Kedilerde Kısırlaştırma Süreci Nasıl İlerliyor?
Erkek kedilerde kısırlaştırma süreci şu şekilde
kısırlaştırma, erkek kedilere uygulanması anestezi dahil yarım saat süren operasyon. ilk yapılan kas gevşetici ile hayvanın yediklerini kusması ve "mayışması" sağlanıyor. bu işlem 10 dk kadar sürüyor. ardından ise uyutmak için yapılan anestezi iğnesinini etkisini göstermesi ise yaklaşık 10 dk daha alıyor. 20 dk sonunda kedi hamur kıvamına geliyor, bütün kaslarını salmış bir şekilde "ölü" gibi yatıyor.
ardından veteriner testislerdeki tüyleri alıyor ve batikon sürüyor. daha sonra yaklaşık yarım cm'lik bir kesi attıktan sonra testisleri bu açıklıktan dışarı alarak vücutla olan bağlantılarını da kesiyor. daha sonra yaraya dikiş atılmıyor onun yerine ne işe yaradığını sormadığım mavi bir sprey sıkıyor. hayvan rahat nefes alabileceği bir şekilde taşıma kutusuna yerleştirilip eve getiriliyor. yarım saat sonunda kedi erkekliğinin %80 ini kaybetmiş oluyor.
doktorun söylediğine göre uyanması 12 saati bulmalıydı ama 2-3 saat içinde sersem tavuk gibi dolaşmaya başladı bile. acı sızı belirtisi ise yoktu.
işin en can alıcı kısmı ise ertesi gün yaşandı, şerefsiz hala dışarı çıkmak için miyavlıyor, hala evdeki oyuncak ayıcığını ve dişi kedileri bafilemeye çalışıyor, hala agresif. bir de eve işemeye devam ederse kendi taşaklarımdan birisini bu başarısından dolayı kendisine hediye edeceğim.
ekleme: erkek kedilerde olumlu sonuç veren operasyon. operasyondan önce erkek kediler yaklaşık şu davranışları gösterirler: hırçın davranır, dışarı çıkarıldığında gözü sözde sahibini bile görmez, azgınlıktan devamlı böğürür gibi miyavlar, evin sağına soluna koku bırakmak için işer, evdeki peluş oyuncak, sahibinin kolu ve önüne ne gelirse bafilemeye çalışır.
operasyondan sonra ise yaklaşık birkaç ay içinde tekrar o yavruyken olduğu kıvama gelir. hırçınlığı gider, tekrar oyuncu olur, sözde sahibine daha çok yakınlaşır hatta söylenen kelimelere miyavlayarak tepki verir. durup dururken sevgi gösterileri yapar, gelip kafasını kafanıza sürterek "tos tos" yapar. elinizi kolunu rahat bırakır gidip evdeki dişi kediye sataşır.
yalnız operasyondan sonra kıtlıktan çıkmış gibi mama yiyeceği için dikkat edilmelidir, kilo almaya çok müsait oluyorlar. bu operasyonu yaptırmak vicdansızlık olarak görünse de bir hata yapıp evde erkek kedi beslemeye başlamış ve ona bağlanmış olanların yapabileceği başka bir şey yoktur. ne ilaçlar fayda eder ne eve dişi kedi getirilmesi fayda eder, operasyon olmadan 1 yaşından sonra evdekilerin hayatını zindan eder, gece uyutmaz, saldırır...
dişi/erkek kedi, eğer sağlıklıysa gayet rahatlıkla kısırlaştırılır, özellikle hiç dışarı çıkmayan ev kedilerinin kısırlaştırılmasında sonsuz fayda vardır.
kısırlaştırılmış dişi kedilerin kısır olmayan dişi kedilerden psikolojik / fiziksel hiçbir farkı yoktur. sadece kızışmazlar.
kısırlaştırılmış erkek kediler ise kısır olmayan erkek kedilere göre çok daha iyi huylu, oyuncu ve neşeli olup, kısırlaştırıldıktan sonra androjen hormonu eksikliğinden birazcık daha tombikleşirler.
erkek kediler için en uygun kısırlaştırılma zamanı 6 aylıkkendir. daha kızışmamış olan erkek kedi, kızgınlıktan kaynaklanabilecek kötü huyları ve huysuzluklarını daha edinmemiştir. erkek kedi testisleri alınarak kısırlaştırılır. erkeklik hormonlarının %80'i testislerden, %20'sı böbrek üstü bezlerden salgılandığı için, kısır erkek kediler cinsel ilişkide bulunabilirler ancak dışıyı hamile bırakamazlar, ayrıca kızgınlık stresine girip orayı burayı parçalamazlar, sağa sola işemez ve o korkunç kokuyu salmazlar. ameliyat genel anestezi ile yapılır ve sonrasında sağlıklı bir erkek kedi 1 gün içinde tamamen iyileşir. dikiş izi kalmaz.
dişi kediler için en uygun zaman 4-5 aylıkkendir. dişi kedi kızgınlık döneminde asla kısırlaştırılmamalıdır. genel anestezi ile yapılan ameliyatta dişi kedinin rahmi ve yumurtalıkları alınır. karın bölgesinde küçük bir dikiş izi kalır.
