Gitmeyi Düşünenlere Rehber Olacak Kıvamda Bir Finlandiya'ya Taşınma Hikayesi

Finlandiya'ya nasıl taşınılır? Neler gerekir? Finlandiya'ya taşınan bir Sözlük yazarı anlatıyor.
Gitmeyi Düşünenlere Rehber Olacak Kıvamda Bir Finlandiya'ya Taşınma Hikayesi

öncelikle kendi sürecimizden bahsedeyim

finlandiya'ya gelmek için bir adet hosting agreement ediniyorsunuz. şirket veya üniversite size kalmış. bununla birlikte enterfinland.fi adresinden online başvuru yapıyorsunuz. gerekli dokümanları siteye yükleyip ödemesini yapıyorsunuz. sitesinde fiyatları da yazıyor, tam hatırlamamakla birlikte kişi başı 10-18k tl arası bir fiyatı vardı. ankara'daki vfs global-finland resident permit ofisinden randevu alıyorsunuz, tabii ki yakın zamanda bulabilirseniz. günde yaklaşık on kişinin işlemini yapıyorlar, mülakat tarzı kimlik tespiti görüşmesi oluyor vs. parmak izinizi, fotoğraflarınızı verip çıkıyorsunuz. oturum kartınız gelmesi öncelik durumunuza göre değişiyor mesela öğrenci iseniz ve okulunuz başlayacaksa veya hosting agreement'taki sözleşme başlangıç tarihiniz çok yakınsa iki haftada bile gelebiliyor. onaylandıktan sonra size mail geliyor, kartınız ankara'ya geldikten sonra isterseniz ups ile adresinize gönderiliyor. kartınız geldikten sonra hemen seyahat edebiliyorsunuz.

ilk aşamada bizi en çok zorlayan şey ne oldu derseniz, vfs'den randevu bulmak. kalkıp da aracı firmalar ile anlaşmayın lütfen, siteye yükleyeceğiniz iki üç belge var, onları da kendiniz yükleyebilirsiniz.

bilet bakmaya başlayabiliriz

sabiha'dan pegasus'un günde bir tane, istanbul havalimanı'ndan da thy'nin günde iki kere helsinki'ye seferi var. fiyatlar öyle aşırı pahalı değil, gayet uygun. sanırım antalya'dan da yaz dönemi seferler, kış dönemi izmir'den bile direkt seferler var. genel tatil gibi bir durum yoksa uçaklar öyle tam kapasite ile dolu olmuyor.

ev arama süreci konusunda tam bilgi veremeyeceğim çünkü biz gitmeden ev hazırdı. ilerleyen zamanlarda o evi değiştirmek istersek burayı o zaman doldurabilirim. ev sahipleri inanılmaz kibar, anlayışlı ve yardımsever insanlar. bize mi öyle denk geldi gerçekten bilmiyorum. ben buradaki ev sahibimle her altı ayda bir kavga ediyorum kira konusunda, orada bizi çiçekler ile karşıladılar. evler genelde eski yapım fakat çok sağlam ve bakımlılar. içlerinde beyaz eşyalar var. pencereler iki tane cam arasında panjur olacak şekilde tasarlanmış. daire giriş kapıları çoğunlukla bir içeri bir dışarı açılan iki kapıdan oluşuyor. her suyu içemeyen biri olarak çeşme suyunun tadında bir problem görmedim, keyifle tüketiliyor. banyolarda duşakabin yok maalesef. duş perdesi asıp geçiyorlar. genelde apartmanların bahçelerinde otopark alanları var, ücret verip aracınızı park edebiliyorsunuz. bahçede çöp kutuları var, ayrıştırıp atıyorsunuz.

yerleştikten sonra id kart işlemlerinizi yapıyorsunuz

sonrasında banka hesabını açtırıp tüm işlemleri onun üzerinden hallediyorsunuz. ev sigortası, elektrik vb. telefon hattındaki internet çok hızlı ve sınırsız. her şeyi bununla halledebilirsiniz ilk aşamada. stremio'dan 4k filmde bile takılmadan izletiyordu bize. ilginçtir ev internetinde kredi skoru olmadığı için depozito alıp sonra geri vereceklerini söylediler. banka hesabı açmak biraz problemli. öyle gideyim açayım yada uygulamayı indireyim online açayım yok. önce başvuru yapıyorsunuz onlar size randevu veriyor. bir ay sonrasına bile verebilirler şube doluluk oranına göre. şu kadar nakit çektim getirdim hadi hesaba yatırayım yapamıyorsunuz kabul etmiyorlar. aylık 1k euro yatırım yapabiliyorsunuz nakit olarak. bankadan bankaya değişiyor da olabilir bunu tam bilmiyorum.

