SUÇ 15 Aralık 2020
36,7b OKUNMA     660 PAYLAŞIM

Pedofili ve Cinsel İstismar Kavramları Arasındaki Fark Tam Olarak Nedir?

Cinsel istismar nedir? Pedofili nedir? Yoksa bunlar aynı şeyler miydi? Bu soruların hepsine cevap veren bir yazı.

ön not: söz konusu pedofili ve çocuk istismarı olunca, ne kadar dikkat ederseniz edin, yanılabiliyorsunuz. bundan kaçış yok! bu yüzden her türlü eleştiriye açık olduğu gibi, bir bağlayıcılığı da yoktur bu yazının. sonuçta çok uzun zamandır, çokça tartışılan bir mevzu bu.
 

konu hakkında çok hayati bir detaya dokunmak gerekiyor: pedofili ile çocuk istismarı çok farklı şeyler

pedofili, patolojik bir duruma işaret eder. literatürdeki tanımı gereği; "yaşıtları ile cinsel veya duygusal ilişki geliştirmeyi riskli bulup, reşit olmayan bireylere karşı cinsel haz duyan ve psikoseksüel olgunluğa erişmemiş yetişkinleri ifade eden patolojik bir rahatsızlıktır." tedavisi konusunda çalışmalar yapılmış bir durumdur. 

istanbul bilgi üniversitesi sosyal ve beşeri bilimler fakültesi psikoloji bölümü’nden doç. dr. ayten zara'nın bir röportajında değindiği tanım bu.

pedofili olan kişilerin bazı temel özellikleri vardır. örneğin; sosyal ilişki geliştirmekte zorlanırlar, psikososyal ve psikoseksüel yönden olgunlaşmamışlardır, çocukların çok bulunduğu park, okul, kreş gibi alanlarda vakit geçirirler, çocuklara yakınlaşmak için en uygun mesleklere yönelirler, çocukların ruhsal durumunu çok iyi analiz edebilirler, onlarla çok iyi anlaştıkları gözlemlenir, yanlarında çocukları cezbedici eşyalar taşırlar vs vs...
fakat tedavi gerektiren patolojik bir rahatsızık olması, suç olmasına ve yaptırım hak etmesine engel teşkil etmiyor. çünkü hastalıklar, zihinsel engele neden olmadığı sürece, suç teşkil eden fiili hukuksal yaptırımdan korumuyor.

cinsel istismar ise, faili tamamen normal insanlardan oluşan bir suç tanımıdır. ruhsal, psikolojik, zihinsel, sosyal ve bedensel her açıdan "normal" yani sağlıklı olan bireylerin işlediği bir fiildir. yani gayet de yetişkin karşı cins ile ilişki kurabilen, bundan keyif alabilen, sosyal tiplerdir failler. zaten her sene açıklanan verilerde de pedofili dediğimiz vakalar aile içindeki cinsel istismar olaylarıdır. çoğunlukla baba, amca, dayı, komşu, abi gibi yakın kişiler oluyor fail. yani bu, pedofilide olduğundan çok daha kapsamlı ve yaygın bir durum. patolojik bir rahatsızlık olarak pedofili oranı toplumda, atıyorum, %0.7-1.5 iken, cinsel istismar söz konusu olduğunda bu oran, en iyimser tahminle, %20-30'u bulur.

şimdi diyeceksiniz ki "ee bu fark neden önemli olsun? iki türlü de çocuklar taciz ve tecavüze uğramıyor mu, hayatları kararmıyor mu, yaşadıkları travmayı bir ömür yanlarında taşımıyorlar mi? ne fark eder lan pedofili ya da cinsel istismar demek? istersen yenilen bu boka tirbuşon de, ne fark eder?" duygusal açıdan anlaşılır ve mantıklı bir sitem olsa da durum düşündüğümüzden çok daha farklı olabilir.


ne tür farklar daha doğrusu dezavantajlar var, ona değinmek isterim

1) bir kere çocuklara yönelik her cinsel istismarı pedofili olarak tanımlamak, durumu patolojikleştirdiği için en aşağıdan yukarıya doğru yetkililerin sorumluluk almamak için aradığı fırsatı altın tepside sunmaya neden oluyor. çünkü durum patolojik, adam hasta! her açıdan sağlıklı olan birinin işsizlik yüzünden valilik önünde kendini yakması ile atıyorum duygu durum bozukluğu teşhisi konmuş birinin kendini işsizlik yüzünden yakması arasında, kamu vicdanı bakımından, hiçbir fark yoktur. fakat bir de anaakım medyadan tut da en üst devlet kademesine kadar buna nasıl yaklaşılacağını düşünün! "zaten psikolojik sorunları varmış" temalı haberlerin, siyasi erk için işlevsiz olduğunu iddia edebilir misiniz?

