Nikolay Çavuşesku'nun 25 Yıllık Çilebaz İktidarının Şaşırarak Okuyacağınız Özeti
tıpkı tüm diktatörler gibi, baskıcı ve muhalifleri içeri tıktırdığı kendi rejiminin kurbanı olan, 1965'ten 1989'a kadar toplamda 24 yıl romanya'yı yönetmiş diktatör. halkı ekonomik sıkıntılar yüzünden belini doğrultamazken kendisi saray inşa edip keyif çatmakla meşgul olduğu son dönemlerini geçirmiştir. bugün romanya'da kendisi hakkında olumlu yorum yapan tek bir kişi dahi bulamazsınız. herkes kendisini lanetle anmaktadır.
iktidarının ilk yıllarında sovyetler birliği'nden bağımsız şekilde batı ile ilişkilerini geliştirip onlara yakın durmaya çalışmış, 80'lerden sonra ise tam bir güç sarhoşu olup ekonomik buhrana soktuğu halkına "diktatör değilim. size refah vaat ediyorum" dediği baskıcı kafalara geçip eziyetlerden eziyet beğendirmiştir.
ardında romanya'ya, bugün hakkında hem olumlu hem de olumsuz yorumlar yapılan sayısız iz bırakmıştır
- casa papurului (parlemento sarayı): dünyanın en büyük ikinci ve en ağır binası olan bu bina çavuşesku'nun gösteriş merakı, devasa yapı isteği, romanya'yı dünyaya çok güçlü gösterme endişesi, megalomanisi ve halktan kopukluğunun sembolüdür. bugün halen romanya parlementosu olarak kullanılır. inşasına 1980'lerde başlanmış ancak tamamlanması çavuşesku'nun ölümünden sonrayı bulmuştur. tek başına maliyeti romanya'yı ekonomik olarak zorlamış ve halkın ciddi tepkisini çekmiştir. bugün halen romanya'nın en dikkat çeken yapısı olarak bulunur ama yerel halk bu yapıdan tam anlamıyla nefret eder.
- transfagaraşan yolu: karpatlar'da inşa edilen bu yol, stratejik bir askeri proje olarak inşa edilmiştir. savunma amacıyla yapılmıştır. bugün tamamen turistik bir yola dönüşmüştür ve dünyanın en iyi yolu sayılır (bkz: transfagaraşan/@filin solculugu).
- systemization: çavuşesku'nun en tartışmalı ve en çok tepki çeken projesi budur. şehirlerdeki eski yapılar ve köylerin yıkılıp yerlerine modern yapılar yapılmasını amaçlayan bir şehir planlama projesidir. kuzey kore'nin juche (cuçe) ideolojisinden esinlenilmiştir. ülkedeki çok büyük kültürel mirası yok eden ve halkı zorunlu göçe zorlayan bu proje halkın çok büyük tepkisini çekmiştir. hatta hiroşima'nın yerle bir edilmesinden esinlenilerek ceauşima kelimesinin türetilmesine en büyük katkıyı sağlayan proje olarak bilinir.
- tarım ve sanayileşme politikaları: kırsal bölgelerde kollektivizasyon uygulanarak tarımı merkezileştirmeye çalışan çavuşesku, sanayi yatırımlarıyla ülkede büyük fabrikalar ve tesisler kurmuştur. ancak, bunları yaparken uyguladığı zorunlu yerleşim politikaları, köylerin yıkılması ve halkın şehirlerde yoğunlaşması çok ciddi tepki çekmiştir.
- barajlar ve hidroelektrik santralleri: vidraru barajı ve bicaz barajı gibi yapılar çavuşesku döneminde düşünülmüş projelerdir. bunları yapmak isteyerek, çavuşesku, enerji üretimini arttırmak istemiş ve romanya'nın alt yapısını güçlendirmeyi hedeflemiştir.
- dış borç ödeme politikası: romanya'nın dış borçlarının tamamını ödemek için çok sert politikalar almaya giden çavuşesku, halkın temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak bir noktaya gelmesine sebep olmuştur.
ana başlıkları böyle anlatabileceğim diktatörlüğü, uzun yıllar boyunca sarsılmaz gibi görünen ve mutlak bir iktidara sahip olan çavuşesku'nun yönetiminin son dönemlerinde uyguladığı baskıcı politikalar ve halkın üzerindeki ekonomik yük nedeniyle yoğun bir öfke ve tepkiyle karşılaşmasına neden olmuştur. idam süreci ise halk ayaklanmasının ve hızlı bir rejim değişikliğinin sonucudur. ayaklanma süreci de oldukça hızlı gerçekleşmiştir.
