Şato Sahibi Olunduğunda Dahi Yapmadan Durulamayacak Şeyler
kullanmadığım odalardaki kaloriferleri kapattırmak.
kilere gidip, ekmek arası domates peynir yapıp, gözetleme kulesine çıkar, manzaraya karşı yerdim.
yalnız yaşayacaksam, mahzenden tüm odalara evin her köşesini tek tuşla tamamen aydınlatacak şekilde ışık sistemi kurdurmak.
elin hayaleti, iki dünya arasında sıkışmışı, aksak zombisi, vampiri, ip atlayan ölü kızıyla filan uğraşamam.
şatoyu satıp beylikdüzü'nden ev alırdım, oralar değerlenecek.
gizli tünel, oda falan var mı diye araştırırım. belki eski sahibinden bir şeyler bulurum, belli mi olur? ayrıca at almak lazım. şatosu var, atı yok dedirtmem. o at alınacak. binmesini öğreniriz sonra, acelesi yok.
ejderha beslemek.
biryan yaparım. (bkz: şatobiryan)
eger şato doğu bölgelerimizde ise büryan yaparım. (bkz: şatobüryan)
trebuchet ve mancınıklarla donatır, paladinleri ön tarafa alırdım. okçular ise sur arkasına.
age of empires oynamayan nesile aşina değilim.
zemin kattaki pencerelere ferforje parmaklık yaptırırdım.
hırlısı var hırsızı var.
hayal ediyorum da sabah uyanmışım boxerın üzerinde bi sabahlık ayakta şıpıdık terliklerle mermer merdivenden çap çup ses çıkara çıkara inerken görevlilere:
bu kahveyi ne zaman demlediniz sizi pis fakirler diye bağırıyorum sağa sola.
neyse alıyorum kahvemi az sütlü ama laktozsuz süt. bu ara moda çünkü. takıyorum güneş gözlüğümü terasta güneşleneceğim. şatoyu da yeni almışız, hevesliyiz. bi bakıyorum şezlongum gölgede kalmış. güneş ile tam aramda ağaoğlu myşato diye 87 katlı bi inşaat var.
yine lanet ediyorum. zengin de olsam gökyüzünün parsellenmesine canım sıkılıyor.
balkonu pvc ile içeri aldırırdım.
satoya jack nicholson ve bir balta koyup sanki yarin yokmus gibi saga sola ciplak bir sekilde kosturmak.
(bkz: zigon sehpa almak)
kuzey kanadındaki şömineleri yaktırır, arkadaki koruda avlanan bıldırcınları uşağım archibald'la haber saldığım ahçı zachary'ye pişirtir, büyük salonda tertip ettiğim şölende lady ve şövalyelere ikram ettirir, en iri bıldırcını kahkahalarla elle yer, sonra şarabın dozunu kaçırır masaya çıkıp dans ederdim.
"lady s. götü başı dağıttınız majesteleri" diyen hadsizleri de ormana salar o an tertiplediğim sürek avı ile köpeklere kovalattırırdım.
balkonu kırdırıp mutfağa katardım.
doğalgaz, elektrik, su aboneliğini yaptırmak.