İşaret Dili Alfabesi Nasıl Ortaya Çıktı?

Hiç duymayan, sizinle aynı dili paylaşamayan birisine kendisini ifade etmeyi nasıl öğretebilirsiniz? Ona bir alfabeden nasıl bahsedebilirsiniz? İşaret dilinin ortaya çıkış tarihini Sözlük yazarı "yaz" anlatıyor.
İşaret Dili Alfabesi Nasıl Ortaya Çıktı?


dogal olarak, tum sagir, dolayisiyla seslerden olusan dillerden yoksun insanlar, bir takim hareketlerle anlasirlar. sozgelimi duyan/konusan bir aileye dogmus sagir/dilsiz cocuk, ailesiyle bazi hareketlerle iletisim kuracak ve zaman icinde aile ici sembollerin kullanildigi bir isaret dili olusacaktir. 

bu dil, son derece geliskin ve incelikli bir hale gelebilse de genel anlamiyla (gramer, syntax, vs.) bir ‘dil’ degildir, cunku islerliginin sinirlari aile ici ile tanimlanmistir. ancak sagir/dilsiz bir topluluk icinde, (bu insanlarin birarada yasadiklarini ve cogaldiklarini dusunelim bir an) zamanla, kuskusuz, son derece ayrintili, bugun kullandigimiz egemen anlamiyla bir dil olusacaktir, zaten vakt-i zamaninda olusmustur da. fakat bu olusan dillerin hic biri konusan dunya tarafindan kaale alinmamis, belgelenmemis, hatta farkina bile varilmamistir, ta ki 1750’lerde charles-michel de l’epee adli bir rahip kendini sagir ve dilsiz cocuklarin egitimine adayana ve bu egitimi onlara zorla egemen dili ogreterek yapmamaya karar verene kadar. l’epee paris’te yasamakta olan sagir ve dilsizleri, komunitelerini inceleyip, onlarin zaten kendilerine ozgu bir dil kullandiklarini farketmistir.


simdi belirtmek gerekir ki, daha onceden uygulanagelen method, sagir ve dilsiz insanlara, once seslerle isleyen bir dil ogretip (misal fransizca) ardindan da bu dili kendi sessiz imkanlariyla nasil ifade edip kullanabilecekleri ogretme idi –ki bu bahsettigim insanlar da aristokrat ya da zengin ailelerin cocuklari filandir, halk arasindaki sagir/dilsizlere aptal muamelesi yapilmaktadir, hatta aydinlanma dusunurleri de bu konuda, yani bu insanlarin bir zekasi olup olmadigi hatta gercekten insan olup olmadiklari konusunda bayagi kafa yormuslardir- tabii ses, alfabe gibi kavramlardan arinmis bir dunyalari olan sagir/dilsizlerin egitimine alfabenin harflerini el isaretlerine dokup ogretmeye kalkismak hem cok mesakkatli hem de uzun bir yoldur, zira konusma/yazma dili ve bunlarin sembolleri olan harfler bu insanlar icin cok soyutturlar.


bu durumda egitmenler dillerinin yeterince ‘dogal’ olmadigi, harflerin dogal seslere tekabul etmedigi gibi sonuclar cikarmislar, tabii biraz da sucu duymayanlara atip onlarin zeka ozurlu oldugu gibi bir kaniya varmislardir. isin ilginc yanlarindan biri de isaret diliyle ugrasip, sagirlarin egitimine gonul koyanlarin genelde bir sekilde kilise baglantisi olmasidir. hatta bu dilin (burada bahsettigimiz yine hatirlatalim, ilk cabalar, yani alfabenin isaretlere dokulmesi) ilk yaraticilarindan olan ispanyol dilbilimci juan pablo bonet, kendi isaret alfabesini olustururken, 16.yy da bir el isaretleriyle dua kitabi yazmis olan kesis melchor yebra’dan esinlenmistir. yine bir adim geriye gidecek olursak, yebra’nin da bu el hareketlerini, aslinda duymayanlara yonelik degil de, olum doseginde olup konusamayacak kadar gucsuz dusmus hristiyanlarin son dualarini edebilmeleri icin gelistirmis olan st. bonaventure’den aldigini goruruz.


uzunca bir geri donusten sonra konumuza gelelim… l’epee’nin yaptigi ise, salt isaretlerden –harf olmayan isaretler, jestlerden- olusan bir dille ogrencileriyle anlasmak, boylece kopru kurulduktan sonra, onlara sesli dilin nasil birsey oldugunu anlatmak, dunyada olup bitenlerden bahsetmek, ve de tabii kendince en onemli emeli, katolik kilisesi hakkinda bilgi vermek idi. 

yani efendim, l’epee ne yapiyor? kendisinden once bu isle ugrasmis insanlar gibi sesli dilin alfabesini hareketlere dokmek ve bunu isaret dilinin temeline koymaktansa, salt isaretlerden olusan bir dili one cikariyor, digerini ise okuma/yazma ve sesli dili isaret diline tercume etme sirasinda kullan(dir)iyor. ve sagir/dilsizlere yonelik ilk egitim-ogretim kurumu olan institution des sourds et muets’i 1755’te kuruyor. bu tarihten onceki uygulama daha once de belirttigim gibi asil ya da zengin aile cocuklarina ozel ders araciligiyla okuma ve konusmayi ogretmeye yonelik bir takim cabalardan ibarettir.