temeşvar (ro. timişoara) şehrinde aralık 1989'da rejimine karşı başlayan protestolar, çok kısa sürede tüm ülke geneline yayılmıştır. ekonomik sıkıntılar, temel gıda ve enerji kıtlığı, halkın devrimi desteklemesine yol açmıştır. 21 aralık 1989'da bükreş'te gerçekleştirdiği bir mitingde, halkın gerçeği kendisine meydanlarda ilettiği bir olayla yüzleşmiştir: kendi mitinginde binler tarafından protesto edilmiştir. o güne kadar kendisine tek ses edenin içeri atıldığı ve muhaliflerin susturulduğu rejiminde çavuşesku ilk kez gerçeklerden kaçamayacağını birinci elden görmüştür. gerçeklerle miting alanında yüzleşen çavuşesku, ertesi gün 22 aralık 1989'da bükreş'te helikoptere atlayıp romanya'dan kaçmayı planlamış ama çok kısa sürede yakalanmış ve idam süreci başlamıştır.
eşi elena ceauşescu ile birlikte romanya ordusunun ve halkın iş birliğiyle yakalanan nikolay çavuşesku (ayaklanmalar başladıktan sonra ordu halk tarafına geçmiş ve çavuşesku'yu korumayı reddetmiştir), hızlıca bir askeri kışlaya götürülmüş ve 25 aralık 1989'da askeri mahkemede yargılama süreci başlamıştır. yargılama yalnızca birkaç saat sürmüş ve suçlamalar arasında;
- soykırım (60 bin kişinin ölümüne neden olma),
- romanya kaynaklarını kötüye kullanma,
- ekonomiyi çökertmek,
- halkına baskı uygulamak,
- ülkeye ihanet etmek,
yer almıştır. çavuşesku çifti mahkemenin meşruiyetini reddedip savunma yapmamışlardır. mahkeme de kendilerini hızlıca yargılayıp idam kararı vermiştir. çavuşesku çiftini karardan hemen sonra askerler kışlanın bahçesine çıkarmış ve üç asker tarafından makineli tüfeklerle çift kurşuna dizilmiştir (olay romanya televizyonunda canlı olarak verilmiştir. bugün hala internetten izlenebilir videoları mevcuttur). kurşuna dizilme sırasında çavuşesku "yaşasın sosyalist romanya! yaşasın komünizm!" sloganları atmıştır.
24 yıllık iktidarı boyunca sarsılmaz ve çökmez görünen çavuşesku yönetimi, ayaklanmalar sonrasında çok hızlı bir kırılma yaşamış ve çözülmeye gitmiştir
bunun nedenleri ise şöyle sıralanabilir:
- çavuşesku, uyguladığı baskıcı politikalar nedeniyle halk desteğini tamamen kaybetmiştir.
- ilmek ilmek işleyip tamamını kendi adamlarından oluşturduğu ve en ufak ses edeni içeri tıktığı olaylar sonrası oluşturduğu ordu ve devlet mekanizmaları, kendi tabiriyle, kendisine ihanet etmiş ve onu yalnız bırakmıştır.
- yıllarca baskı altında yaşayan ve ses ettiği an içeri tıkılan halk, korkularını yenmiş ve kendisine karşı ciddi bir öfke patlaması yaşamıştır.
- önce sovyetler birliği ve sonra da baskıcı politikaları nedeniyle batı'dan kopardığı ve yalnızlaştırdığı ülkesininin içindeki olaylara karşı hiçbir ülke duyarlı kalmamış ve kendisinin çağrısına cevap vermemiştir. yalnızlaştırdığı ve bilerek dünyadan kopardığı ülkesi, kendisinin de adeta sonunu getirmiştir.
- temeşvar'daki eylemler ilk başladığı zaman da kendisi eylemleri önemsememiş ve kibrine yenik düşmüştür. tabiri caizse göklerdeki götü inmemiş ve bunu önemsiz bir olay olarak sayıp görevlendirdiği (bizzat kendisi görevlendirir ve "talimat" verir) kolluk kuvvetleriyle halka ateş açtırıp eylemleri bastırma yoluna gitmiştir.
iktidarının yıkılışının özeti için ise ancak şu söylenebilir sanıyorum: yıllarca korkudan sinmiş halk, kendisine karşı gerçek mermi kullanılıp öldürme yoluna gidildiğini görünce korkmamış, korkusunu yenip daha büyük tepkiyle çavuşesku'ya karşı olduğunu göstermek için sokaklara dökülmüş ve diktatörlüğünü yıkmayı başarmıştır.
bugün romanya halkının kendisiyle ilgili herhangi bir konuşmasına şahitlik ederseniz duyabileceğiniz yorumlardan biri şöyledir: "zamanında ailemde onu destekleyen ve seven çok insan vardı. bugün bunu bile söylemeye utanıyorlar ve asla söyleyemezler. ondan hepimiz nefret ediyoruz. zamanında onun tarafında olanlar bile bugün utançlarından bunu söyleyemiyorlar!".