Dişi kedilerde ise süreç şöyle ilerliyormuş
öncelikle yaşadığımız şehirde ufak tefek ve teknik donanımları yetersiz birkaç klinik var. özellikle teknik donanım yetersizlikleri ve 24 saat hizmet verememelerinden dolayı biz bu operasyon için veterinerlik fakültesini tercih ettik. ameliyata öğrencilerin değil araştırma görevlisi olan hekimlerin girdiğini defalarca teyit ettirdikten sonra bugün sabah 09:00 için randevu aldık.
operasyondan 12 saat önce yemeyi 9 saat önce de içmeyi kestik.
sabah fakülteye gittik ve hemen bizi söyledikleri saatte ameliyathaneye aldılar. önce kedimizin genel bir kilo kontrolü yapıldı. daha sonra anestezi yapıldı. göbek bölgesinde ameliyat olacağı bölge traşlandı. daha sonra bizi dışarı çıkardılar. yaklaşık 45 dakika ameliyat sürdü.
yakalık yada diğer adıyla elizabeth denen şeyi biz taktırmak istemedik çünkü bizim kedimizin en nefret ettiği şeylerden birisi boynuna bir şey takılması. koluna kuyruğuna bile bir şey takabilirsin ama boyna takınca çıldırıyor. o sebeple yakalık taktırmadık. onun yerine sargılı bölgeye bir adet çorap kesilerek tayt şeklinde giydirildi.
yaranın daha çabuk iyileşmesi için antibiyotik iğne verildi. 5 gün boyunca düzenli olarak yaptırmamız söylendi. kimi hekimler şurup veriyormuş ama kedilerin malum şurubu tam anlamıyla içememesi durumundan dolayı yaranın iltihaplanması söz konusu. o yüzden iğnenin en iyi çözüm olduğu söylendi. iğneleri yine fakültede günlük yaptıracağız. resmi tatillerde fakültenin acil kısmının olması da işimizi bir hayli kolaylaştıracak. zaten fakülteyi tercih etmemizin en büyük nedeni de bu acil kısmının olması.
ayrıca yaraya 3'er gün aralıklarla pansuman yapılacak. bu işi de fakülteden hallettireceğiz. 9. gün de dikişler tamamen alınacak.
yani önümüzde zorlu bir 9 günlük süreç bizi bekliyor.
eve geldik. kedimiz narkozun etkisi ile ayılma aşamasında oldukça korkulu anlar yaşadık. yatağının içinde kendini sağa sola savurmaya başladı yavaş yavaş diğer bölgeleri de canlandıkça yatağının dışına doğru artık fırlatmaya başladı. yaklaşık 1 saat bu şekilde kendini savuruyor ayılırken. bazen yoruluyor kendinden geçiyor dinlendikten sonra devam ediyor. 1 saatin sonunda tamamen ayağa kalkıyor ama normal ve dengeli bir yürüme yapamıyor. yine kendini sağa sola savuruyor bazen başı döndüğü için sanırım hızlanıyor bir yerlere çarpma riski var. o yüzden bu süreçte dikkat edilmesi gerekiyor. hayvan hırçın olduğu için engellendiği zaman saldırgan davranabiliyor ama bu duruma katlanmak gerekiyor. biz ne kadar dikkat etsek de birkaç kere kendini sağa sola çarptı.
2 saatin sonunda bir yerlere tırmanmak istiyor ama hala denge problemi yaşadığı için izin vermemek gerekiyor. hala narkozun etkisi geçmiş değil ve sarhoş gibi hareketleri var. kuma girmek istedi ama giremedi. birçok kez denemesine rağmen sanırım kaslarını da kontrol edemediği için koltuğun üzerine işedi. biz sevindik böylelikle narkozu bir nebze atabilmiştir umarım.
3 saatin sonunda biraz olsun sakinleşti. yatağının içine sıcak su torbası koymuştuk ona sarılıp bir süre uyudu. ama gözleri açık uyuyor tam anlamıyla kendinden geçmiyor.