iktidarın, baş edemediği, öldüremediği veya tutuklayamadığı muhalifi akıl hastanesine yatırma ve irade sahibi bir "özne" olmaktan çıkarma yöntemi yeni değil. bakın çok basit ve taze bir örnek vereyim; 

kızı rabia naz vatan'ın intihar ettiği iddialarına karşı cinayete kurban gittiğini ve cinayetin örtbas edilmeye çalışıldığını ispatlamaya çalışan baba şaban vatan'ın akıl hastanesine yatırılmasına karar verilmesi olayı, şüphesiz ki, gören gözler için ne ibretler içeriyor. yani her şey bir yana, adli vakalarda bile şüpheli ve sanıkların yüzde kaçının ''deli raporu'' almaya çalıştığını verilerle açıklasalar keşke. işlediği suçtan en az cezayla yırtmak için kendine patolojik bir hastalık uyduran insanların sayısını bilsek keşke. hal böyle iken, tutup da cinsel istismar suçlusuna, iyi niyetle de olsa, psikolojik bir hastalık atfetmek, zaten sorumluluktan kaçmak için bin takla atan yetkili kişi ve kurumlara asist yapmak oluyor.

2) bir diğer nokta, pedofili söyleminin çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarının yaygınlığını gizlemeye neden olması. nedeni basit; pedofili olan bireylerin sayısı, normal insanların sayısının yanına bile yaklaşmıyor. ama cinsel istismar suçunu herkes işleyebiliyor, sadece pedofili olanlar değil. evli, çocuklu veya yetişkin karşı cine ilgi duymakta sıkıntısı olmayanlarca da işlenebiliyor bu. hatta çocuklara yönelik cinsel istismar en çok aile içinde yaşanıyor. bu kadar yaygın bir suçu, pedofili deyince çok dar bir çerçeveye oturtmuş oluyorsunuz.

3) patolojik bir sorun olan pedofili, cinsel istismarın siyaset ile, iktidar ile, anaakım kültür ile, dil ve söylem ile, ekonomi ile, din ile, hukuk ile ve zihniyet ile olan bağını görmeyi engelliyor. psikolojik bir sorun her eğitim seviyesinde, her sosyo-ekonomik düzeyde, her kültürde ve her coğrafyada, çok ufak farklarla görülebilir. ama normaller tarafından işlenen cinsel istismar suçu bunlardan bağımsız o-la-maz.

siz çocuk işçilerin, çocuk pornosu izlemenin, tarikatlara çocuk emanet etmenin, çocuk gelinlerin zirvede olduğu, evlenme yaşının düşürüldüğü, binlerce çocuğun cezaevinde olduğu, yüzlercesinin cezaevlerinde tecavüze uğradığı, onlarcasına tarikat ve vakıflarda tecavüz edildiği; çocuklara yönelik cinsel istismarın hukuk, basın, bürokrasi, aile, siyasi erk ve kolluk tarafından örtbas edildiği bir toplumda çocuklara yönelik cinsel istismarın önünün açılmadığını iddia edebilir misiniz? çocuklar için cehennem olan bu coğrafyada, çocuklara taciz ve tecavüz edilmesinin kollektif bir suç olmadığını rahatlıkla savunabilir misiniz? çocuklara özel alan sağlama, mahremiyetlerine değer verme, cinsel eğitime tabi tutmanın esamesinin okunmadığı yerlerde, bu suçun katlanarak artmasını tahmin etmek çok mu güç? s***k mahalle baskısı, çürük gelenekler ve cezasızlık yüzünden sayısızcasının da bizzat kurbanın ailesi tarafından örtbas edilmiş olabileceğini düşünmek çok mu zor?

profesöründen köylüsüne, babasından dayısına, öğretmeninden polisine, basınından eğitimine, dininden ideolojisine, şehirciliğinden ekonomisine geniş bir kesimin sorumlusu olduğu bu suça pedofili ismi vermek, en naif tabirle suça dolaylı ortak olmaya neden olabilir diyorum. çıkın etrafınıza bakın. size en yakın insanlara gidin ve onların da tanıdığı biri hakkında deyin ki; 

"a kişisi kızına tecavüz etmiş." ilk tepkinin inanmamazlık olduğunu fark edeceksiniz. çünkü bu suçu işleyenlerin korkunç sapıklar, vahşi yaratıklar, dolunayda ortaya çıkan ağzı salyalı canavarlar olduğuna inanmışlar bir kere. adliyede, okulda, ameliyathanede veya evde bulunabileceklerine ikna olamıyorlar. belki de soruna ilk önce kavramsal bir perspektiften bakmak daha mantıklıdır.