PSİKOLOJİ 27 Ocak 2023
14,8b OKUNMA     419 PAYLAŞIM

Zihinsel Bir Trans Hali Olan Hipnoz Nedir? Gerçekten İşe Yarıyor mu?

Hipnoz nedir, gerçek midir? Bilimsel bir geçerliliği var mı? İnsan nasıl hipnotize olur? Hipnozu, tarihinden yola çıkarak ele alan, detaylı bir yazı.

önce biraz hipnoz ve tarihinden bahsedelim. sonra hipnozun nerelerde kullanıldığını ve son olarak da nasıl uygulandığını kabaca anlatalım.
 

öncelikle, hipnoz nedir? 

beynin frontal korteksteki aktivitelerinin önemli ölçüde baskılanması ve bu, beynimizin içeriden ve dışarıdan gelen uyaranları filtreleme ve kaynaştırma yapan, yeni anı oluşturmaya yarayan bölümünün mola vermesidir hipnoz. yeni anı oluşturmadığınız an hipnozdasınız. hipnotize olmak, bilmediğimizi düşündüğümüz bilgilere ulaşmamızı sağlar. zihnimizle hiç olmadığı kadar yakın oluruz ve tüm hisleri yoğun şekilde hissederiz. bazı şeyleri de baskılarız.

bildiğimiz gibi yeşil renk, mavi ile sarının karışımıdır. hipnoz altındaki kişiye maviyi görme telkini verilirse gösterilen yeşil rengi sarı olarak görecektir. sarıyı görme telkini verildiğinde ise gösterilen yeşil rengi mavi olarak görecektir. yani olay bazı şeyleri baskılarken diğer ve dikkat etmediğimiz şeylere konsantre olmaktır.

hipnoz kadar yanlış bilinen, anlaşılamamış, hakkında şehir efsaneleri üretilen bilimsel bir şey olmamıştır sanırım. bunun nedeni insanlık tarihi boyunca uygulanması, ancak bu uygulamaları yapanların pek çoğunun şarlatan olması nedeniyle güvenilmez olarak algılanmasıdır. ayrıca bu şarlatanların inandırdığı kişiler şehir efsanelerini yaymış korku gizem doğaüstü özellikleri eklemlemişler. tarihte bazı dönemler saçmalık olarak görülmüş sonradan tekrar hortlamıştır. ama gerek şarlatanlar gerek sinema filmlerindeki garip sahneler sayesinde yanlış algılanma devam etmiştir.


aslında bilimin kafası da biraz karışık. bu hipnoz nasıl oluyor da etki ediyor? bugün hipnoz, çok çeşitli alanlarda kullanılıyor. ama kullanımı geçmişe oranla çok daha yaygın hale gelmiş olmasına rağmen, tıptaki kullanım alanı hala oldukça kısıtlı. bunun sebebi, hipnozun tam olarak ne olduğu konusunda bir karara varılamamış olmasıdır. birkaç araştırmacının fikirlerini birleştirirsek hipnotik trans, etrafında olanların farkındalığını yitirecek kadar odaklanmak, konsantre olmak ve içe dönmek olarak tanımlanabilir.

hipnoz başlangıçta sol beyin üzerinden hareket ediyor ve trans ilerledikçe sağ beyin aktivitesi daha baskın hale geliyor. hipnozda beyin dalgalarının beta seviyesinde ki uyanıklık durumundan alfa dalga boyutuna geçişi seri bir şekilde olur. hipnozun ilk seviyesi olan letarjik aşamaya bedensel gevşemeyle geçilebilir. bu seviyede kişi sempatik sinir sisteminden parasempatik sinir sistemine geçiş yapmaya başlar. zihinsel rahatlama arttıkça beyin dalgalarının titreşimleri seyrelir ve buna bağlı olarak sağ beynin işlevi ya da aktivasyonu da o oranda artar.


