SİNEMA 18 Ocak 2018
268b OKUNMA     1328 PAYLAŞIM

Türkiye'de Porno Sektörü Neden Gelişmiyor?

Bu konuda üzerine konuşulabilecek çok şey varken Sözlük yazarı "shinigami ryuk", işe ülkenin koşulları ve değerleri açısından bakarak objektif bir değerlendirme yapmış.
Türk porno aktörü: Şahin K.


öncelikle "porno sektörü" ifadesinden anladığımız nedir? film üretmek ve yayınlamak mı?

yoksa periscope üzerinde iki bin beğeniye götümü açıyorum da pornografik içeriğe giriyor. karısını başkalarına düdükleten ala gavatların paylaştığı amatör videolarda. veya şöyle sorayım; olmayan sektörümüzün "geri kalmış" kısmı nedir? içerik üretimi mi? internet ile büyüyen pazardan kar elde edemeyişimiz mi? kaset ve dergi döneminin başarısızlığı mı? erotik sinemaların kapatılması mı?

profesyonel seviyede porno film üretmek ve yayınlamaktan bahsediyorsak en büyük sorun zannettiğiniz üzere toplumsal tabular veya ahlak algısı değil. bu sektöre darbe vuran devletimiz ve yasalardır. yeşilçam'ın erotik film döneminde herkesin donla sevişmesi bu yüzdendi, sonrasında kimsenin yasal işletmeler kuramamasının da sebebi bu. yoksa porno sektöründeki para illegal bahiste yok.


türk ceza kanunu'nun 226. maddesi ve 4. fıkrası gereği üretiminden, bulundurulmasına, dağıtılmasından, yayılmasına kadar her aşaması suç teşkil ediyor ve 1 yıl ile 4 yıl arasında hapis cezası mevcut

bu maddenin başında şu gelir; alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden vs. vs. zaten otomatik olarak olay kişinin rızası olsun veya olmasın maddi bir kazanca dönüştüğü için fuhuş olarak değerlendiriliyor. haliyle ceza yukarıda belirtildiği üzere 1-4 yıla çıkıyor. bunlara ek olarak içerikte işkence, hayvan, çocuk vs. varsa ceza ikiye katlanıyor.

kendi elleriyle genelev açıp vergisini alan devlet porno sektörünü bir iş dalı olarak kabul etmediği için bu sektörde prodüksiyon şirketleri var olamadı. bugün her eline kamera alanın yapımcı kesildiği, youtube kanalı açtığı bir ülkede yasal engel olmasa kimsenin ahlakı sikleyeceğini gerçekten düşünüyor olamazsınız. çünkü bu öyle bir sektör ki youtube, instagram vs. gibi ortamlara günlük video yükleme oranlarıyla yarışır seviyede pornografik içerik yükleniyor her gün.bugün internetin %30'u yani neredeyse 1/3'i pornodan oluşuyor. hayatımıza akıllı telefonlar girmeden önce internette bulunan fotoğraf ve videoların yarısına yakını yine pornografik içerikliydi. google 2015 yılında günlük beş milyondan fazla "teen porn" başlıklı video araması yapıldığının bilgisini vermişti ki sanırım bu bilgi sadece abd için geçerliydi.

eğer bu işler legal olsaydı emin olun adıyla sanıyla bilinen en az on tane yapımcımız olurdu

şahsi fikrim, eğer yasal sıkıntılar olmasaydı türkiye başarılı bir porno film cenneti olabilirdi. şu an yaşadığımız dizi patlamasının bir benzeri porno film yapımlarında olabilirdi. insanlar sanıyor ki porno sektörü brazzers gibi yeni akım internet pornoculuğu ile var oldu. abd ve avrupanın son otuz yılda ürettiği porno filmlerin kalitesi hep beklentiler ve trendlerle paralel ilerledi. örneğin abd'nin en meşhur porno aktörlerinden birisi ron jeremy'dir. kendisi super mario gibi adamdır. 

Ron Jeremy (kyleayers.com)


gençliğindeki filmlerinde kas yığını tüysüz ve bronz bir adam değildi. şahin k gibi göt göbek dalardı sahneye. onun gibi daha onlarca porno yıldızı vardı. alman pornolarıyla büyümüş nesil ne demek istediğimi anlayacaktır. götlü göbekli, ali kırca bıyıklı, koltuk altı kılları sarı sarı dışarı fırlamış adamlar izledik yıllarca. rocco ve günümüzün popüler siması johnny sins gibi karın kasları baklava olan adamlar sonradan türedi. onların dışında main stream olmayan bir çok konunun alıcısı kendileri gibi insanları izlemek istiyorlar. en azından erkek kısmı. çünkü porno izleyicisinin %70 küsürü erkek.

Rocco

bu ülkede herkes çirkin o yüzden porno çekilmiyor gibi saçma sapan kelamlar ediliyor oysa bizim erotik sinema dönemimiz porno kategorisinde değil

eğer olsaydı serpil örümcer, zerrin egeliler gibi dönemin estetik algısına uygun kadınlar, salih güney, kazım kartal gibi en azından göt göbek bağlamamış eli ayağı düzgün insanlar rol aldığı için yabancı örneklerinden geride kalmazdı. aydemir akbaş gibi tiplerin bu filmlerde rol almasının başlıca sebebi bu filmleri komedi başlığı altında pazarlamaya çalıştıklarından ötürüydü.

