Erkeklerin Seks İçin Aşık Taklidi Yapabilmesini Sağlayan Şey Nedir?

Erkeklerin zaman zaman sırf seks yapabilmek adına aşık taklidi yapmaları herkesin malumu bir konu. Peki erkeklerin psikolojik düzlemde aşık taklidi yapmasının ve duygusuz seks yapabilmesini sağlayan nedir?
Erkeklerin Seks İçin Aşık Taklidi Yapabilmesini Sağlayan Şey Nedir?

erkekler seks yaparken seçici olmak zorunda değildir, çünkü evrimsel açıdan doğa yük tahsis etmemiştir. yani 9 ay hamile kalmaz, bunun psikolojik ve fizyolojik etkileriyle savaşmazlar, darwinci görüşe göre amaçları spermleri yaymaktır. bu yüzden seçilen taraf olmuştur ve çoğunun genetiği elenmiştir. birkaç defa verdim fakat şu makaleyi yine vereyim: referans

esas soru şu olmalı: erkek neden bunu yaparken bağ kurmuyor? 

sebebi sadece evrimsel olamaz, çünkü sosyal varlıklarız, hem böyle olsaydı hiçbir erkeğin aşık olmaması gerekirdi ama en çok aşk acısı çekenin erkekler olduğunu depresyon oranlarından biliyoruz. neden böyle?

örneğin şempanze aleminde dişi şempanze sürüdeki herkesle çiftleşip en güçlü spermin kazanmasını bekler, erkekler için bu normdur, aşk duygusunu hissetmezler. kuşlarda ve birçok memelide erkeklerin seks sonrası kadının yanında kalması sadece maliyet olarak görülür ve dişi o çocuğa kendi bakacak formatta evrimleşmiştir fakat bir fark vardır. o da bebeğin insanlar gibi uzun süre bakıma ihtiyaç duymamasıdır. anne kısa süre bakar ve çocuk hızlıca gelişir. işte insanlardaki esas fark buradadır.

insan fizyolojik ve psikolojik gelişimi ebeveyne bağımlıdır

insanlarda bebeğe uzun süren bir bakım gerekir ve çocuğun bilişsel kapasitesi belli seviyeye gelene kadarki anne-çocuk ilişkileri çocuğun psikolojisi belirler. psikanaliz bunun üstüne uzmanlaşmış bir alandır ve diyebiliriz ki bu süreç yüzünden erkeklerin bir bölümü duygusuzca seks yapabilirken, bir bölümü aşık olur. yani civciv-yumurta ikimi vardır. bir de tek eşli kuğular var fakat o konumuz dışı.

bu durum insanların hem tek eşli olmakla çok eşli olmak arasında kalmasıyla hem de sosyo-psikolojik sebeplerden gelişir. yani erkeğin gerçekten aşık olma ihtimali vardır. örneğin antik yunan'da buna lanet denilirdi.

çocukluk temelde çoğu erkeğin ve kadının aşk konusundaki temel anlayışını oluşturur 

psikolojide yer etmiş erik erikson, alfred adler ve erich fromm'un bahsettiği psiko-sosyal etkilerin yanında odipal dönem kişiliğin oluşmasındaki en önemli süreçtir. hatta kleincı analiz oral dönemin daha da üstünde durarak indirger. narsisizm ve borderline'ın bu dönemle ilgili olduğunu belirtir.

bu dönem annenin çocuğu büyütmede birinci evredir ve çocuk anneyle kendini lacan'ın bahsettiği ayna evresine kadar ayıramaz ve pre-odipal evre olarak bilinir. ardından odipal evreye geçilir ve rakip olan babayla tanışılır. erkek çocuk; babayı bir rakip olarak görür ve preodipal dönemde kendinden ayırt edemediği, hatta kendine ait, kendinden bir parça sandığı annenin farklı bir varlık olduğu, hatta başkasıyla birlikte uyuduğu gerçeğiyle yüzleşerek hiddet duyar ve anneyi fahişe ve azize olarak 2'e ayırır bilincinde ve bu aslında bir savunma mekanizmasıdır.

derinlere itilmiş bu savunma mekanizması her tanıştığı kadında da kendini gösterir ve kadından farklı bir yapılanmaya sahip olduğu için- sevmeden fiziksel olarak seks ile duygusal olarak aşkı birbirinden keskin şekilde ayırabilir. bu hem iyi hem de kötüdür.

narsist düzlemde kendi için iyidir çünkü duygusal olarak bağlanmadan zevk alabilir, sorumluluk duymaz ki evrimsel süreçte de erkeğin en çok spermi yaymak üstüne geliştiğinden üstte bahsettim fakat insanoğlu hayvanlardan farklı olarak odipal dönem sebebiyle bir nevi defoya sahiptir o da aşık olmaktır.

o kadını azize olarak da kodlarsa bütün yatırımını evrimsel sürecin tersine tek bir kadına yöneltir. bunun temel sebebi lacan'ın ve freud'un bahsettiği ve yine erkeklerde anneye olan özlemden dolayı ağır basan arzuya ulaşma isteğidir. erkek için aşık olmak aslında o dönemdeki savunmayla bastırılan hislerin tekrardan canlandırılması demektir. şurada da tekrar konusunda bunun sebeplerini psikolojik düzlemde açıklamıştık:


hatta bu arzu (objet petit a) orta çağ'da askerleri kontrol etmek için kullanılırdı, ekşi şeyler yazımda anlatmıştım:


çoğu memeli erkeğe yatırım yapmaz

örneğin hayvanlarda erkeğin tek kadına yatırımı nadirdir, çünkü odipal dönemleri yoktur, yavru ise kısa sürede ergin hale gelir. daha ilginci memelilerin çoğunda anne; çocuğunu kendi büyütecek şekilde evrilmiştir, yani bir erkeğe ihtiyaç duymayacağı gibi bir çok tür o erkeği külfet olarak görür. yani erkeğin görevi sperm sağlayıcı, sağlıklı gen aktarıcı olmaktır. çoğu da bunu başaramadan elenir.


bizde neden böyle olmaz?

çünkü insan evrim sürecinde büyüyen beyni sebebiyle erken doğan bir türdür ve bu doğumun en önemli sonucu "ebeveyne bağlı olmamızdır" işte bu bağlılık üstte anlatılan odipal sürece ve 2000lerde bile hala araştırılan ve geliştirilen nöro-psikanalitik kuramlara ve erkeğin ya da kadının aşkı anlamlandırmasına, psikolojik rahatsızlıklara vs. sebep olur.


sonuç olarak

konudan fazla uzaklaşmadan bu ikileme geri dönerek özetlersek; erkekler seks konusunda daha özgürdür fakat bağlanmakta zorluk yaşarlar diyebiliriz. kadınlarda tam tersi bağlanmak konusunda sıkıntı duymazlarken seks konusunda sıkıntı yaşarlar.

sonuç olarak erkekler aşık olmadıkları sürece seks alabilmek için onları kandırabilecek şekilde evrilmiş olabilir. çünkü spermlerini genel olarak yaymak kendi genetik mirasının kurtarıcısıdır. her ne kadar doğum kontrol yöntemleri gelişse de bu son 50 senede olan gelişmelerdir ve insan beyni hala onbinlerce yıllık evrimsel öğretisini sürdürmektedir.