Güney Afrika'daki Filmleri Aratmayan Para Nakil Aracı Soygunu Girişimi

22 Nisan 2021 tarihinde Güney Afrika'da hareket halindeki bir para nakil aracına silahlı soygun girişimi düzenlendi. YouTube'da görüntüleri paylaşan olay, araçtaki güvenlik görevlisinin soğukkanlılığı ile ucuz atlatıldı. İşte o görüntüler ve Güney Afrika'da yaşamış olan bir Ekşi Sözlük yazarının anlattığı çarpıcı gerçekler.


güney afrika'da hayatının yarısı geçmiş olan birisi olarak olayı anlatmaya başlayayım

öncelikle, olayın meydana geldiği yer pretoria. ülke içerisindeki en yüksek suç oranlarından birine sahip ve bunun gibi cash in transit (para nakliyesi) araçlarından soygun yaygındır. sırf bu değil, yolda giden aracın kasasına bomba koyup patlatmak da yaygındır. bu olayın sevinebileceğim tek kısmı, zırh delici mermi kullanılmamış olması. bu mühimmat zimbabwe ve mozambik gibi yerlerden güney afrika'ya sokulup soygunlarda kullanılıyor. yakın zamanda bunun yapılıp felaketle sonuçlanan bir soygun da biliyorum, araç kevgire dönmüştü.

gelgelelim ülke gerçeklerine... neden kolluk kuvvetlerini veya takip merkezini aramamışlar diyen arkadaşlar olmuş; sesli güldüm buna. birincisi, ülkede telefon çekmemesi yaygın bir problemdir, öyle olmasa bile hırsız ekibi büyük ihtimalle jammer (sinyal kesici) kullanıyordu. polise gelince; işin içinde olma ihtimalleri kuvvetli olmakla birlikte, arasan bazen yarım saat ulaşamadığın, ulaşsan bile olayı sallamadıkları olur. takip merkezinin de elinden fazla bir şey gelmeyeceğine göre o adamlar orda kendi başlarınaydılar ve de olayı bu şekilde savuşturmaktan başka şansları yoktu. zırhlı aracın neden camları açılmayacağı meselesine girmeyeceğim, zira bilinen konular.

sürücüye gelince; kendisi leo prinsloo adında eski bir saps (special task force/özel görev gücü) polisidir. apartheid zamanındaki polis teşkilatıyla şimdikinin arasındaki dağlar kadar olan farkı kendi başına gözler önüne koymuştur. bu adamların eğitimi az buz değildi ve dünyanın en iyi özel harekat polisleri arasındaydılar. zamanında bush war gibi komünist ülkelere karşı savaş görmüş bir jenerasyonun parçası olup, bu kadar soğukkanlı ve metodik olması rastlantı değildir. şimdi böyle bir birim sadece isim olarak bulunmakta ve fiili olarak bitiktir, tıpkı güney afrika özel kuvvetleri (recces) gibi. operatörlerin hepsi özel sektördedir ve iyi para kazanmaktadırlar. bu birim artık saps (bkz: tactical response team) olarak aynı fonksiyonu yürütmeye çalışsa da ne mal olduklarını ülkeyi bilenler bilir. liyakat sıfır ve sırf zenci olduğun için polis yapılmaksa öyle olan bir birim. kaldı ki ben de teşkilattan sırf beyaz olduğum için mülakatta elendim. fiziksel ve yazılı testlerim iyiydi.

Leo Prinsloo

ayriyeten, bu adam afrikaans milletine mensuptur ve bu milletin zamanı gelice ne kadar soğukkanlı ve kararlı olduklarını da görmüş oldunuz. adam o halde telefonu karıştırıp yanındaki zenciye verebilmiş ve profesyonelce trafiğin *mına koyabilmiş. üstüne de ateş edenler için "kom jou kont" yani "gel buraya *mcık" demiştir. bunlar voortrekker'lerin torunları sonuçta. yandaki zencinin bu olayla ilgisi olması yüksek ihtimal olup bu olayda kimsenin henüz yakalanmamış olması manidar olmasıyla beraber olağandır. beyaz dışı unsurların suça karıştıklarında hemen bail post edip serbest kalmaları veya hiç yakalanmamaları tamamen bugünün saps'inin körüklediği ve üzerinden avanta sağladığı epidemik bir şeydir. teşkilatın 80%'inin rüşvetçi yolsuzlardan oluştuğu tüm ülkece bilinmekle beraber hırsız hükümet tarafından (en başta baş suçlu polis bakanı bheki cele tarafından) korundukları da aşikardır.

cash in transit olaylarıyla farm murder (güney afrika'daki çiftlik saldırıları) olaylarının ülke istihbaratı tarafından körüklendiği ve suçlulara silah sağlayanların onlar olduğu skandal olarak yakın zamanda patlamıştı. bu da demek oluyor ki vatandaşların güvenlik olgusunu yerle bir edip üzerinden kazanç sağlamak için hükümet dört elden saldırıyor demektir. özel güvenlik sektörü de bu şekilde ortaya çıkıp ekmek yiyen sektörlerden. chubb gibi isim değiştiren bazı firmaların üye olmak istemeyen hane halklarına hırsızları kendi organize ettiği ortaya çıkmıştı.

neyse, konudan çok sapmadan, dediğim gibi, zırh delici mühimmat olsa ikisi de ölüydü. o ülkenin soygun esası "önce öldür sonra da soy"dur. ev ve iş yeri soygunları da aynı psikopatlıktadır. bu yüzden vatandaşlar da diken üstünde ve her biri jason bourne seviyesinde durumsal farkındalık taşımaktadır. ben ki türkiye'ye geldim geleli arkama bakmadan oradan oraya yürüyemiyorum; cepler sürekli kontrol, sürekli onu arkayı sağı solu kolluyorum, bir yerde oturursam çıkışa yakın ve görecek şekilde oturuyorum. kapıları kilitledikten sonra tekrar aç kapa yapıp kontrol ediyorum ve sürerken takip edilip edilmediğime dikkat ediyorum ve de yol kenarların bina etrafları üstgeçitler olmak üzere kolluyorum.