İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Bildiğimizin Aksine Tarihimizde Neden Önemli Yer Tuttuğunu Anlatan Bir Yazı

İlk ve orta öğretim boyunca sürekli olarak "geçiştirildi" diyebileceğimiz İttihat ve Terakki Cemiyeti, aslında daha dikkatlice bakılması gereken bir oluşum. Sözlük yazarı "kal ho naa ho", neden böyle olması gerektiğini çok güzel anlatmış.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Bildiğimizin Aksine Tarihimizde Neden Önemli Yer Tuttuğunu Anlatan Bir Yazı


imparatorluğun bir dönemine damgasını vurmuş siyasal partidir ittihat ve terakki.

şimdi efendim, normalde bu cemiyet sevilmez. derslerinden çok muhabbetlerini, yaramazlıklarını, arkadaşlarla eğlenerek geçirdiğimiz zamanlarını sevdiğimiz ortaokulda lisede okutturulan, üzeri zorla kaplattırılan kitaplarda sevmememiz gerektiği yazıldığı için sevmeyiz.

cemiyetle ilgili konular genel tarih ya da osmanlı tarihi ders müfredatının sonlarına geldiği, yani yarıyıl ya da yaz tatiline yakın zamanlara denk düştüğü için, konuyla pek ilgilenmeyiz. çok büyük ihtimalle son sınavlarda hocalar pek kastırmazlar. ertesi sene okunacak inkılap tarihi ise direk kurtuluş savaşı'ndan ya da cumhuriyet dönemi'nden başlar.

elbetteki tarihi kazananlar yazarlar. bu ne yazık ki değiştirilemeyecek bir gerçek, ne var ki olaylar öğretilirken, o günün koşullarında düşünülmesini sağlamak buna yöneltmek ise mümkün.


şimdi durup dururken, burada enver paşa'yı, cemal paşa'yı, talat paşa'yı savunmak değil mesele. enver'in aşırı alman sevdası yüzünden birinci dünya savaşı'na girmemiz, yine kendisinin pan-türkist hayalleri yüzünden ta afganistan'a hindistan'a kadar olan toprakları fethetme hırsıyla tüm orduyu dondurarak öldürmesi, talat'ın mısır'da kendi ülkesini kurmak amacıyla, ülkenin diğer bölgeleriyle ilgilenmemesi değil asıl önemli olan.

evet, ittihat ve terakki cemiyeti'nin eğrileriyle doğruları aynı terazide tartıldığında eğrileri daha fazla çıkar.

ama bizim burada almamız gereken ders başkadır. bu adamlar ülkeyi sevmişlerdir ona şüphe yok. başa geçince iktidar sarhoşluğu altında, saçmalamışlardır o da malum.

ama ittihat ve terakki'nin ya da benzerlerinin her iki meşrutiyet döneminde de yaptığı yanlışlar, türkiye cumhuriyeti'nin kurulması için ders olmuştur.

önünde kötü örnek olduğu için atatürk, iyi örnek olabilmiştir. yapılan doğru şeylerle birlikte yanlışları da değerlendirmiş ve kendi yolunu buna göre çizmiştir.


ittihat ve terakki cemiyeti'ne karşı olan az bilgimiz ve ilgimiz, başarısızlıkları ne kadar görmezden geldiğimizin, duymak istemediğimizin bir göstergelerinden biridir.
bu huy, ne yazık ki karakterimizin parçalarından biri olmuş, hataları inceleyerek ders almak yerine onları kötülemek ve hızla uzaklaşmak alışkanlık haline gelmiştir. günümüz siyasi ortamı ve her seçimde vermiş olduğumuz tepki hep aynı çizgidedir.

başarızlıklar hep saçma nedenlere dayandırılmakta, olayın köküne girilmemektedir. prut savaşında baltacı'nın çükünün doğrultusuna gittiği, viyana kuşatması'nda merzifonlu'nun zengin olmak için şehrin yağmalanmamasını istemesi, enver paşa'nın helga'ları mary'lerden daha çok sevmesi iddiaları hep bu basit ve yararsız aşağılamanın ürünüdür.

bu nedenle öğrenmemiz ve anlamamız gereken sadece istanbulun fethi, malazgirt meydan muharebesi, vs. değil; ittihat ve terakki'nin neyi yanlış yaptığı ile atatürk'ün neyi doğru yaptığı arasındaki ilişkidir.

aksi takdirde, onlar yenildi diye biz de hep yenilmiş sayılırız.