Galatasaray, Fenerbahçe Deplasmanından Nasıl 3-1'lik Net Bir Galibiyetle Ayrıldı?

Olayın sıcaklığı biraz soğuduysa düzgün bir kritiğe geçebiliriz artık.
Galatasaray, Fenerbahçe Deplasmanından Nasıl 3-1'lik Net Bir Galibiyetle Ayrıldı?
Fotoğraf: Twitter @GalatasaraySK

fenerbahçe istatistiksel olarak daha iyiydi sadece şanssızdı deniyor. ben bunu şanssızlıkla açıklamazdım zira maç içerisindeki problemlere böyle bakarsanız bunlar öbür haftalara da sarkar, sonra kangrene dönüşür. birazcık buraları irdelemek lazım.

1. tadic ile dzeko aynı anda oynamaz. hadi diyelim birçok lig maçında oynar ama galatasaray, beşiktaş, trabzon vs. gibi üst sıra takımlarıyla oynanacağı kritik haftalarda ve avrupa maçlarında en azından oynamazlar. tadic'in savunma katkıları şu an ciddi kısıtlı. e hücumda da gerekli aksiyonu o maçta gösteremiyorsa maçı riske etmeye değmez. zira dzeko ne kadar mücadele ederse etsin 38 yaşında. eskiden de hızlı değildi ama yaş olarak iyice yavaşlamış. saint maximin hücum için çok iyi ama savunması pek yok. böyle olunca fener'in ileri hattı aşırı kırılganlaşıyor. bir tek szymanski oradan oraya koşuyor o kadar. galatasaray sadece ilk 10 dakika geriden oyun kurarken zorlandı. sonrasında çayır çimen geze geze oyununa geçtiler.

2. fred, ismail, amrabat kağıt üzerinde çok iyi durdu. ilk 10 dakikalık baskıda da fred ve ismail iyi iş çıkarttı amenna. lakin şöyle bir problem var. galatasaray'ın kanatlarında barış alper ve yunus var. bunların ikisi de hızlı ve tempolu oyuncular. senin kanatların ise savunma yapmıyor. e ne oluyor? fred ve ismail'in oynayacağı alan genişliyor, hem de bayağı bir genişliyor. e oraya koş, buraya yetiş, şunu marke et, buna hamle yap, kanada in, orta sahayı koru, geriye koş, ileriye koş derken fenerbahçe illa bir yerden açık verdi. galatasaray'ın da enteresan bir taktiği vardı açıkçası. yunus kanattan iç tarafa doğru kopunca toplar kendisine gelmeye başladı. yunusta bu maç fantastik bir şekilde sadece çalıma değil oyun kurulumuna da geldi ve servis yapmaya başladı. e yunus servise başlayınca da bütün galatasaray takımı geri hattan yardırmaya başladı. takım yarınlar yokmuşçasına ileri hat saldırısı yapıyor. bu arada ilk kez yunus'u adam akıllı savunma yaparken gördük. galatasaray kanatta çok baskın geldi ya fener'e. zaten sol taraf iptal gibi bir şeydi. yunus ile jakobs bölgeyi bayağı tıkadı. sağ kanatta ise maximin iki üç pozisyonda ciddi etkinlik gösterdi ama o bölgede bence sağlamdı.

3. burada da osimhen durumu göze giriyor. artık mourinho mu tırstı adamdan yoksa fenerli futbolcular mı endişelendi bilmiyorum ama osimhen devamlı stoperler tarafından marke edildi. maç içinde dikkat ettiyseniz osimhen nereye giderse fenerli iki üç topçu da oraya gidiyordu. e böyle olunca bir ton boşluk çıktı ortaya ki zaten golü de o boşluklara süzülen futbolcular attı ve birçok pozisyonda o boşluklardan geldi zaten. bu arada osimhen'in asisti çok güzeldi ama onun haricinde osimhenlik çok bir şey olmadı. okan buruk bu maçta osimhen'e daha çok karakter oyuncusu rolü vermiş, başrol gibi takılmadı açıkçası. lakin takılmaması çok isabetli olmuş zira orta saha aşırı etkinleşti.

4. şimdi geldik fener'in orta sahasına. fener'in orta sahası galatasaray'ı 10 dakika baskı altına alabildi ama dediğimiz gibi barış alper, yunus vs. bu maç hem içe geldiler hem de kanatta baskı yaptılar. orta saha bir anda dört taraftan sarıldı. ismail bu baskıyı kaldıramadı arkadaşlar. o kadar basit pas hataları yaptı ki bir yerden sonra mental olarak da düştü. e ikinci yarı amrabat girdi oyuna ve sahte stoper'e yerleşti bir yerden sonra. bu daha da kötü bir şeye etki etti zira bu sefer fenerbahçe orta sahayı tamamen galatasaray'a teslim etmiş oldu.

