Hakiki Bir Sanatçı, Vefalı Bir Dost, Mimik ve Jest Uzmanı: Nejat Uygur

Ölümünün 7. yıldönümünde büyük usta Nejat Uygur'u anıyoruz.
Hakiki Bir Sanatçı, Vefalı Bir Dost, Mimik ve Jest Uzmanı: Nejat Uygur

öncelikle nejat uygur bir insandı. 10 ağustos 1927 tarihinde kilis'te doğdu.

kendisi hakiki bir sanatçıydı

geleneksel türk tiyatrosunun en önemli isimlerindendi. ismail dümbüllü tarafından keşfedilmiş ve yetiştirilmiş biriydi. tuluat sanatının kurallarını ve kaidesini çok iyi öğrendiği için hemen her oyununda bunu kullanmıştı. ayrıca oyunlarının afişlerini kendisi tasarlar ve kendisi çizerdi.

kendisi seyircisine saygılı bir tiyatrocuydu

hiçbir zaman seyircisine hakaret etmez, tam tersi onlara anlık şakalar yaparak seyirciyi de sahneye çekerdi. bir oyununun en başında "senede bir kere yalan söylerim" diyip, oyunun ortasında sahnede aniden durup tiyatro görevlisinin acil otopark duyurusu olduğunu söylemiş ve iki adet plaka anons etmişti. ayağa kalkan kişilere ise "bu senelik yalanım buydu" demişti. yine başka bir oyununda eli bacak arasında olan bir oyuncu arkadaşının eline tekme atmış "sahnede saygısızlık istemem" diyerek hem izleyiciyi güldürmüş hem de sahnede kısa bir eğitim vermişti.

kendisi işini severek yapan bir yönetmendi

oyunlarında dekorların montajına, boyamasına, taşımasına bizzat katılırdı. "ben nejat uygur'um sadece oyunumu oynarım bu işi yapmam" demezdi.

kendisi hicivde üstaddı

aman özal duymasın, cibali karakolu, hastane mı kestane mi, sizinki can da bizimki patlıcan mı gibi kült oyunlarında hem türk halkının bazı kötü davranışlarını hem de politika ve siyasetçileri eleştirmişti.

kendisi çok iyi bir aile babasıydı

çocukları süheyl uygur ve behzat uygur 1990 yılında uygur tiyatrosunu kurduklarında "boynuz kulağı geçer" adlı bir oyun oynamalarını söylemişti. süheyl ve behzat uygur ise bu oyunu oynarken bir izleyicinin "boynuz kulağı nah geçer" demesini hala gururla anlatır. behzat uygur'un eşi hanımefendi hamile iken nejat uygur'a bir röportajında "torununuza sizin isminizin verilmesini ister misiniz?" diye soran gazeteciye "çok isterim" demişti. ardından behzat uygur oğlunun ismini nejat koymuştu. torunları ile arası son derece güzeldi. çocukları ile arasında evde baba oğul, sahnede usta çırak ilişkisi vardı. ikisini birbirine hiç karıştırmadı.

kendisi vefalı bir dosttu

sadri alışık'ın mezarını ziyarete giden oğlu kerem alışık, babasının mezarının başında dua eden nejat uygur'u görmüştü. tarih sadri alışık'ın ölüm ya da doğum tarihi değildi.

kendisi harika bir öğretmendi ve ustaydı

yılmaz erdoğan, rasim öztekin, bahri beyat, necip naşit özcan, çiçek dilligil, süheyl-behzat uygur ve ömründe en az bir tiyatro sahnesine çıkmış kişilere yol göstermişliği vardı. özellikle bkm kurulmasında maddi manevi desteği mevcuttu.

kendisi mimik ve jest uzmanıydı

onunla aynı sahneyi paylaşan çoğu oyuncu oyun sırasında nejat uygur'un yüzüne bakamazdı. çünkü bakan oyuncular birkaç dakika gülerdi. ve en sevmediği şey sahnede laubalilikti.

kendisi şahsına ait sözler ve replikler kullanırdı

- anlayanlar anlamayanlara anlatsın.
- büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, ortancaların alınlarından öperim.
- halıya basma lan
gibi dillerden düşmeyen replikleri vardı.

nejat uygur böyle biriydi

insandı.
gerçek sanatçıydı.
saygılı bir oyuncuydu.
işine aşık biriydi.
hiciv üstadıydı.
aile babasıydı.
vefalı bir dosttu.
öğretmendi.
mimik ve jest uzmanıydı.
kendine has replikleri vardı.

ama en başta bir insandı işte

18 kasım 2013 günü vefat etti. çocuklarına duyguları sorulduğunda " biz hem nejat uygur'u hem de babamızı kaybettik" dediler ve tören boyunca bir daha konuşmadılar. şimdi ben ise haddim olmayarak nejat uygur'un vefatı ile sadece şunları söyleyebilirim:

- her zümreden insanın hayranlık duyduğu bir oyuncuyu kaybettim.
- levent kırca ile sona eren hiciv sanatının en önemli üyesini kaybettim.
- bir öğretmenimi kaybettim.
- ailecek hepimizi güldürebilen bir ustayı kaybettim.
- çocukluğumu kaybettim çocukluğumu.

ışıklar içinde uyu sevgili nejat uygur. senin bizi güldürmene ve birilerini eleştirmene ne kadar ihtiyacımız var bir bilsen?