Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'ün 1963'te Citröen DS Sayesinde Kurtulma Hikayesi

Zamanının ötesindeki araçlardan Citröen DS bu olay sayesinde tarihe geçmiş. 1963'e gidiyoruz...
Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'ün 1963'te Citröen DS Sayesinde Kurtulma Hikayesi

citröen ds... hidro pnömatik süspansiyon sistemi ve aerodinamik yapısıyla zamanının ötesine, charles de gaulle'ün suikaste uğradığı sırada bindiği araç olmasıyla da tarihe geçen araç.

genellikle "kibar" arabalar üreten fransa menşeli otomobil firmalarının elinden çıkarak insanlığı şaşırtmış bir efsanedir. citroen bu arabayı ilk defa ürettiği 1954 yılında dünyayı hidro pnömatik süspansiyon sistemiyle tanıştırmıştır. sadece bu da değil, aracın farları direksiyonun çevrildiği yöne dönmektedir. yani aracın yerden yüksekliği ve farlarının yönü içeriden kontrol edilebilmektedir.


aracın süspansiyon sistemi, bir kürenin içindeki hidrolik sıvıyı basınçlandırmak için motordan gelen kayış veya eksantrik milinden güç alan bir pompa kullanır. söz konusu pompanın içinde -korozyona neden olma ihtimali düşük olduğundan- sıkıştırılıp hapsedilmiş azot bulunur. azotun adeta bir yay görevi gördüğü rezervuarın çalıştırılması, bir süspansiyon silindiri içindeki sıkıştırılamaz akışkanlıktaki bir hidrolik sıvı aracılığıyla gerçekleştirilir. seviyelendirme işlevinin çalışması da silindir içerisine doldurulan bu sıvının hacminin aracın içinden kontrol edilen kollarla ayarlanması yoluyla sağlanır. süspansiyon küresi içindeki azot gazı kauçuk bir membran ile söz konusu hidrolik yağdan ayrı tutulur.

aracın bir diğer özelliği sürtünme katsayısını düşük tutan aerodinamik tasarımıdır. arabanın görüntüsünü belirleyen de işte bu işlevsellik olmuş ancak fransız reklamcılar bunu araç sanki bir uzay aracıymış gibi tanıttıklarından, otomobil fuarlarında bu tasarımın maketlerini her fırsatta sergileyerek retinaları delmekten çekinmemişlerdir.


ancak citroen ds'i bu kadar meşhur yapan şey sadece getirdiği yenilikler değildi. söz gelimi, ikinci emperyalist paylaşım savaşı sırasında zırhlı birliklerde general olan, nazi işgali sırasında lorraine haçı'nı sembol edinmiş hür fransa ordusu'na kumanda eden ve beşinci cumhuriyet'in kurucu cumhurbaşkanı olan charles de gaulle, zamanının ötesindeki bu otomobili kendisine makam aracı olarak seçmişti.

23 nisan 1963, de gaulle ardennes'de halkını selamlarken


nazi işgalinden sonra paris'e giren ilk fransız komutan olarak anılan, fransa'da ılımlı cumhuriyetçilerin sosyalistlere karşı lideri olarak ön plana çıkan de gaulle, 1962 yılında cezayir'in bağımsızlığını kabul etmek zorunda kalmıştı ve bu durum kendisini komünistlerden ziyade aşırı sağcıların hedefi haline getirmişti.

takvimler 22 ağustos 1962'yi gösterdiği sırada, de gaulle her zaman olduğu gibi citroen ds tipi aracı ile hareket halindeydi. ancak bu defa oas üyesi aşırı sağcı teröristler kendisini öldürmek için pusuda beklemekteydiler. cezayir olayları sırasında orduda görev yapmış bir asker olan jean bastien-thiry, de gaulle'e yönelik suikast girişimini tertiplerken aracın zırhlı olmaması ayrıntısını göz önünde bulundurarak, çok sayıda makinalı tüfeğin kullanıldığı bu saldırıyı titizlikle planlamıştı. liderlik ettiği ekipte kendisi ile diğer üç tetikçi (teğmen alain de la tocnaye, jacques prevost ve georges watin), paris'in petit-clamart banliyösünde küçük çaplı bir yığınak yapmıştı.

bastien-thiry gözetleme görevini yapmaktaydı, de gaulle'ün arabası caddenin başında görününce arkadaşlarına dönüp işaret verdi ve araç pusu kurulan noktanın yanına ulaştığında tetikçiler ellerindeki makinalı tüfeklerle yaylım ateşine başladılar. de gaulle'ün motosikletli korumaları bu saldırı sırasında öldü. ancak eşi ve de gaulle kurtuldu. araç hız kesmeden olay yerinden uzaklaşmayı başarmıştı, arkasından ateş etmeleri sonuç vermemişti.

olayın ardından aracın üzerinde 14 mermi deliği bulundu. bunlardan biri cumhurbaşkanının kafasını sıyırmıştı. diğer mermilerden yaklaşık 20 tanesi ise karşıdaki café trianon'a isabet etmişti; soruşturma sırasında ise kaldırımda 187 adet boş kovan bulundu.


de gaulle, citroen ds'in alışılmadık dayanıklılığının hayatını kurtardığını belirtiyordu; atışlar arka lastiklerden ikisini delmiş olmasına rağmen araba tam hızla kaçmayı başarmıştı. hidro pnömatik süspansiyon sistemi sayesinde aracın lastikleri patlayan kısımlarındaki taban seviyesi yüksek kalmış ve jant üzerinde harekete devam etmek mümkün olmuştu. saldırganlar hızla giden araca en fazla yedi saniye boyunca ateş edebilmişti. böylece bu araba tarih kitaplarında bile kendisine yer bulmuştu...

(bkz: the day of the jackal)