Fenerbahçe'nin Yıllardır Lige İyi Giriş Yapıp Sonradan Bu Havayı Kaybetmesi

Fenerbahçe, son yıllarda lige hep kazanarak başlıyor ancak sonradan yavaşlıyor, özellikle de sezonun 10. maçını özellikle kazanamıyor. Bakalım cumartesi günü (22 Ekim) oynanacak Başakşehir maçında bu durum değişecek mi?
Fenerbahçe'nin Yıllardır Lige İyi Giriş Yapıp Sonradan Bu Havayı Kaybetmesi
Fotoğraf: Twitter @Fenerbahce

fenerbahçe sonraki maçında 10. lig maçına çıkacak. ligin en formda iki takımı karşı karşıya gelecek bu maçta, iki takımın da istatistikleri aynı.

iki takım da ligde 9, avrupa gruplarında 4 olmak üzere 13 maç yaptı.

iki takım da 3 beraberlik, 1 mağlubiyet, 9 galibiyet aldı. bu maçta beraberlik dışındaki sonuç eşitliği bozacak.

iki takımın da lig ve avrupa'da topladıkları puanı aynı. istatistiksel tek küçük fark, ön eleme maçlarında başakşehir 2b, 4g aldı. fenerbahçe 3b, 4g aldı.

başakşehir ligin en az gol yiyen takımı (3), fenerbahçe ligin en fazla gol atan takımı (28). bu anlamda ilginç bir maç bizleri bekliyor.

son yıllarda fenerbahçe'nin yaşadığı bi şanssızlık var, 10. maçında yüzü gülmüyor

son 5 sezondur ligde oynadığı 10. maçını hiç yenemedi. son 4 sezonda 4 kez yenildi. ondan önceki sezon berabere kaldı. en son galibiyetini 16/17 yılında, yani 6 sene önce elde etti.
bir diğer dikkat çekici detay ise şu: son yıllarda fenerbahçe lige hep rüzgar gibi giriş yaptı. bu haftalarda şampiyonluğun en büyük adayı gösterildi, sonra liderlikte tutunamadı. baktığımızda bu sene gibi son yıllarda da fenerbahçe'nin 9. maç sonu sıralaması hep çok iyiydi.

fenerbahçe bu sene 9. maçı sonrası 20 puanda ve maç eksiğiyle 2. sırada yer alıyor.
21/22 senesi 9. maçı sonrası 19 puanda 3. sırada ve sonraki maçında yenildi.
20/21 senesi 9. maçı sonrası 20 puanda 2. sırada ve sonraki maçında yenildi.
19/20 senesi 9. maçı sonrası 17 puanda 2. sırada ve sonraki maçında yenildi.
18/19 senesi 10. lig maçında maçında yenildi.
17/18 senesi 10. lig maçıda berabere kaldı.
16/17 senesinde galibiyet.

cumartesi günü çıkacağı 10. lig maçını iç saha avantajını da kullanır ve yenebilirse 23 puan toplamış olacak. son yılların en yüksek puanı olacak. ama yine de geçmiş yıllarda yapıldığı gibi fazla havaya girilmemeli zira fenerbahçe'nin önündeki en büyük engel ve en büyük rakip, yüksek beklentidir. hayal kırıklıklarının, dibe vurmaların sebebi o beklentidir. evet fenerbahçe son yıllara göre çok daha güven veren bir oyun oynuyor ama şunu unutmayın fenerbahçe her seneye yüksek form grafiğiyle giriş yapıyor sonra dibi görüyor. dur basma eksiyi, bir dinle. bunları bugünden söylüyorum çünkü aynı hataya düşülmesini istemiyorum.

birincisi, yukarıdaki istatistikleri gördünüz. 19/20 senesinden beri son 3 yıldır fenerbahçe ilk 10 hafta hep ilk 3'te, hep yüksek puan toplamış ve lige rüzgar gibi başlamış. sonu hüsran.