bu algı tıpkı geçen sene türkiye'ye gezmeye gelen güney amerikalı bir turistle yaptığım sohbete benziyor. adam türk dizilerini izleye izleye her yerde taş gibi kadınların olduğunu, bunların lüks villalarda ikamet ettiğini, ülkenin de çok zengin olduğunu zannediyormuş. sultanahmet civarında iki tur atınca sikeyim sizin dizilerinizi bu ne biçim türkiye? bir tane güzel kadın yok, kendimi kandırılmış gibi hissediyorum demişti. hatta bizde bu konudan yakınmıyor muyuz? soktuğumun dizileri güzellik yarışması gibi. en fakiri bile dolmuşa değil taksiye biniyor demiyor muyuz?

bizim türk erkeği de aynı mantıkla avrupa'nın porno devi çek cumhuriyeti'nde bütün kadınlar taş gibi, hepsi orospu ve selam vereni kuytuya çekip zorla sevişiyor zannediyor. gidip milletin karısına kızına iş olup dayak yiyince anlıyorlar. türkiye'de böyle bir sektör var olsaydı ve iyi paralar kazanılsaydı emin olun ne taş gibi hatunlar, ne biskolata erkekleri bulur onları oynatırlardı. işin için para girince oyuncu da imkan da yaratılırdı. bu ülkenin yıllarca vergi rekortmeni olmuş bir genel ev patroniçesi varken hiçte imkansız değildi bence.

gelelim ikincil etmenlere: toplumsal tabular ve çeşitli ahlaki saplantılar

bu konu yukarıda anlattığım üzere öyle çok dert değil. herkes filmini yapacağı yeri yurdu bulur. bugün genelevleri yakmaya çalışan, orada çalışan kadınları sokakta görünce recm eden var mı? eski erotik filmlerde oynadığı için kim zerrin egeliler'e saldırmış? hatta şaşıracaksınız ama asıl toplum baskısı abd'de baş gösterdiği için porno sektörü hollywood gibi kendi özel faunasını yarattı. bugün izlediğiniz bir çok yapım merkezi los angeles'da bulunan belli bir alanda çekiliyor. on sene önce okuduğum bir makaleye göre toplam yasal stüdyo sayısı yüzü aşmıştı. toplamda 35.000 metre kare civarında stüdyo alanından ve her gün yüzden fazla film çekildiğinden bahsediliyordu. bugün kim bilir ne kadar artmıştır bu oranlar. kendine özel dekore edilmiş setleri, bu sektöre çalışan kostüm vs. tasarımcılarıyla mini bir hollywood oldu.

Porno vadisi olarak da bilinen Los Angeles'teki San Fernando Vadisi 

bu stüdyolar bazı açılardan hollywood stüdyolarından daha gelişmiş. örneğin kadın oyunculara yapılan komple beden makyajı olayı çok ilginç. air brush ile istedikleri tonda boyayıp çeşitli estetik durmayan kısımları yok ediyorlar. kadını araba boyar gibi baştan aşağı boyuyorlar. sivilceler, doğum lekeleri vs. hepsi kayboluyor. göğüslerine silikon takılmış kadınların dikiş izlerini vs. bu yöntemlerle gizliyorlar. buna keza kendi laboratuvarı olan stüdyolar var. malum zührevi hastalıklar sıkıntılı konular. herkese sağlık kontrolü, lavman vs. yapan personelleri var. erotiktir söylemesi, göt yırtılması veya sik kırılması gibi durumlara müdahale edebilecek uzman insanlar çalıştırıyorlar.

türk milletinin çükü küçük götü büyük gibi argümanları ciddiye almıyorum, beş santim penisleriyle japon pornosu diye bir ekol yarattı adamlar

üstelik onu bile göremiyorsunuz çünkü mozaikliyorlar. yine de hayvan gibi izleniyor. hatta ülke sıralamasında japonya ilk beşte geliyor. sizin izlediğiniz kıllı tüylü mağara adamlarının telefonla çektiği kekomanço videolar adı üzerinde "amatör" olarak adlandırılır. şahin k, filmlerini zaten almanya'da çeken ve asıl kitlesi orada olan bir adam. sadece denizin buz gibi sularından çıktığı meşhur film türkiye'de çekilmiş. onun da üzerine jandarma baskın yapıp mahkemeye sevk etmiş. ondan sonra türkiye'de film çekmeye cesaret edememiş. bence elde bir sektör olsa diğerleri gibi tek sorunu vizyonsuzluk olurdu. nasıl ki yüzbinlerce dolara gidip kamera alıp onunla recep ivedik çekiliyorsa aynı kafayla erotik kuşakta olduğu gibi absürt komedi porno işine devam edilirdi. gerçi şunun gibi senaryolar çeksinler ben yine izlerim.

(bkz: lüpus grandüs malafatüs


toparlamam gerekirse asıl ve en büyük sebep yasalardır. diğerleri hep bir şekilde çözülebilecek ufak tümseklerdir

çünkü bir şekilde kaçak göçek çekseniz bile bunu yayınlayan siteden tutun kodunu yazan adama kadar herkes suçlu duruma düştüğü için kimse yanaşmak istemiyor. çek cumhuriyeti'nde meşhur olmak isteyen kadınların meşhur olmak, abd'ye kapak atabilmek için casting videolarına para ödediğini biliyoruz. nerede okuduğumu hatırlamıyorum, kaynağını bulursam eklerim: çekler turizm gelirinin iki katı kadar para kazanıyormuş bu sektörden. abd'li firmalardan yetkililer scout ekibi yollayıp futbolcu gözler gibi yeni yetenekler aramaya prag'a geliyorlarmış, sonra beğendiklerini bonservis karşılığı transfer ediyorlarmış. ben bunu cast olayında gördüm gidip aracıya komisyon vermeden kendim görüşeyim demiyorlarmış. kendi içinde bir etik, ahlaki düzen bile kurmuşlar anlayacağınız.