Haruki Murakami Nasıl Bir Yazar? Okumaya Hangi Kitaplarıyla Başlamak Gerekir?
haruki murakami... büyülü gerçekçilik akımının edebiyat alanında en üretken isimlerinden birisi olan 1949 doğumlu japon yazar.
murakami'nin adı, son yıllarda nobel edebiyat ödülü ile anılsa da, şimdilik japonya'da ve yurt dışında aldığı diğer kayda değer ödüller ve sevenleri ile arasındaki sarsılmaz bağ ile yetinecekmiş gibi duruyor. bazı okurların gözünde murakami'yi overrated yapan özellikler; kahramanlarına paralel evrenlerde yaptırdığı yolculuklar, imkansız olay örgülerinin içinde birbirini bulan ya da kavuşamayan aşıklar/arkadaşlar, bolca erotizm sosuna sahip garip yakınlaşmalar, bir yere varacakmış gibi duran ama mantıklı bir düzleme oturtulmadan biten hikayeler ve bolca metafor kendisiyle artık özdeşleşti. iyi bir okuyucu tüm bu "gariplikler silsilesi"nin kayda değer bir düş ve anlatım gücü içerdiğini rahatça görebilir ve sırf bu nedenle eserlerini okumaya devam edebilir diye düşünüyorum. okuduktan sonra ya çok sevecek ya da nefret edeceksiniz ama murakami kurguladığı dünyalar, olaylar ve kahramanları nedeniyle büyük bir saygıyı hak ediyor.
murakami'nin tuhaf ve büyülü dünyasına giriş bileti, bana göre, sahilde kafka adlı romanıdır
türkiye'de en çok okunan kitabı olduğunu düşündüğüm bu eseri bitirip hazmettiğinizde ve tabii ki sevdiyseniz, artık diğer kitaplarına geçme vaktiniz gelmiş demektir.
yazarı keşfetmek isteyenlere önerebileceğim diğer "murakami'ye giriş" kitapları ise şöyle
1. renksiz tsukuru tazaki'nin hac yılları
3. 1q84(üçlemesi)
toplamda beşi bulan bu romanlardan sonra, bir kısmı tuhaf isimlere sahip birçok kitabın içinde murakami'nin gerçek üstü ve postmodern dünyasında kaybolmak daha da kolaylaşacaktır. bu kısa kısa bilgilerin üstüne, murakami külliyatına dalacaklara bir de "yasal uyarı" yapmak gerekebilir diye düşündüm:
eserlerinin hızlı ve aşırı tüketimi bir tür rüya etkisi yaratır, read responsibly and enjoy! :)
1. renksiz tsukuru tazaki'nin hac yılları
"tsukuru tazaki, üniversite ikinci sınıftayken, temmuz ayından ertesi senenin ocak ayına kadar neredeyse sadece ölmeyi düşünerek yaşadı."
bu ilk cümlesiyle yakalıyor okuyucuyu, bitinceye kadar da bırakmıyor. tsukuru niçin renksiz, hac yolculuğunu nereye yapıyor, anlayınca, uzun zamandır üstüne düşündüğü şeyi hatırlamış gibi oluyor insan.
okurken niyeyse, yağmurlu, nemli, ılık ve yeşil hissettirdi murakami bu kitabıyla.
2. sputnik sevgilim
sadece dokunduğu konularla bile kalbimi çalmış murakami kitabı. okuduktan sonra diyoruz ki tamam, kaybolalım bulmak için kendimizi... ve diyoruz ki evet, evren yalnızlığımızdan beslenerek yaşlandırıyor hem bizi, hem de kendini.
hem de laika'yı hatırlattı. ne zaman aklıma düşse, insan olmanın neden bu kadar ağır olduğuna anlam veremeyişlerimin simgesi laika...
kısacası sputnik'e koyup, fırlattı beni de murakami. işin acıklı tarafı, rus bilim adamının laika'nın ardından söylediği şeyi benim ardımdan da söyleyeceklerine eminim...
"the soviet space program didn’t learn much of note from sending the dog into orbit."
3. 1q84
mükemmel bir murakami kitabı daha. bazı hususlar sık tekrar edilse de insan rüya hiç bitmesin istiyor. eleştiriler nedeni ile başlangıçta kaygılarım vardı ama okudukça yersiz olduğunu gördüm. yazarın eserlerinin hemen hemen tümünü okumuş ve edebiyat konusunda az çok malumat sahibi biri olarak diyebilirim ki beklentilerden fazlasını vermekte. 2666'dan sonra bende esaslı bir tortu bırakan ilk eser. murakami gerçek bir başyapıt yaratmış. buram buram azim, fedakarlık, çalışkanlık, yetenek ve dirayet kokmakta. bu eserin doğum aşamasında yazarı nasıl yıprattığını tahmin edilebilir. nobel de dahil tüm ödülleri sonuna kadar hak ettiğini murakami bir kez daha göstermiş. hararetle tavsiye edilir.