Harry Potter Evreninde Pek Sevilmeyen Slytherin Tam Olarak Nasıl Bir Bina?

Wizarding World villain'larının yuvası gibi görülen House Slytherin'e haksızlıkk mı yapıldı bugüne kadar? Öğrenelim.
Harry Potter Evreninde Pek Sevilmeyen Slytherin Tam Olarak Nasıl Bir Bina?

Genel özellikleri

1000 yıldan daha uzun zaman önce hogwats'ı kuran dört büyük büyücünün en kurnazı olan salazar slytherin'in evidir. slytherin bataklıklardan gelen bir yılanla sembolize edilir. kendisinin bir çatal dil olması da bunun başlıca nedenidir. ravenclav ve hufflepuff'la kıyaslandığında daha kişilik sahibi ve güçlü bir karaktere sahiptir slytherin evi. ve bu özelik yetiştirdiği büyücülere de yansımaktadır.

ne var ki yalnızca safkan büyücü ailelerinden gelen öğrencileri eğitmek istemesi zamanla hogwarts'taki huzuru bozmuş ve sonunda slytherin okuldan ayrılmak zorunda kalmıştır. okuldan ayrıldıktan sonra ne yaptığı bilinmemekle birlikte, ayrılmadan önce hogwarts'ta gizli bir oda inşa ettiği ve buraya basilisk adlı canavarı yerleştirdiği, veliahtının gelip açacağı güne kadar da odayı gizli tutmayı başardığı bilinmektedir. hakkında bilinen bir diğer şey de artık safkan bir soyunun olmadığıdır. bilindiği gibi slytherin'in soyunun son temsilcisi olan lord voldemort, salazar slytherin'in merope adlı küçük ... küçük ...küçük... torunuyla tom riddle adlı bir muggle'ın oğludur.

slytherin evi'nin mensupları soyluluğa ve büyücü toplumu içinde varlıklı, saygın bir yer edinmeye yani özetle güce çok önem verdikleri için istediklerini elde ederken yapmaları gereken şeylerin ne kadar kötü olduğuna pek kafa yormazlar. kurnazlık ve sinsilik temel karakter özellikleri olduğu için gücü ve saygınlığı elde etmekte pek zorlanmazlar. öte yandan çok sayıda yetenekli ve sihir gücü açısından üstün büyücü slytherin evinden çıkmıştır. (en bilinen örnekleri: lord voldemort, severus snape, horace slughorn, sirius hariç black sülalesinin tamamı ve belki malfoy'lar...)

özellikle voldemort'un ve malfoy'ların, sybill trelawney tarafından yapılan kehaneti ele geçirmek için gryffindor'ların kahramanlık yapma zaafından son derece kurnaz ve ince bir planla yaralanmaları hem gryffindorlar'ın eksiğini hem de slytherinler'in fazlasını çok açık şekilde ortaya koymaktadır. harry ve sirius kolayca tahrik olmuşlar, serin kanlı bir şekilde bekleyip üstlerine düşeni yapmak yerine anlık çıkışlarla işleri kendileri için zorlaştırmışlar ve sonunda voldemort'un tuzağına kendi ayaklarıyla gitmişlerdir.

Final notu

belki de en gerçekçi bölümdür slytherin; çünkü gerçek hayatta ne tamamen siyah vardır ne de tamamen beyaz. sadece gri vardır ve de grinin tonları. binalar arasında bu tonlara sahip tek bölüm de slytherin'dir.

voldemort gibi uç örneklerle karalanmamalıdır; tarihte pek çok kara büyücü olmuştur ve pek azı modern anlamda slytherin binasından mezundur. slytherin çok temel bir şey söyler aslında; bireyin önemi.

ne gryffindor gibi kahramanlıklar, çoğunluklar için kendini feda eder;

ne meçhul bir bilginin peşinde koşar ravenclaw gibi,

ne de bir kitle gibi düşünen hufflepuff içinde erir.

slytherin'in temel inancı, bireyin; sadece bireyin kendisi için önemli olduğuna, ihtirası neyse elde etmek için gene kendine dönmesi gerektiğini öğütler.

kahramandırlar ama aptal değillerdir, bilgiyi elde edip ne yapacağını bilmezliktense; işine yarayacağı şeylerin peşinde koşar. adaletlidir elbette, fakat bireyin varlığını asla unutmadan.

işte size underrated bir slytherinli: max stirner.

gurur duyduğum binamdır.