İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı Seçildikten Ölümüne Kadarki Siyasi Hayatının Özeti

Atatürk'ü ve başarılarını doğal olarak biliyor ve konuşuyoruz ancak İsmet İnönü'ye sanki yeterince eğilmiyoruz. İşte kendisinin II. Dünya Savaşı ve Adnan Menderes'i de içeren siyasi hayatının özeti.
İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı Seçildikten Ölümüne Kadarki Siyasi Hayatının Özeti

inönü'nün cumhurbaşkanı seçildikten sonraki dönemini anlatacağım. cumhurbaşkanlığının daha birinci yılı dolmadan ikinci dünya savaşı başlamıştır. yerinde başkası olsa muhtemelen kayışı koparırdı. ancak allah'a şükürler olsun ki ismet paşa başımızdaymış. bir tarafta stalin, churchill bir tarafta mussolini, hitler. tam bir kurtlar sofrası. bir yandan almanlar savaşa onlardan yana girmemiz için bastırmış ve hatta hitler bizzat ismet paşa'ya mektup yazmıştır. diğer taraftan da ingiliz ve fransızlar diplomasi ile bastırmış, churchill adana'ya kadar gelip ismet paşa'ya dil dökmüştür. ancak ismet paşa hiçbir yemi yememiştir. çünkü lozan onun büyük tecrübesidir. orada öğrendiklerini burada kullanıp alnının akıyla çıkmıştır. o dönemde büyük kıtlık yaşanmış ve insanlar isyan etmiştir. ancak ismet paşa'nın bir sözü durumu çok iyi açıklar. "belki aç kaldınız ama sizi babasız bırakmadım."

ancak tam da bu süreçte siyasi hayatının en büyük hatasını yaptı ve varlık vergisi'ni çıkardı. ismet paşa sadece birkaç yönden eleştirilebilecek bir adam. ve bu onlardan biri. azınlıklara çıkarılan bu vergi özellikle rum ve ermeni tüccarların elinde ne var ne yok almaya yönelikti. ödeyemeyenler ya ülkeyi terk ediyor ya da sürgüne gönderiliyordu. bu insanlar bu ülkenin yerleşikleri ve bir renkleriydi. ancak bu renk vergiyle soldurulmuştu.


ismet paşa artık ikinci dünya savaşı bittiğinde demokrasiye geçmek gerektiğine inanıyordu

çünkü o geçmezse kimse geçmezdi. ve kimse de onun gibi sabırlı olamazdı. yine tam bu esnada siyasi hayatının ikinci büyük hatasını yaptı. bu 1945 tarihli çiftçiyi topraklandırma kanunu idi. bu aslında anadolu çiftçisini korumayı ve onlara ekmek kapısı açmayı tasarlayan bir kanundur. amacı itibariyle iyi olsa da toprak sahiplerini çok rahatsız etmiştir. ve hatta demokrat parti'nin kuruluşunun ayağı olmuştur.

inönü dörtlü takrir'den sonra parti kurulmasına ikna olmuş ve demokrasiye geçilmesi için kıymetli olacağını düşünmüştür. celal bayar ile her ne kadar zıt fikirlerde olsalar da rejimi koruyacağına emin olmuş ve ondan daha iyi bir muhalefet düşünememiştir.

1946 yılı seçimleri baskın seçim olarak bilinir. açık oy gizli sayım gibi skandal bir işlem yapılmış ve sandıktan chp çıkarılmıştır. bu da inönü'nün başına kakılacak işlerden biri olmuştur. ancak bu gibi durumlardan ders çıkaran paşa, her iki partiye de aynı mesafede olduğunu açıklamış, yurt gezilerinde her iki partiden de vekiller yanına almıştır. çıktığı gezilerde demokrasiyi halka tanıtmayı amaçlamıştır.

1950 seçimlerini ise kaybedip muhalefet konumuna geçmişti

ancak bunu bir yenilgi olarak görmüyor, şöyle diyordu: "benim en büyük yenilgim aynı zamanda en büyük zaferimdir." artık çok istediği demokrasiye geçilmişti. ve bunda onun payı çok büyüktü.

