Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Olan Gerçek Bir Dil: Lazca
lazca nedir?
güney kafkas dilleri grubundan gürcüce, svanca ve megrelce ile kardeş bir dildir lazca. batum'dan ardeşen'e ve pazar'a kadar küçük bir coğrafyada konuşulur. ayrıca 1877-1878 osmanlı-rus harbi sırasındaki kaç-göç'te marmara ve batı karadeniz'e yerleşen lazlar dolayısıyla mezkur bölgelerde de konuşulmaktadır. kocaeli'de gölcük dolaylarında yaşayan lazlar mevcuttur. düzce ve sakarya çevresinde de keza yaşayan lazlar vardır.
lazca, türkiye'de çok uzun zaman maalesef 'celiyrum, cidiyrum' gibi bir türkçe ağzı gibi algılanıp tüm karadeniz insanı laz olarak etiketlendi. bu durum tarihi, kültürel ve dilbilimsel açıdan büyük bir yanlıştı. ne zaman ki kazım koyuncu'nun da yer aldığı zuğaşi berepe adlı grup ve sonrasında müteveffa kazım koyuncu'nun kişisel çabaları 'didou nana' parçası ile zirveye ulaştı, işte o zaman bir farkındalık oluşmaya başladı. bugün hâlâ memleketin büyük bir kısmı lazca diye bir dilin var olduğunu ayırt edemiyor; ancak yeni nesilde yeterince farkındalık oluşmuş durumda.
tarihsel olarak bakıldığında gayet arkaik bir dildir lazca. yani tarihi özelliklerini korumaktadır halihazırda çoğunlukla. türkiye sınırları içerisinde konuşulan lazca, türkçe ile dil değinimi sebebiyle belli kelime ve kelime öbeklerini hatta kalıpları almıştır; ancak bu baskın dillerin kaçınılmaz etkisi olarak kabul edilir dilbilimde. lazların yaşadığı küçücük coğrafyada dört farklı lehçenin konuşuluyor olması ve bu lehçelerin anadil konuşucularının birbirini çoğunlukla anlamaması bayağı ve saf yorumlara neden olmasın sakın ola. gürcistan'da konuşulan megrelce, inanılmaz derecede yapısal ve sözcüksel olarak benzemektedir. burada da bir şey söylemek isterim; lazca diye dinlenilen 'didou nana' türküsü megrelce'dir ve gürcistanlı megrel sanatçı nana belkania'nın eseridir. lazca-megrelce arasındaki benzerliği, türkçe ve azerbaycani arasında da gördüğümüz için pek de şaşırmamalıyız sanırım.
lazca ile ilintili türkiye'de ilk bilimsel çalışmaları japon filolog goichi kojima ve ismail avci bucaklişi yapmıştır. son yıllarda doktora tezi olarak fransa'da rené lacroix adlı bir fransız filolog da lazca çalışmıştır arhavi lehçesi üzerinden. boğaziçi üniversitesi'nde bir proje yapılmaktadır. keza odtü'de de çalışmalara hız verilmeye başlandı.
son olarak, üzülerek belirtmek isterim ki ölmekte olan diller arasında gösterilmektedir lazca.
bazı temel türkçe kelimelerin lazcadaki karşılığını ya da o anlamda kullanılabilecek en yakın karşılığı
yazacaklarım temel anlamda ardeşen lazcası ile olacak ancak bulursam diğer diyalektlerini de yazacağım.
merhaba ile başlayalım. tam türkçedeki anlamını karşılar mı bilmiyor ama "k'aoba" diye kullananlar var. yine de türkiye'de yaşamanın etkisi ile bazı kelimelerin lazcaları unutulmuş. k'aoba da sanırım esenlikler, iyilikler anlamında bir sözcük olmalı. gürcüce karşılığına benzetiyorum ben: gamarcoba.
nasılsın: "muç'ore?" tam olarak anlamını karşılığını karşılar. cevap olarak "vrosi bore, si muç'ore?" (iyiyim, sen nasılsın?) ya da "peyat'i bore, si muççore"(kötüyüm, sen nasılsın?) diyebilirsiniz.
hoş geldiniz: burada biraz chicken-translate olmuş ancak. hoş olmasa da "iyi" anlamıyla; "vrosi moxtit"diyebilirsiniz.