havalimanına indiğiniz anda ülke sizi sessizlik ile karşılıyor

türkiye'nin kaosundan, karmaşasından, gürültüsünden eser yok. insanlar şehirler arası trende, metrolarda aşırı sessiz. kimse telefonu alıp bağıra bağıra konuşmuyor, sesli sesli video izlemiyor. herkes ingilizce biliyor. hizmet sektöründe olan herkes aşırı ama aşırı kibar ve yardımsever. almanya'daki gibi tabağı önünüze atmıyorlar servis yaparken. genelde herkes önce fince bir şey söylüyor, sonrasında anlamıyorum dediğiniz an direkt ingilizce devam ediyorlar.

norveç'ten pahalı değil ama yine de aşırı pahalı bir ülke

dışarıda yemek pahalı. evde yaparsanız görece ucuz. yani tl'ye çevirmeseniz de diğer avrupa ülkelerine göre pahalı. vergiler çok fazla. maaşınızdan fazla fazla kesintiler olacaktır. gerçi alışığız bu duruma. fakat şöyle bir durum var, evet pahalı ama alabiliyorsunuz istediğinizi. bunun üzerinde fazla durmayacağım herkes görüyordur alım gücünü videolardan vs. yani ülkede ne çok zengin ne çok fakir olabiliyorsunuz. herkesin maaşı 3-5k arasına sıkıştırılmış gibi duruyor.

daha kışını görmedik ama türkiye'de aradığımız fakat bulamadığımız huzuru burada bulacakmışız gibi hissediyorum. para için bu ülkeden ayrılmadık onu da belirteyim.

yıllardır türkiye'den taşınsak mutlu olur muyuz diye düşündük. bunun cevabını düşünerek bulamayacağımızı fark ettik.

umarım simyacı gibi mutlu olacağımız yeri ararken dönüp dolaşıp sonunda başladığımız yere dönmeyiz.

Bir hafta turist olarak giden birinin yorumlarını da ekleyelim

bir haftalığına bulunduğum ülke, kısaca kendi gözümden özet yapmaya çalışacağım, öncelikle insanın şehre ne amaçla girdiği o şehre bakış açısını belirliyor bu yüzden bizim geliş amacımız buradaki hayatı gözlemlemek ve turistik amaçlıydı,turist gibi gezerken mutlaka daha kötü ve zor yönleri ve yerleri vardır ama farklı bir kültüre gelmenin de çok iyi deneyim olduğu düşüncesini taşıyorum. türkiye'de çanakkale'de yaşıyorum, bu bilgiyi kenara koyup ilerleyelim. tabii insan önce kendisinin avukatıdır, başkasının yargıcı. dolayısıyla yazacağım her yorum bu çerçevede de ele alınabilir...

arkadaşlar öncelikle şehir çok sessiz... uyumlu ve kuralların getirdiği bir sükunet var, çünkü sessiz toplumsal bir sözleşme imzalanmış gibi.

su her yerde ücretsiz (hava gibi).

sürdürebilirlilik kavramını halk gerçekten yaşıyor ,wc de kumaş kağıt peçeteler krom musluklar otomatlı her sokakta ikinci el kıyafet satıcıları mevcut bizim ülkemizdeki gibi kurumsal şirketlerin pazarlama direktörlerinin ve reklam ajanslarının arasındaki bir konu olmaktan çoktan çıkmış.

havaalanından şehrin garına hiçbir aktarma yapmadan gidebileceğiniz ( i ) sembollü 4.10 eur karşılığında çok konforlu 32 dk süren bir yolculukla helsinki garına yani şehrin merkezine varabiliyorsunuz garın içinde cafe-restaurant hesburger gibi birçok sosyal alan mevcuttu, helsinki garının tam karşısında şehir müzesi (ameteum) var, mutlaka girin şehir hakkında fikir sahibi olmak adına çok faydalı ve içeride fin yemeklerinden seçim yapabilceğiniz açık büfe bir restaurant var, 13.50 eur idi.