5. onun haricinde fenerbahçe pozisyon buldu mu? evet buldu. zaten bulmasa enteresan olurdu çünkü daha senenin başındayız. galatasaray atletik bir oyun oynasa da bu sistemin oturması iki senedir anca kasım sonu aralık başı gibi zamana denk geliyor. buradaki fark ne? galatasaray ilk defa eylül sonunda bu oyunu hem de fenerbahçeye karşı iyi oynamış oldu ama kesinlikle yeterli değil. işte bu yetersizlik zaten galatasaray'ın atak yemesine sebebiyet veriyor. galatasaray önde baskı yapıp geçiş oyunu oynayan bir takım ama önde baskı için de hem koordinasyon hem dayanıklılık hem de fiziki kalite lazım. galatasarayda şu an dayanıklılık ve fiziki kalite eksik. galatasaray bu maçı hırs ve azimle oynadı. yani fizik kalite ve dayanıklılığın bıraktığı boşluğu hırs ve azimle doldurdular ama hırs her zaman yetmedi. birçok hamleyi yapmada geç kaldılar. e işte geç kaldıkları bütün hamleler kaleye atak olarak geri döndü zira galatasaray'ın savunma çizgisi bayağı önde ve fenerbahçenin kaliteli ayakları var. eğer alan daraltma ve hamlede geç kalırsan adamlar iki pasla kalene gelirler ki zaten öyle oldu. fenerbahçe neredeyse hiçbir atağını ceza sahasına yerleşerek yapmadı ki. galatasaray önde baskı yaparken açık verdi ve ya da top kaybetti. fenerde iki üç pasla kale ağzına geldi. (maximin'in dribblingleri hariç.) oosterwolde pozisyonu zor bir pozisyondu açıkçası zira muslera açıyı çok iyi kapatmıştı bire bir'de ama orada kaliteli ayak olsa gol olurdu yüksek ihtimalle. zaten problem de burada. galatasaray'da atağa giren kişiler mertens, yunus, sara vs. gibi isimler. bunların teknikleri zaten iyi ve gol atabilme özellikleri de yüksek. yalnız fenerbahçede atağa girenler mert müldür, oosterwolde falan yani. tadic, dzeko vs. adam akıllı atağa giremediler, hep zorlama ataklar oldu.

6. fener'in bir hatası da şurada. bir yerde oyun tamamıyla dzekoya uzun oyna, topu indirsin ve bir şeyler olsun oyununa döndü ama orada davinson sanchez var. davinson ise fark ettiyseniz inanılmaz formda. resmen nefes aldırmadı kimseye. bir de çok kritik hamleler yaptı ve bayağı kafa topu aldı. fener buradan bir yere dönemedi niyeyse hala aynı oyun taktiğiyle devam etmeye çalıştı ama hep davinson'a çarptılar orada.

7. mourinho kısmına ise şimdi geliyoruz. mourinho'nun mert hakan değişikliği ve amrabat'ın sahte stoper oynaması mevzusu bize maçla ilgili bir done veriyor. nedir bu? mourinho 3-0'dan sonra maçı döndürmek için değil maçı elinde tutup fark yememek için oynadı ki şansına da penaltı yetişti. bakın bu gerçekten çok büyük bir futbol şansıdır. zira galatasaray'ın oyunu neredeyse tamamen forse ettiği ve üçüncü golü de attığı zamana denk geliyor bu penaltı. pozisyon penaltı mı değil mi noktasında değilim şu an. ancak bu penaltı ve gelen gol fener'in kıpırdanmasını sağladı. bu sefer de okan kendini geriye çekti. eğer ki penaltı ve gol olmasaydı tahminen maç çok daha farklı skorla bitecekti. ha galatasaray atardı atamazdı orası ayrı ama fenerbahçe tamamen sürklase olmuş bir haldeydi ve galatasaray ise aşırı iştahlıydı. en azından galatasaray bir ton daha çok tehlikeli atak yapardı.

yani fenerbahçe iç saha maç avantajını bir türlü kullanamadı

seyirciler inanılmaz derecede sönüktü. (bunlara taraftar denmez, seyirci denir. avengers filminde şu maçtan daha fazla ses duydum daha ne diyeyim?) galatasaray takımını baskı altına alamadılar. fenerbahçe atak buldu ama istediği kişilerle bulamadı ve çok fazla açık verdi. ayrıca futbolcular tempoyu bir türlü düşüremediler bu da çok büyük bir eksi oldu zira galatasaray yüksek tempolu maç seviyor ülkede. galatasaray devamlı tempo yükseltti, fenerbahçe buna mukabil ayağında top tutarak tempoyu düşüremedi. böyle olunca oyun galatasaray'ın istediği formata döndü. fenerbahçe istatistiksel olarak daha iyi ama aşırı savruk bir takım görüntüsü verdi. zaten savruk olmasalar bu maç böyle bitmezdi. galatasaray ise bu uyumsuzluğunu limitine kadar kullandı hatta diyorum ya penaltı pozisyonu olmasaydı çok daha abuk subuk kullanacağını biliyorduk. velhasıl maç da bu şekilde bitti.