Diğer İçkilere Kıyasla, Viskiye Alışmak Türk İnsanı İçin Neden Biraz Daha Zor?

Viskinin neden bizde bir şarap veya cin kadar yaygın olmadığını anlatan bir derleme hazırladık.
Diğer İçkilere Kıyasla, Viskiye Alışmak Türk İnsanı İçin Neden Biraz Daha Zor?
iStock

eveeeet, birayı döktünüz, şarabı sulandırdınız, viskiyi yedirmeyiz

viski içmenin gerekçesi, lezzetli olmasıdır.

açıklayalım: viskinin sevilmemesinin sebepleri üzerinden gidecek olursak, birçok kişinin sebep gösterdiği şey tadının kötü olmasıdır. öncelikle, tat ve lezzet iki ayrı kavramdır arkadaşlar. bu ikisi bizim topraklarda sürekli karıştırılır. neden? çünkü biz, fakir bir toplum olduğumuz için, amacımız hep karın doyurmak olmuştur. bu yüzden elimizdeki kıt malzemeler ile lezzet arayışını sürdürdüğümüz için mutfağımız gelişmiştir. bunu örnekle açıklayacağım. detaya inmeden devam edelim...

mesela iyi şarap nedir? nasıl anlaşılır? muhtemelen, fransız aristokrat bir ailede yetişmiş olsanız, küçük yaştan itibaren sürekli iyi şaraplar tüketecek, bir damak zevkiniz oluşacak. bu damak zevki de iyi şaraplara alışmış olacak. bu yüzden gerek şaraptan anlıyor olacak, gerekse kötü şarabın tadını ayırt edebiliyor olacaktınız.

bizim topraklarda bilhassa dini sebeplerden ötürü alkol tüketimi kısıtlı olmuştur. bu yüzden geç tanıştığımız ve az tükettiğimiz bir şeyin bize lezzetli gelmesi kolay olmayacaktır. alışmak gerekir.

sigara içen arkadaşlar bilirler. sigaranın tadı çok kötüdür. ama zamanla, içmeye devam ettikçe tadı güzel gelmeye başlar. bu, tamamen alışmak ile bağlantılıdır.

gelelim küçük orneklere... kuzey ülkelerinden bir insanı getirip, güneydoğu'da kuzu eti yedirin. elit bir aile mensubu ise gözlerini kocaman açarak etin mükemmel olduğunu söyleyecektir. çünkü daha önce iyi etlerden deneyimlemiş ve çok daha iyisini bulduğu için bunu anlamış ve damağı şölen alanına dönmüştür. ortalama duruma sahip bir aile mensubu ise ya beğenir ya da beğenmiş gibi yapar. o tadı ayırt edemez. çünkü damağı bu tada alışarak gelişmemiştir. yine aynı sebepten, bir istanbullu yediği ortalama bir kebaba "müthiş" derken, aynı kebaba bir antepli "bu ne lan" diyebilir.

gelelim viskiye. viski bizim topraklara çok uzak bir içkidir. tadı iyi değildir. ama lezzetli bir içkidir. bu, sizin kaç yaşında bunu ne sıklıkla, hangi kalitede viskilerle deneyimlediğiniz ile direkt alakalıdır.

eğer -basit bir örnek vereyim- iki marka viskiyi tadıp, arasındaki farkı anlayamıyorsanız viski konusunda damağınız gelişmemiştir ve bu durumda viski veya viski içenler hakkında yorum yapmanız doğru olmayacaktır. zira bu viskiyle değil; sizin damağınızla alakalı bir durumdur.

gelelim aranan gerekçeye. viski lezzetli bir içkidir. damağınızda bıraktığı katmanlı tatlar da kaliteli bir içki olduğunun kanıtıdır. sakin bir kafayla, sakin bir ortamda yavaş yavaş tüketildiğinde eşsiz damak deneyimleri sağlar. ayrıca, her içkiyi illa içmek ya da anlamak zorunda değiliz dostlar. buna kafa yormak zorunda da değiliz.

viskiniz buzsuz, tadı doyumsuz olsun.

not: alkol dostunuz değildir.

Bonus: Viski içmenin gerekçesi

benimki özentiden, öyle başladım, barda yalnız içen melankolik heriflere özendim, yoksa kolanın tadı daha iyi ama sonra içtikçe sinirlere iyi geldiğini anladım, yaşamın sert kabuğunu yumuşatan bişey var onda, hemingway'in viskinin çözemediği mesele yoktur demesi de hoşuma gitti, ben her şeyde olduğu gibi viskiye de el yordamıyla bulaştım, hayatımın lanet bir yönü de hemen her şeyi kendi başıma öğrenmek zorunda kalmam oldu, bu yüzden her şeye biraz geç kaldım ama konu bu değil, konu viski, ailede böyle bişey yoktu kuşkusuz, klasik anadolu ailesi, babam hiç içmezdi, bir kere içmiş, berbat hissetmiş kendini, bir daha içmedi, viskinin ne olduğunu bile bilmedi; annemse benim alkolik olmamdan çok korkuyordu, resimle uğraştığımda sonumun gauguin gibi olacağını söyledi, o aralar öyle bir dizi vardı, sonunda karnemde kırıkları görünce somyanın altında beni küsküyle dövdü, çamaşır sepetlerinin arasında büzülüp kaldım, farelerden korkuyordum, pantolonuma bir sıçan falan girmesinden, çünkü yatağın altında olurlardı orospu çocukları, temiz çamaşır kokusuna deli olurlardı, kırık bir yay da aksi gibi kafama takılıp durdu, o gün annemden nefret ettim, bişey öldü içimde, yüzü mosmordu, korkunçtu neredeyse, içimi parçaladı bu hâli; öfke çocukları çok kötü etkiler, işte pekala şimdi bunu düşünüp viskimden iri bir yudum alabilirim, gerekçe çok, en anlamsızı bile yeterli içmek için, neyse, viski iyi bişey, bilincin ağırlığını hafifletiyor, siz belki çocuk kadın bişeylerle ilgilenip o basıncı hissetmiyor olabilirsiniz ama bazıları oyalanacak bir şeyler bulamayabilir, her neyse işte viski iyidir, pahalı tabi, barda falan gidip içerseniz daha da pahalı, evde içiyorum bazen, sigara da olsa iyi olurdu ama bıraktım; viski yalnız adam içkisi, sessizliği seviyor, sonra uyku geliyor, viski bu şekilde her sorunu çözüyor, azıcık buz atıyorum fakat her zaman değil, sek içmek iyidir, kana çabuk karışır, viski deyince aklıma william faulkner geliyor ama en çok carson mccullers, o kadına aşığım, viskiyi ve mcculers'ı seviyorum, geceyi de...