1950'lerin ilk devresinde rekor oylar kazanan dp ve adnan menderes paşayı yerden yere vurmuş ve alabildiğine eleştirmiştir. ege'yi imara açıp talan ettirmiş ve buradan gelir elde etmiş, yurt dışından aldığı fonlarla da ülkeyi bir süre kalkındırmayı başaran dp hükümeti bir yerden sonra tıkanmıştır. hem öğrenciler hem ordu isyana geçmiştir. dp bunun acısını inönü ve chp'den çıkarmaya çalışmıştır. inönü'nün dokunulmazlığını kaldırmayı düşünmüşlerdir. ancak sanırım o kadarına cesaret gösterememiş olacaklar ki inönü'nün damadı gazeteci metin toker tutuklanmıştır. paşa bu dönemde maddi zorluk yaşamış ve pembe köşk'ü kiraya verip başka bir eve taşınmıştır. bu eve sık sık ordudan isimler gelip darbe teklif etmişler ve paşa karşı çıkmıştır. ancak o sırada olan olmuş ve dp hükümeti kendilerini bitirecek olan hamleyi yapmıştır: chp'yi kapatma hazırlıklarına girişmişlerdir. paşa ise demokrat parti ve menderes'i sık sık uyarıp "ben meşrutiyet ihtilali, cumhuriyet ihtilali gördüm. demokrasiye geçmek için çok uğraştım. ancak siz demokrasiyi baskı rejimine çevirirseniz sizi ben bile kurtaramam." demiştir. ve dediği gibi de olmuştur.

27 mayıs'ta darbe gerçekleşmiş, cemal gürsel darbenin başına geçirilmiştir. ismet paşa gürsel'i uyarıp bir an önce demokrasiye dönülmeli demiştir. ancak bu 1 yıldan fazla bir süreyi bulmuştur.


darbe üç idamı getirmiştir

fatin rüştü zorlu ve hasan polatkan asılmış, menderes ise intihar etmeye çalışmış, uyku ilaçları yutmuş ve komaya girmiştir. bunu fırsat bilen eşi berrin menderes ismet paşa'nın evine gelmiş ve “onu bir tek siz kurtarırsınız“ demiştir. yani adnan menderes'in yıllarca laf ettiği en büyük rakibine gelmiştir. ismet paşa idamların gerçekleşmemesi için çok çaba sarf etmiş ancak başarılı olamamıştır. "çıldırmış gibiler, lafımı dinletemiyorum." demiştir.

1961'de idamlardan sonra seçimler yapılmış ve chp geride kalmıştı. tsk tekrar işin içine girip dp'nin mirasçılarına görevi vermeyecekti. tekrar bir darbe yapılacaktı. ancak ismet paşa karşılarında durmuş bir darbeye müsade etmeyeceğini söylemiştir. ordu paşanın bu tavrı karşısında geri çekilmiş ve pazarlık yapmak için masaya oturmuştur. askerin koşulu inönü'nün başbakan olmasıydı. ap-chp koalisyonu ile bu gerçekleşti. gürsel ise cumhurbaşkanı oldu.

ancak ordunun içinde albaylar cuntası kaynamaya başlamıştır

talat aydemir ve harbiyelilerin başını çektiği bu oluşum yapılan darbenin amacına ulaşmadığını ve yeni bir darbenin gerektiğini düşünüyordu. ismet paşa ne yapıp edip bu cuntayı durdurmalıydı. bunun için en etkili silah, tekrar komutan olmasıydı. postallarını giyip harbiye'ye gitti ve askerleri selamladı. harbiyeliler büyük bir hayranlıkla paşayı selamlamış ve ondan çok etkilenmişlerdir. ancak ismet paşa durumu anlamış ve bir darbe girişimi yaşanacağının farkına varmıştır.
22 şubat 1962'de korktuğu olmuş ve talat aydemir ankara'yı tanklarla donatmıştır. kara kuvvetleri ve deniz kuvvetleri darbeden yana olsa da hava kuvvetleri inönü'ye destek olmuştur. karargah hava kuvvetlerinde kurulmuş ve inönü talat aydemirle pazarlığa girişmiştir. aydemir uzlaşma girişimini kabul edince paşa orada anlamıştır: zaferler kumandanın kafasında kazanılır, aydemir pazarlığa girince kaybetmiştir. aydemir isteklerini karargaha göndermiş ve bazı generaller kabul edecek gibi olmuşlardır. ismet inönü şiddetle "beş on tane çapulcu bizi esir mi alacak? gerekirse ben tek başıma üstlerine giderim. öldüreceklerse öldürsünler. benim cesedimi çiğneyip devleti öyle teslim alırlar. gerekirse oluk oluk kan dökülecek!" demiş ve bu generallerde şok etkisi yaratmıştır. dediğine gerek kalmadan, tek kurşun bile atmadan darbeyi önlemiş, darbeci subayları tasfiye etmiştir.
ancak 1,5 yıl sonra talat aydemir tekrar bir darbeye kalkışmıştır. bu kez paşaya gerek görülmeden durdurulmuştur. ancak geçen seferki gibi kansız olmamıştır.