teşekkür ederim: bu türkçede bile karışık. teşekkür, arapçadan gelme. türkçede biz aynı anlama gelmeyen sağ ol, var ol gibi karşılıklar kullanıyoruz. her millette karşılık farklı. lazcada ise bir kaç farklı tümce var. tam olarak teşekkür manasına gelmese de iyi dilek belirten tümceler: "n3aşa exti" (göğe yüksel, cennete git manasında), "3'aristeri imordi" (su gibi büyü, sonsuz ol manasında, su gibi aziz ol- genelde biri size su verdiği zaman kullanılır), "pirito iya" (tam olarak pir ol manasında türkçeden devşirilmiş bir tümce). bunun gibi bir sürü dua, iyi niyet belirtisi olan cümle var. en basitinden "gixvamam" dersiniz, senin için dua ediyorum anlamına gelir.
günaydın: tekil, "dogatanas" ya da "gogatanas", çoğul olursa "dogatanan" ya da "gogatanan" dersiniz. gününüz aydın olsun manasına gelir.
iyi günler: "vrosi ndğalepe"
iyi akşamlar: "vrosi serepe"
afiyet olsun: megaknas, bu da tam olarak löp löp et olsun anlamındadır. *
hoşçakal: buna çok yakın anlamda "kait'e" ya da "guri kait'e" var. birincisi güzellikle, ikincisi de "gönül güzelliğiyle" demek.
görüşürüz: "guri kait'e bizirat" (gönül güzelliğiyle buluşalım manasına gelir.)
seni seviyorum: "ma si maoropen" ya da "ma si malimber"
kolay gelsin: "mogarçilas" burada da çok güzel tam türkçeye çeviremediğim bir anlam var ama karşılık olarak doğrudur. çay topladığım zamanları hatırlattı. hiç özlememişim. *
adın ne: aslında tam çeviri yaparsak "yoxoskani mu on?" deriz ama genelde insanlar "yoxo mu cegozun" derler yani "adın ne koyulmuş?" cevaben "yoxoşkimi memmeti'ren" (adım mehmettir) ya da "yoxoşkimi memmetti cemozun"(adım mehmet konulmuş) der geçersiniz.
evet: "ho", hayır: "var"
aklıma gelen temel sözcükler bunlar. lazca son 100 yıldır yazılı edebiyat üzerine çalışmaları yapılan genelde sözlü bir dil. tükeniyor ne yazık ki. yeni nesile öğretmiyoruz, yeni nesil de merak etmiyor. annemle arada lazca konuşurum dilim döndüğünce. anneannem ise türkçeyi çok az konuşur, anlar ama lazca konuşurken kendini daha rahat hisseder. onun kadar dilim dönmez ama bizden büyüklerin lazca konuşması çok hoşuma gider. kelimeleri araştırırım, lazika yayın kolektifi son yıllarda harika işler yaptı, ben de takip ederim.
ekleme: bir kaç güzel ekleme yapayım, sevdiğinize söylersiniz, "çonaşkimi" (ışığım), "gyulişkimi" (gülüm), "opordajeşkimi" (gözbebeğim, birtanem), "oropa(şkimi)" (sevgili(m)).
skudas lazuri nena!
bazı lazca atasözleri
internette biraz araştırma yapınca gerçekten çok atasözü ve deyim çıkıyor ama bu kadar atasözünü günlük dilde kullanan olduğunu sanmıyorum. ben ardeşen çevresinde çok kullanılan atasözlerini yazdım.
nossi şukka varonçi megittaxa kaybana(akıl hıyar değil ki kırıp da vereyim sana): en meşhuruyla başladım. eskiden çok popüler idi ama artık kullanıldığını duymuyorum.
luu gazin do ğoberi va gazin: lahanayı görüyorsun ama çiti görmüyorsun. "bir şeye odaklanmak ama onun önündeki engeller görülmediği için başarısız olmak" anlamına gelen harika atasözü.
k'oda lobca nobği do nobği dogutuni?: duvara fasülye eksen de durur mu? aslında bunun farklı versiyonları var ama benim bildiğim bu şekilde. "olmayacak bir işi yapıp olmasını bekleme" manasını çıkarabiliriz.
mundi vagaxvaraşa çxomi var içopen:götün ıslanmadan balık tutamazsın. anlatmaya gerek yok. çok güzel atasözü. emek vermeden yemek olmaz.
vagiğuna ikbali ikti do iburbali:kısmetin yoksa dön de dur. tam çevirisi bu değil. açıkçası tam çevirisi ne de bilmiyorum. iburbalu, tam türkçe anlamını bulamadığım bir fiil.
laççi goişşinasi biga elidvare:iti an çomağı hazırla. tam manasıyla bu.
ar purkite purkinora variyen:bir çiçekle ilkbahar olmaz.
daçxuri do oropa var impulen: ateş ile aşk saklanmaz.
ora miti var çeşums: zaman kimseyi beklemez.
nana nena guri nekna oren: ana dil yüreğin kapısıdır.