Dünyada ve Osmanlı'da Röntgenin Tarihsel Gelişimi

İlk kez 1895 yılında çekilen röntgenin dünyada ve Osmanlı'daki gelişimi.
Dünyada ve Osmanlı'da Röntgenin Tarihsel Gelişimi

röntgen, x ışınlarını kullanarak vücudun bölümlerinin görüntülenmesine denir. hastalıkların teşhis, takip ve tedavi sürecini kolaylaştırır. yüz yılı aşkın süredir çok sayıda doku ve kemiklerin görüntülenmesinde yaygın olarak kullanılan röntgenin icadı ve türk tıp dünyasının bu yeni teknolojiyle ne zaman tanıştığı, merak edilmeye değer bir konu olmalıdır. 1896-1899 yılları arasında askeri tıbbiye'de çekilen röntgen grafi çekim teknikleri, pek çok bakımdan ufkumuzu genişletecektir.

dünyada ilk kez nobel fizik ödülü verilen bilim insanı olma unvanını taşıyan ünlü alman fizikçi wilhelm conrad röntgen, 8 kasım 1895 tarihinde gözle görülmeyen ışınları keşfeder. mat yüzeylerden geçen ışını keşfeden röntgen, matematikte bilinmeyeni simgeleyen "x" harfini kullanır ve yeni keşfine "x ışınları" ismini verir. wilhelm röntgen, eşi anna bertha ludwig'in sol elini 22 aralık 1895'te çekmiştir. bu çekim, ilk tıbbi röntgen olarak kabul edilmektedir. 

daha sonraları "röntgen ışınları" olarak anılmaya başlanan bu ışınları keşfetmek için deneylerde hep kendi elini kullanan wilhelm röntgen'in, aşırı dozda x ışınına maruz kaldığı için parmaklarını kaybettiği rivayet edilir.

osmanlı imparatorluğunda x-ışınları ile ilk denemelerin 1896 yılında, o zamanki adıyla galatasaray mekteb-i sultani’sinde yapıldığı rivayet edilir. ocak 1896'da, prof. c. m. garielin tarafından “les resherches du prof röntgen et la photographie a travers les corps opaque”, semaine medicale, 16, s:41-43,29 jan.1896" isimli makale paris'te yayınlanır. o dönemde istanbul'daki askeri tıp mektebinde bulunan fizik laboratuvarında asistan öğrenci olarak çalışan, parlak zekasıyla çevresinin dikkat ve takdirlerini toplamış olan esad feyzi bey (1874-1901), bu makaleyi heyecanla okur. olayın bizzat görgü tanığı olan prof. dr. akil muhtar özden, wilhelm conrad röntgen'in keşfinden bir iki ay sonra esad feyzi bey'in kendi röntgen cihazıyla istanbul'da ilk çekimi yaptığını anlatır.

esad feyzi bey'in ilk röntgen grafi deneyinde, x ışınları ile akil muhtar özden'in elinin görüntüsü alınmıştı. bundan sonrasını prof. dr. akil muhtar özden'in kaleminden okuyalım; "türkiye’de x-ışını ile ilk radyografi yapılmıştı. elimin kemikleri fark ediliyordu. benim o anda uzun boylu, sevimli yüzlü, zeki gözlü esad feyzi için hissettiğim sevgi ve hayranlığı tasvir edemem. sonra başka ellerin de resimleri alındı”.

türkiye'de radyolojinin kurucusu olarak kabul edilen esad feyzi bey, çalışmalarına dr. rıfat osman ile beraber devam eder. askeri tıbbiye'nin parlak ve yetenekli gençlerinden olan ikilinin çalışmaları, başta operatör doktor cemil topuzlu paşa ve askeri tıbbiye’deki bütün hocalar tarafından büyük destek görür.

1897 osmanlı yunan harbi'nin harbinin devam ettiği yıllarda yaralanan askerlerin röntgenleri çekilir ve tedavileri hızlandırılır. bu dönemde esad feyzi bey ve ekibinin çektiği röntgenleri, devrin padişahı ikinci abdülhamit'in de ilgi ve dikkatle takip ettiği anlaşılmaktadır. 

aşağıda paylaştığım "röntgen"ler ikinci abdülhamid'in fotoğraf arşivi'nden

1897 yunan harbinde, sol kolundan yaralanmış olan askerin ameliyattan sonra alınan röntgen:


1897 yunan harbinde yaralanan askerin sol omuzundan ameliyattan sonra alınan röntgen:


yaralı bir askerin kırık ve çıkığını çok ayrıntılı ve şaşırtıcı biçimde gösteren röntgen:


yaralı bir askerin sol kolundaki kırığı gösteren röntgen:


yaralı bir askerin sol kalçasında kalan kurşunu gösteren röntgen:


yaralı askerin elindeki kırık kemik çıkarıldıktan sonra çekilen röntgen:


bir askerin kırılan kemiğini gösteren röntgen:


on yedi yaşında olan ve on yıl önce eline cam parçaları batan kız, ameliyat edilmiş ve cam kırıkları çıkarılmış. üç yıl sonra hastanın şikayeti üzerine ameliyatta cam kırıklarının tamamen alınamamış olabileceği ihtimali üzerine röntgen çekilmiş:


esad feyzi, yüzbaşı tabib olarak okuldan mezun olur, 27 yaşındayken evlenir ve çalışmalarına aynı hız ve tempoda devam eder:


evlendikten üç ay sonra yüzünde çıkan bir çıbanın erizipele çevirmesi ve kanını zehirlemesiyle 1901 yılında vefat eder. süheyl ünver, esad feyzi bey'in vefatından dolayı duyduğu derin üzüntüyü ve kendisine gösterdiği saygıyı, "ruhu tıp tarihimizin bir sahifesine ve vücudu da karacaahmet'in harimine gömülür" sözleriyle ifade eder.

kaynaklar1, 2, 3, 4.