ikincisi, 15/16 sonunda 10. maç sonu fenerbahçe 21 puan toplamıştı. buna rağmen o hafta lider değildi. çünkü beşiktaş 23 puan toplamıştı sene sonu da şampiyon 79 puanla beşiktaş oldu. fenerbahçe de 5 puan gerisinde ligi 74 puanla 2. sırada tamamladı.

bekle devamı var, üçüncüsü... 09/10 senesine götüreyim sizleri. 10. maçında oynadığı galatasaray'a 3 tane sallayarak kazanmıştı. 21 averajla taaam 27 puan toplanmıştı.
christoph daum önderliğinde fenerbahçe carlos, alex, emre, lugano, deivid... ligin altını üstüne getirmişti. 9 galibiyet 1 mağlubiyetle yine rüzgar gibi başlanmıştı. 10. maç sonrası ise işler iyi gitmemişti. sonraki 4 maçı da kazanamamış ve 1 beraberlik, 3 mağlubiyet almıştı. 15. hafta da liderlikten düşmüştü. bu kadar ortası olmayan bir takım olabilir mi?

o malum sene o seneydi sevgili yazarlar. timsah yürüşüyle sona eren bursaspor'un şampiyon olduğu seneydi. o sene birisi tarafından takımın kuyusu kazılmıştı. daum'un ayağını kaydırılmış, lobi yapılmış, adamın istediği transferler alınmamıştı. ikinci yarı da istenen sonuçlar elde edilemeyince şampiyonluk kaçmıştı. bir sonraki sene takımın başına o kişi geçmişti. hem bizi 10 yıl geriye götürecek 2011 yılı olayları yaşanmıştı hem de takımın kimliğini bozacak o silik futbolun temelleri o yıllarda o'nun önderliğinde atılmıştı.
daum'u 2010 yılının avrupa'daki gidişatına da değinmek isterim. aynı bu sezon gibi o yıl da uefa avrupa liginde mücadele edildi ve grup aşamasında şov yapıldı. 15 puan, 5 galibiyetle lider tamamlanıldı. sonra ilk turda lille'e elenildi.

hep kötü örnek verdim, güzel bir istatistik de var

13/14 sezonu 10. maç sonu tam 25 puan topladık ve şampiyon olduk. o sene son şampiyon olduğumuz seneydi. nisan'da gelen şampiyonlukla ligi 9 puan farkla lider kapattık. ligi başından sonuna kadar domine ettik.

uzun lafın kısası bu örnekleri vermemin sebebi var. hem sonu mutlu biten hem birbirinin aynısı örneklerle sonu hüsran olan benzer sezonlar var. bu hikayenin hangi sonla biteceğini yazmak taraftarın elinde. bu sezon başakşehir'le oynanacak 10. maç sonu 23 puana da gelinse, 27 puanlı zamanlardan ders çıkarılmalı ve yüksek beklentiye girilmemeli. sakinlikle maçlar takip edililirse, galibiyette veya mağlubiyette bu büyütülmez desteğe devam edilirse, rakip takımların ve yorumcuların saha dışına çekme girişimlerine kulak asmadan saha içinde kalınırsa, bu sene beklenilen şampiyonluk ve belki kura şansıyla çeyrek veya yarı final görülebilir.

fenerbahçe, başakşehir'e yenilse sonra rennes'i yenemeyerek grup liderliğini kaçırsa bile önemli değil, bunlar telafi edilir şeklinde bakılmalı. tarihin tekerrür etmemesi için, makus talihi döndürmek için olay taraftarda bitiyor. taraftarın modu düşmemeli. dolayısıyla fenerbahçe'nin, jesus'un domine oyun tarzıyla bu ligin zenit'i, shakhtar'ı, salzburg'u ve belki benfica'sı olması, güzel günleri görmesi taraftarın bakış açısına ve psikolojisine bağlıdır.