Cicero'nun Bir Hukukçu Olarak Ön Plana Çıkmasını Sağlayan Efsane Soru: Cui Bono
cicero'nun, sextus roscius'un savunmasını üstlendiği davanın anahtar sorusudur cui bono? latince bir deyim olup "kim karlı çıktı?" veya "kimin yararına?" anlamına gelmektedir.
roma hukuku'nda cinayetleri çözmekte kullanılan ve bugün de geçerliliği olan en temel sorudur. cinayetin kimin yararına olduğu, kime fayda sağlayacağı sorgulandığında, elde edilecek cevaplar katilin uşak mı yoksa eski sevgili mi olduğunu öğrenmemizde önemli bir rol oynayacaktır...
cicero, müvekkili olan ve babasını öldürüp mallarına sahip olmakla itham edilen sextus roscius'un suçsuzluğunu bu yolla ıspatlayarak roma'daki bir devlet-mafya-siyaset üçgenini de açığa çıkarır;
bütün deliller sextus'un aleyhinedir, ayrıca davadaki savcı ise roma'nın en ünlü savcısı olan erucius'tur. üstelik kuzeni de aleyhine şahitlik yapmaktadır, öldürülen babasının çiftliklerine ise chrysogonous (okunuşu:krisogonus) adındaki roma'nın en güçlü isimlerinden biri olan, iç savaştan sonra pek çok kişiyi öldürmüş eski bir yunan köle el koymuştur.
roma hukuku'nda babasını öldürmenin cezası ise şudur; katil, derisi yüzülene kadar kırbaçlanır, ardından deri bir torbaya bir yılan, bir köpek ve bir maymunla beraber konulup torbanın ağzı dikildikten sonra da tiber nehri'ne atılırdı. yani, anlayacağınız sektus'un başı fena halde belaydaydı.
sektus'un babasının 13 adet çiftliği vardı ve tek varis kendisiydi lakin banasını öldürmekten tutuklandıktan sonra çiftliklerin 10 tanesini chrysogonous diğer 3 tanesini ise kuzeni capito aldı, daha doğrusu capito'ya chrysogonous verdi. cui bono? sorusu sorulduğunda, bu işten chrysogonous ve işbirlikçi kuzen capito karlı çıkıyordu, zararlı çıkan tek kişi ise sextus'tu ve bu cicero'nun gözünden kaçmamıştı. geriye kalan iki önemli unsur vardı, chrysogonous o mallara nasıl el koymuştu ve neden 3 çiftliği capito'ya vermişti?
eski roma'da seçilmişler listesi denen bir liste vardı. bu listeye, muhalifler, iç çekişme sırasında iktidar mücadelesinden yenik ayrılanlar ve kazananla uzlaşmaya niyeti olmayan ya da iktidar için tehlikeli bulunan isimler girerdi... işte sextus'un babası da bu listeye eklenmişti ama bu listeye eklenmesi için hiçbir sebep yoktu. "cui bono" diye diye chrysogonous'tan iyice kıllanan cicero, seçilmişler listesi'ni roma arşivine gizlice girerek inceledi ve o listeye cinayetten sonra eklendiğini gördü, bu belgeyi de mahkeme jürisine sundu, tabi sunmadan önce de öldürülmek istendi ama kurtuldu. olay şuydu; chrysogonous, sektus'un babasının çiftliklerine göz koymuştu, bunun için de capito'yu amcasını öldürmeye azmettirdi ve sus payı olarak da 3 tane çiftliği ona verdi, cinayeti ise capito'nun yalancı şahitler kahvesinden iki arkadaşının ihtamıyla birlikte sextus'a yıktılar. oysa akıl edemedikleri birşey vardı, tek varis olan sextus neden babasını miras için öldürsündü?
mahkeme jürilerinden çoğunluk ne derse o olurdu. jüri üyeleri kararlarını bir tabletin üzerine a veya c harflerini yazarak bildirirlerdi. a: apsolbo yani suçsuz demekti c: condeimo yani suçlu anlamına geliyordu. mahkeme sonunda oybirliği ile tabletlerin üzerine a yazıldı yani sextus suçsuz bulundu... savcı erucius, iddianamesinde ve savlarında yanılmıştı, bunun bedeli ise latincede iftiracı anlamına gelen calumniater'ın baş harfi olan c harfinin alnına kızgın damga ile vurulmasıydı.
mahkeme sonunda hayırsız kuzen capito cinayetten suçlu bulundu, cicero'un namı ve cesareti iyiden iyiye yayılmaya başladı, kontrgerilla chrysogonous'a ise hiçbirşey olmadı, meksika sınırını geçerek durumdan yırttı. savcı erucius ise alnına yemesi gereken kızgın damgayı yemediği gibi görevine de devam etti.