şehre ulaştıktan sonra...

şehir mimari yapısı

finlandiya yaklaşık 600 yıla yakın isveç'e ve son yakın dönemde de rusya'ya bağlı yaşadıkları için şehirde iskandinav ve sovyet izlerini taşıyan mimariler mevcut, eski pazar diye adlandırdılları yerin hemen çapraz kısmında bir sauna mevcut giriş 18 eur öğrenciyseniz de 13 eurdan faydalanabilirsiniz..aynı bölgeden suomenia adasına vapurlarda kalkıyor abc zonu bileti alırsanız 1 günlük tüm toplu taşımadan faydalanabilirsiniz.

şehrin insan yapısı

öncelikle herkes kendi hayatının sahibi :

genel olarak herkese karşı bir sosyal mesafeleri var.çok cana yakın sayılmazlar..
ülkede cinsiyet kavramı yok kimse kimsenin cinsiyetiyle işi yok ve kimsenin kimseyle de işi yok.spor hayatlarının %90 ı kapsıyor sanırım çünkü gözümün gördüğü her yerde koşan insanlar vardı ve genel olarak insanlar ya causal yada spor eşofmanlarıyla yaşıyor kürek ve koşu birincil sporları ancak sosyal insanlar gibi durmuyorlardı akşam 20.00 den sonra sokaklar genel olarak boş,yani sabah 11.00 - 20.00 arasında şehir ve mağazalar aktif.bu durumu tüketim toplumu olmaktan uzak durmaya çalıştıklarını olarak yordum kendimce ama yine de emin değilim tüm evlerde suana mevcuttu.herkes zaten min 3 dil biliyor.parklarda kapalı sandıklar var ve bu sandıkların içinde çocukların oyun eşyaları var kazma kürek kova bumerang gibi parka gelen aileler anahtalarla bu sandıkları açıp bu eşyaları çocuklarına veriyor ve giderken sandıka koyup tekrar kilitliyorlar.çocuklar için oyun çok önemli anladığım kadarıyla..avrupaya göre bir tık pahalı geldi bana yemekler tradional yemekler 13/19 eur geçiştirmek isterseniz de min 5 eur sandviç k market ve lidl ve prizma marketlerde mevcut.

şehrin ulaşım ve iş dünyası yapısı

helsinki'de çok geniş bir tramvay yapısı var, hemen hemen her sokağa giriyor örneğin biz helsinki garın karşısından binip evimize rahatlıkla geldik. biz helsinki card'a gerek duymadık yürüdük devamlı. almak isterseniz de 89 eur 3 günlük.

genelde herkes remote çalışıyor metroda cafede herkes pc ile işlerini yürütüyor bir şekilde çok fazla bilişim şirketi tabelası gördüm...

tallinn'e giden 4 farklı firma var, 2 tanesi helsinki port'tan kalkıyor bu firmalar tallinnk ve eckörline. biz tallink firmasıyla geçtik ancak şuna dikkat edilmeli, bizim başımıza şöyle bir şey geldi: booking üzerinden sabah 07.30'a bilet aldık sabah kaltık 07.05' te terminale ulaştık hadi bir wc ye girelim geçeriz gemiye dedik ancak kapı boarding sistemi varmış yani 06.50 - 07.10 arasında elimizdeki biletleri okutmamız lazımmış... biz wc'den çıktığımızda 07.11 idi saat kartlar okunmuyor, yani bu gemilere binecekseniz son dk kadar oyalanmayın bileti bilet saatinden 30 dk önce boarding yapmanız lazım yoksa bizim gibi 3 saat sonraya 16 eur fark öderseniz. tüm bunlar kapılardaki tv ekranında yazıyormuş ama biz de türk'üz işte hep son dakikaya kadar. ;) gemi 10 kat, çok güzeldi ve mutlaka shop'una uğrayın.

şehrin gastronomi yapısı

şehrin merkezinde old bazaar denilen çok eskiden bu yana süre gelen bir yemek çadırları mevcut somon, çorba sardalye ve karışık balık tabakları alabilirsiniz ama şehrin içinde diğer restaurantlardan daha uygun sayılmaz. kişi başı 12-19 eur arası tabak alabilirsiniz ama dediğim gibi ben fin restaurantlarını tercih ederim, özellikle revintola kannas.

bu geziden çıkarımım spor spor spor ve öz bakım...