hipnozun en başarılı olduğu alan sanırım ağrı kesici etkisidir

bu yüzden beklenen bir ağrı olan doğumda sıklıkla kullanılır. anneler ağrısız doğum yapabilir. ayrıca huzursuz barsak sendromunda etkilidir. hipnoz semptomatik bir tedavi sağlar. yani bedendeki bir yarayı iyileştirmez sadece ağrısını hissetmemenizi sağlar. psikolojik hastalıklarda depresyon anksiyetede etkisi plasebo olabilir. ancak etki plasebo olsa da olmasa da psikolojik sorunlu birini rahatlatmanın tıbbi faydaları tartışılamaz. ama şöyle bir durum var hipnozla tedavi sağlanabildiği gibi hastalıklar da oluşturulabilir ya da hastalık benzeri durumlar yaratılabilir.

hipnoz tarihi şamanizmle başlar

şamanlar bunu sıkça kullanmıştır. kötü ruhlara müdahale olarak tanımlamışlar. ayrıca yunan mitolojisindeki asklepios'un hipnozu kullandığını biliyoruz. ancak yazılı bilim tarihinde olay mesner ile başlamış. aslında hocası olan bir din adamıyla. mesmer’in hocası ve ilham kaynağı olan peder gassner, rahiplik yaparken kendisi şiddetli baş ağrılarından ve baş dönmelerinden ıstırap çekmeye başladı. içindeki şeytanın bu oyunu ona oynadığına inanarak, kilisede halkı toplumsal dua ve günah çıkartmaya davet etti. kısa zamanda kendi problemleri ortadan kalkınca, yavaş yavaş başkalarının problemlerini çözmeye başladı.sonradan sürekli gelişti.


peki kişiler nasıl hipnoz oluyor? 

genel yaklaşım, sakinleştirici bir imge düşünmekle başlıyor. kendinizi huzurlu bir ortamda düşünmeden önce hipnozcu, bütün hislerinizi uyarıyor ve derine dalma prosedürleri ve uygun telkinlerle amacınıza ulaşmanızı sağlıyor. bu telkinler başkaları tarafından da uygulanabilir, kendi kendinize de uygulayabilirsiniz.

hem amerikan psikoloji derneği, hem de ingiliz ulusal sağlık enstitüsü hipnozu ağrının tedavisinde standart bir prosedür olarak tanımlıyor. yapılan sayısız çalışmalar hipnozun, sırt ve bel ağrıları ya da kanser tedavisinin yan etkileri sonucu oluşan ağrılar gibi çeşitli kronik ağrıları iyileştirdiğini gösterdi. genellikle fiziksel ve bilişsel davranış terapilerinden daha çok rahatlama sağlıyor. aslında tüm ağrılı olgularda belli derece fayda sağlar diyebiliriz.

bazı ameliyatlarda anestezi yerine bile kullanılabiliyor. teknik, oldukça basit. hasta lokal anestezi oluyor ve ona hafif bir sakinleştirici veriliyor. hipnozcu yanlarında oturup, onlara iç dünyalarına konsantre olmaları, nefeslerini kontrol etmeleri ve güvenli bir zihinsel bölgeye ulaşmaları için rehberlik ediyor. geçmiş deneyimleri tekrar yaşamaları için yardımcı oluyor. beyinleri tamamen anılara odaklanıyor. en önemli avantajı, yan etkilerinin azlığı. genel anesteziden kaynaklı başınız dönmesi veya hasta hissetme durumları yaşanmıyor.

kötü alışkanlıkları bırakma konusunda pek çok araştırma olsa da sonuçlar kafa karıştırıcı. kilo verme olayında ise hipnoz etkili gözüküyor. ancak dediğim gibi, etkili olduğu konu ağrı ve anksiyete azalması.

beyin görüntüleme deneylerinin gösterdiğine göre, hipnotik hareketlerin rahatlama bölümü beynin frontal korteksteki aktivitelerini önemli ölçüde baskılıyor. bu, beynimizin içeriden ve dışarıdan gelen uyaranları filtreleme ve kaynaştırma yapan, yeni anı oluşturmaya yarayan bölümünün mola vermesini sağlar.


sonuç olarak 

hipnoz hakkında şunu söyleyebilirim. kendinizi çok farklı hissedersiniz. olaylara ve dünyaya farklı açılardan bakarsınız. daha önce algılayamadığınızı sandığınız şeyleri hissetmeye ya da algılamaya başlarsınız. bunlar derin bir şekilde hissedilirse büyük ihtimalle başka bir insana evrilirsiniz.

daha fazlası için