Dünyadaki En Acılı Ölümlerden Birini Yaşayan Talihsiz İnsan: Hisashi Ouchi

Japon bir nükleer santral teknisyeni olan Hisashi Ouchi, dünya üzerinde ölümü en kötü deneyimleyen insanlardan biri.
Dünyadaki En Acılı Ölümlerden Birini Yaşayan Talihsiz İnsan: Hisashi Ouchi

hisashi ouchi, japonya'da jco isimli bir nükleer santraller için zenginleştirilmiş uranyum sağlayan bir yakıt işleme tesisinde çalışıyordu. bahsi geçen tarihte, iki iş arkadaşıyla beraber süreci hızlandırmak adına bir işe kalkıştılar. aslında normal şartlarda zaten yapılan ama düşük kimyasal konsantrasyon nedeniyle problem yaratmayan bu işi yüksek konsantrasyon ile yapmak istediler. büyük ihtimalle kendiliğinden böyle bir iş yapmayacaklardı ama üretimde biraz geride kaldıkları için şirket kendilerini sıkboğaz etmekteydi ve baskı hissetmekteydiler.

ouchi ve arkadaşları, çökeltme tankı denilen silindirik bir tank içerisine kovayla uranil nitrat dökeceklerdi. döktüler de ve 40 litrelik bir karışım elde ettiler ama karışım rahat durmadı ve zincir nükleer tepkime başlattı.

ouchi, kovayı boşaltmak için çökeltme tankına dayanmıştı. o nedenle en yüksek radyasyona maruz kalan da o oldu. yılda 20 milisievert güvenli dozdur ama ouchi'nin değil 1 yılda, sadece işlem esnasında anlık olarak aldığı doz 17,000 milisievert oldu.

ouchi, 83 gün boyunca ölmekten beter oldu. hastaneye götürüldüğünde görüntüde herhangi bir sorun yoktu ama test sonuçları, vücudundaki dna'ların resmen eridiğini gösteriyordu. yani ouchi'nin vücudu artık yeni ve sağlıklı hücre üretemeyecekti. üstelik akyuvarları da normal seviyenin %90'ı kadar düşmüştü. kan nakli için beklenen birkaç gün içerisinde deri hücreleri dökülmeye başladı. bu esnada ciğerlerinde de sıvı birikmeye başlamıştı. makineye bağlamak zorunda kaldılar.

o arada kız kardeşinden alınan kanın nakli yapıldı ve akyuvar seviyesi normale döndü fakat vücudunda dolaşan radyoaktif madde, kardeşinden gelen hücreleri de eritiyordu. iç organlarındaki bozulmalar nedeniyle bağırsakları düzgün çalışmamaya başladı. ishal nedeniyle sürekli su kaybediyordu. birkaç hafta böyle devam ettikten sonra bağırsakları tamamen korunmasız kaldı ve kanamalar başladı.

bağırsakların durumu, ouchi'te verilen ilaçların ve nakledilen kanların da boşa gitmeye başlamasına neden olmuştu. günde 10 litre su kaybediyordu vücudu. sıvılrın vücudunda kalması için ouchi'yi resmen paket gibi sarmaya başladılar. elbette bunlar da dayanmıyordu. bu arada artık göz kapağı namına da bir şeyi kalmadığı için gözleri kuruluk nedeniyle kanamaya başladı. doğal olarak kalp atışları aşırı derecede hızlandı ve kalbi sonunda durdu. tekrar hayata döndürdüler ve yeniden durdu. 3 kez tekrar eden bu durum sonrasında, çektiği acılar nedeniyle ailesinden imzalı bir izin kâğıdı alındı. böylece kalbi tekrar durduğunda onu artık hayata döndürmediler ki bence de doğrusu buydu.

akıllara "adama neden bu kadar eziyet etmişler? en başta o izni neden almamışlar?" gibi sorular gelebilir haklı olarak. ailesi çaresizlik içinde, her şeyin denenmesini istemişti. onlar da haklı olarak, umutlarını hemen kesmek istememişlerdi ama son durumda artık onlar da dayanamamıştı olup bitenlere ve daha fazla acı yaşamasını izlemek istemediler.

burada iş güvenliğiyle ilgili büyük bir sorun var aslında. 3 teknisyen, yaptıkları işle ilgili yeterli eğitime sahip değildi. eğer eğitimleri yeterli seviyede olsaydı, o konsantrasyon düzeyinde bu işlemi yapmamaları gerektiğini de bilecek ve bu acı olayla yüz yüze gelmeyeceklerdi.