece yüksek tansiyondan koruyan genlerin var olup olmadığını ve varsa hangi genlerle kontrol edildiğini inceleyebilecekler.
bir süre aradıktan sonra tam da bu özellikleri sağlayan panama'da yaşayan kuna yerlileri adı verilen bir toplum buluyorlar. kuna'larda neredeyse hiç kimsede yüksek tansiyon olmadığını fark ediyorlar, en yaşlı kuna'larda bile yüksek tansiyon çok nadir görülüyor ki yaş arttıkça damarlar esnekliğini kaybettiği için normal şartlarda tansiyonun yaşla birlikte artması lazım.
araştırmacılar hayırdır inşallah bir bakalım neymiş bu adamların olayı diyerek başlıyorlar incelemeye. ilk olarak kuna'lıların yediklerine bakıyorlar. adamların diyetindeki tuz miktarı abd ve avrupa ortalamasının çok üzerinde çıkıyor. yani mantıken tansiyonlarının batı toplumlarına göre daha yüksek ya da en azından aynı olması lazım ama hiçbirinde tansiyon falan yok. araştırmacılar ufak bi dumur oluyorlar tabi. daha sonra şöyle düşünüyorlar, demek ki bu kuna'lıların genleri onları yüksek tansiyona karşı koruyor olmalı.
bu yüzden kabilenin dışına çıkmış olan kuna'lıları incelemeye karar veriyorlar. eğer kuna'lıların genleri onları tansiyona karşı koruyorsa kabilenin dışına çıkıp şehirde yaşayan kuna'lıların da tansiyonu olmaması lazım diye basit bir mantık kuruyorlar. sonuçta şehirde yaşayan kuna'lılarla kabilede yaşayanların genleri çok benzer. yine ilginç bir sonuçla karşılaşıyorlar, çünkü şehirde yaşayan kuna'lılarda batı toplumlarında görüldüğü kadar yüksek tansiyon görülüyor. bu yüzden tansiyona karşı koruyan genler olmadığını anlıyorlar.
iyice meraklanan araştırmacılar tansiyonu etkileyebilecek her şeye sırayla bakmaya başlıyorlar. stres, çevre kirliliği, tüketilen tuz miktarı, sebze miktarı derken hiçbir şey bulamıyorlar. kuna'lıların yaşam tarzı ve diyetleri hiçbir şekilde yüksek tansiyonun bu kadar az görülmesini açıklayamıyor...
daha sonra bir şey fark ediyorlar. adamlar gencinden yaşlısına sabahtan akşama kadar bardak bardak kakaolu içecek tüketiyorlar. ama bildiğimiz çikolata ya da nesquik değil tabi. kendi yetiştirdikleri kakao meyvelerinden ham kakao tozu elde edip sabah akşam içiyorlar.
daha sonra kakaonun üzerine düşen araştırmacılar kakao meyvesindeki flavonoid'lerin çeşitli mekanizmalarla damarları genişlettiği ve tansiyonun düşmesini sağladığı ortaya çıkıyor. bu sayede yüksek tansiyonla doğrudan bağlantılı olan kalp hastalıkları, felç gibi ciddi rahatsızlıkların da kuna'lılarda normale göre çok az görüldüğü anlaşılıyor. ayrıca kakao flavonoidler kanser ve diyabet gibi başka önemli hastalıkların gelişmesini de önleyebildiği/yavaşlatabildiği için bu hastalıkların da kuna'lılarda diğer toplumlara göre daha az görüldüğü fark ediliyor.
makalenin orijinali: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/…/articles/pmc3835452/