şubat 1964'te inönü'ye bir suikast girişimi olmuştur. yabancı basın mensuplarına konuyla ilgili demeç veren inönü "58 yıldır böyle şeylere alışkınım." demiştir.

İsmet İnönü BBC'de


paşa başbakanlığının son yılında kıbrıs meselesi ile uğraşmıştır. amerika'dan konuyla ilgili destek istediğinde son derece kırıcı bir cevap almıştır. (bkz: johnson mektubu)
daha sonra kendilerini affettirmek için paşayı özel jetle amerika'ya getirip ağırlasalar da amerika ile sorunlar kolay kolay çözülememiştir.

1965 şubatında kurduğu hükümet bütçe oylamasında devrilmişti. yapılan seçimle başbakanlığı süleyman demirel'e teslim etmiştir.

ülkenin kurulmasında başrolde olan paşa, 10 hükümet kurmuş, 15'ten fazla darbe girişimini engellemiş, bir dünya savaşından ülkeyi uzak tutmuştu.

1966'da partisinin veliahtı hazırdı: bülent ecevit

ve sistemi de hazırdı: ortanın solu. ancak bu dönem yine öğrenci olayları başlamıştır. ordu, ap ve demirel yönetiminden memnun değildir. yeni bir darbe kapıdadır ve paşa bunu da önden sezmiştir. korkulan darbe bu kez fiziki değil muhtıra ile yapılmıştı. 12 mart döneminde yeni hükümete bakan vermeyi kabul etti. ancak bu kez partisinin genel sekreteri ecevit ortanın solundan sapıldığını düşündüğü için görevinden istifa etmiştir. ertesi gün pembe köşk'e gidip inönü ile vedalaşmış ve "büyük insan inönü'nün önderliğine sonsuz inancım devam etmektedir." demiştir.


1972 yılında hem sağlığı, hem parti içindeki sorunlar hem de deniz gezmiş, yusuf aslan, hüseyin inan idamlarının gerçekleşmemesi için uğraşmıştır. tam idamlarla ilgili çözüm bulmuşken bir sofya uçağının gezmiş-aslan-inan için kaçırıldığı duyurulmuştu. hem de uçağın içinde paşanın oğlu ömer inönü de vardı. üçlünün kurtarılması karşılığında uçak bırakılacaktı. ancak paşa hükümete "hiçbir pazarlığa girmeyin. devlet pazarlık yapmaz." dedi. oğlunu riske atarak aldığı karar kansız çözüldü. ancak olan neredeyse düşürülmüş olan idam kararlarına oldu.

paşa o yıl partisinin kurultayına son kez gelmiş ve resti çekmiştir

"ya ben ya bülent." bülent ecevit seçilmişti. büyük komutan ve büyük siyasetçi artık köşesine çekilmişti. zaten son zamanlarda sık sık kalp spazmları yaşamaya başlamış ve sağlığı bozulmuştur. kasım 72'de hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etmiştir.

1973 yılını yine hastalıklarla geçirmiştir

10 kasım günü yine eski dostunu yalnız bırakmamış, hasta haliyle anıtkabir'e gitmiştir. 25 aralık 1973'te bundan neredeyse 50 sene önce vefat etmiştir. allah gani gani rahmet eylesin. atamız cumhuriyeti kurmakta ne kadar emek verdiyse ismet paşa da tutunması için o kadar emek vermiştir.