"Jet Fadıl'ın Atası" Olan, Tarihin En Büyük Dolandırıcılarından Biri: Gregor MacGregor

Gregor MacGregor, 1820’lerde hayali Poyais ülkesini yaratıp binlerce kişiyi dolandırarak tarihin en büyük sahtekarlarından biri oldu.
"Jet Fadıl'ın Atası" Olan, Tarihin En Büyük Dolandırıcılarından Biri: Gregor MacGregor

1776 yılında iskoçya’da doğan gregor, asker kökenli bir geçmişe sahip. soğukkanlılığı, kendine güveni ve insanları etkileyebilme yeteneği, muhtemelen askerlik yıllarında şekillenmiş. gregor, sıradan bir askerî kariyerle yetinmek yerine insanları dolandırmaya karar veriyor. askerlik yıllarında güney amerika’ya gidip venezuela’da simon bolivar’ın ordusunda savaştığını da belirteyim. ama bu adamın asıl yeteneği savaştan çok masal anlatmakta. macgregor, gerçekleri biraz eğip bükme konusunda usta biriymiş. kendi askerî başarılarını süsleyip durur, kimse de bu başarıları ve anlattıklarını sorgulamazmış, çünkü o dönemde insanların bu tür kahramanlık hikâyelerine inanma eğilimi oldukça yüksekmiş, yani "helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştirirdim" diyenler gibi düşünün ve bu anlattıklarının bir alıcısı varmış.

gregor macgregor’ın adını dolandırıcılık konusunda tarihe kazıyan şey ise hayali bir ülke yaratması olmuş. poyais adında bir ülke yaratan gregor, honduras’ın doğusunda olduğunu iddia ettiği bu hayali ülkeyi öyle bir anlatmış ki, duyan herkes "buraya hemen yerleşmeliyim, hayatım kurtulur!" diye düşünmeye başlıyor. gregor, çevresindeki insanlara hayali ülkesi poyais’in yemyeşil ormanlarla kaplı, altın rezervleriyle dolu bir cennet olduğunu söylüyordu. gregor'un anlattığına göre poyais; tarım için mükemmel topraklara, avrupalıların rahatlıkla uyum sağlayabileceği bir iklime ve çalışmaya aç yerlilere sahipti. tabii bu yerliler de onun uydurmasıydı ama kim sorgulasın? hatta işi bir adım öteye götürüp, poyais’in kralı olduğunu ve buranın tüm haklarının kendisine ait olduğunu iddia etti. bir nevi “gel, yatırım yap, vatandaş ol, parayı kır” vaatleriyle insanları etkilemeye başladı. macgregor işi sadece sözde bırakmadı. poyais’in anayasasını, haritasını, ekonomik planlarını içeren belgeler hazırladı.

ingiltere’de broşürler dağıttı, gazetelere ilanlar verdi ve poyais’in ne kadar mükemmel bir yer olduğunu anlattı. insanlar sırf bu ülkeye yatırım yapabilmek için gregor’a büyük paralar ödediler. öyle ki birçok kişi poyais tahvili satın aldı, hatta bazıları oraya yerleşmek için ingiltere’deki hayatını ve işlerini bırakacak kadar ileri gitti. insanlar, altın madenleriyle dolu bir cennet fikrine öyle bir kapıldılar ki poyais'i sorgulama zahmetine bile girmediler. işin trajikomik kısmı şu ki; gregor, poyais’e yerleşmek isteyen bazı insanları gemilerle o bölgeye gönderdi! tabii insanlar oraya vardıklarında kendilerini yemyeşil ormanlar yerine bataklıkta buldular. hastalıklar, açlık ve sefalet! onları karşılayan şey gregor’un vaat ettiği poyais değil, ölüm tuzağıydı. bu dolandırıcılık yüzünden birçok kişi hayatını ve tüm servetini kaybetti. gregor macgregor'a bunca suçu işlemesine rağmen hiçbir zaman ciddi bir ceza almadı! ingiltere ve fransa’da yargılandı ama kendini savunmadaki ustalığı sayesinde büyük cezalardan sıyrıldı.

ilerleyen yıllarda venezuela’ya geri döndü ve 1845 yılında ölene kadar rahat bir yaşam sürdü.