İroni ve Hüzün Bir Arada: Robin Williams Filmlerindeki İntihar Sahneleri

Williams'ın Ağustos 2014'teki intiharından sonra karışık bir hüzünle andığımız filmlerindeki intiharlar, hem ironik hem de düşündürücü oluyor artık.

robin williams filmlerindeki intihar sahneleri dün gece aklıma takıldı. büyük oyuncunun önemli filmlerinde karşımıza çıkan bir durum bu. williams çoğu filminde hayat doludur ancak; insanlar, mutsuz, sorunlu, intihara meyilli olabilir. bu ikilik üzerine olan filmleri merkeze aldım. yaşam ve ölüm animasyonlarda ele alınan bir konu ama ironik olarak kendisi filmlerinde intihar etmeyen ve insanlara yaşam sevinci aşılayan williams gerçekte intihar ederek aramızdan ayrılmıştır. filmlerinde de tam tersi olarak insanlar yaşamak istemez ve direkt olarak da williams'ın kurgu hikayelerinde dönüşüm yaratacak olaylara imza atarlar (katliam ve sonrası intihar).

izlemeyenler için spoiler içeren bir içerik olabilir.

robin williams'ın özellikle 4 filminde karşımıza çıkar ve bu intihar vakası oyuncuyu filmdeki kurguda dolaylı ya da direkt olarak etkiler.

may dreams come true (1998)

dante'nin ilahi komedya'sını anımsatan filmde ölümden sonraki dünya ele alınır. burada williams cennette yer alırken kocasının ölümüyle baş etmeye çalışan bir ressam eş yer alır. william'ın ve oğullarının ölümüyle karısı baş edemez ve intihar eder, inferno'ya gider. williams karısının intiharına çok üzülür. cennette yanına geleceğini bekleyen williams karısı için cennetten bile vazgeçecektir.

the fisher king (1991)

terry gilliam'ın olağanüstü filminde yine williams'ın eşi ölmüştür (öldürülmüştür) ancak bu sefer intihara meyilli bir hasta ruhlu radyo dinleyicisinin önce katliam yapıp sonra kendini öldürmesi dolayısıyla williams'ın hayatının dolaylı yoldan mahvolması ele alınır. bu felakete neden olan dj de benzer şekilde intihara meyillidir.

patch adams (1998)

hayata hep pozitif bakan tıp öğrencisinin gerçek aşkı bulması ve yine intihara meyilli bir hastanın önce williams'ın eşini sonra kendini öldürmesi gibi bir sahne yer alır. insanlara her zaman yardım etmeli düşüncesi ile iyimser olan williams için bu olay yıkıcıdır. hatta williams intihara çok yaklaşır.

dead poets society (1989)

ölü ozanlar derneği filminde williams aykırı bir öğretmen portresi çizer. bu filmde de ister istemez bir öğrencisinin intihar etmesinde küçük de olsa bir rol oynar williams. baba otoritesinden çıkamayan öğrencisinin özgürlük umutlarının babası tarafından baltalanması, hayal kırıklıklarının öğrencilere verdiği zarar üzerine bir eleştiri içerir film.

Kemal Sunal Filmlerinde Natuk Baytan'ın Alfred Hitchcock Misali Göründüğü Sahneler