6. saat uyanıyor. daha güçlü ama hala denge problemi var. özellikle yürümeye atlamaya çalışıyor ama tam anlamıyla yapamadıkça daha hırçın. kendi odasına girmek ve her zaman uyuduğu kitaplığın üzerine çıkmak istiyor ama tehlike arz ettiği için izin vermiyoruz. bu süreçte sadece antre ve banyo kapıları açık. yatağı banyoda duşakabinin hemen yanında. en karanlık ve tehlikesiz bölge olduğu için banyoyu seçtik. bazen yatağından çıkıyor koridorda yalpalayarak yürüyor koşuyor yürüdükçe başı dönüyor kendini yerlere atıyor. korkuyor acı acı miyavlıyor.
10. saat biz de artık yorucu bir gece için nöbetleşe uyumaya karar verdik nişanlım ile. önce ben bir-iki saat kestirdim. sonra ben uyandım şimdi nişanlım uyuyor ben kedimizin başındayım. hala denge kaybı var. başı dönüyor döndükçe daha çok hırçınlaşıyor. bizden korkuyor ama bizsiz de yapamıyor. özellikle yürümeye çalışırken kendini korumaya almak için sanırım geri geri yürüyor. başı dönmeye devam ediyor ve sağa sola çarpıyor. normalde narkoz yapıldığı andan itibaren 12 saat oldu. bazı kedilerde 12 saatte tamamen etkisi geçiyor ama bizim kedimiz biraz kilolu (4.5 kg) olduğu için narkoz sanırım fazla yapıldı henüz tam etkisi geçmiş değil.
mama ve su koydum gitti kokladı ama yemek istemedi. 24 saattir aç olmasına rağmen sanırım midesi henüz kaldırabilecek durumda değil o yüzden yemedi. şu an mutfakta masanın altında (ayağımın dibinde) gözleri yarı açık biçimde uyuyor.
13. saat 3 saattir bazen acılarından ağrılarından olsa gerek ara sıra uyanıp miyavlamasının ardından tekrar uyumaya devam ediyor. elektrik sobasını yaktım hafiften ısıtıyor ışığı da kapattım sadece laptopun ışığı ile loş bir ortam sağladım. umarım sabaha kadar uyuyup iyice dinlenir. ben de bir hayli yoruldum ama sabaha kadar nöbete devam.
15. saat bir türlü derin uykuya geçemiyor. uyumaktan ziyade bitkinlikten dolayı yatıyor sanki. bir süre uyuyor daha sonra kalkıp kendini temizliyor yalıyor. önüne mama ve su koydum ama istemedi. aslında yemek istiyor ama korkuyor gibi. henüz herhangi bir şey yiyip içmedi. ara sıra en azından su içmesi için çalışacağım ama zorlama yok tabi ki. yarın sabah olacağı antibiyotik öncesi bir şeyler yemesini istiyorum ama bakalım artık. nöbet devam ediyor yoruldum ama eminim kedim çok daha yorgun. küçücük bedeni ile yaşadığı şeyler kolay değil. onun yorgunluğu ve çektiği acılar karşısında uykusuz kalmışım çok değil hatta hiç bir şey yani. o iyi olsun da ben her şeye razıyım. keşke acılar transfer edilebilse şuan onun yaşadıklarını bana versinler on katı daha az üzülürüm. insan kendi acılarına bir şekilde katlanır da küçücük yavrusunun acısına katlanamıyor işte..
22. saat gece boyu uyur uyanık halde geçti. şu an daha iyi gibi ama hala bir şey yiyip içmediği için halsiz. dengesiz hareketleri yavaş yavaş sona eriyor. çişini yaptı bir miktar da kustu. sanırım narkozu artık tamamen attı. 2 saat sonra antibiyotik aşısı için gideceğiz. belki o zaman biraz daha hırçınlaşabilir.
26. saat ilk antibiyotik iğnemizi yaptırdık. gerçi dün ameliyattan sonra bir tane yapılmıştı ama bize reçete ile verilen ilk 125 mg'lık kısmı yaptırdık eve geldik. hırçın davranmadı çünkü çok halsizdi. hala bir şeyler yiyip içmiş değil. olumlu gelişme olarak kum kabına girip yapabiliyor artık. çok az dışkı sonrasında da çok az idrarını yaptı.
30. saat uyandıktan sonra yalanmaya başladı. karnının aç olduğunu anladı en sonunda sanırım. ilk başta mama ve su getirdim önüne ama yemek istemedi. daha sonra vücut fonksiyonları iyice dirençsiz kalmasın diye multi-vitamin tüpünden bir miktar parmağıma sıktım. afiyetle yaladı yedi. daha sonra bir miktar daha verdim. baktım hala istiyor bu sefer parmağıma yaş mama koyarak tek tek yedirdim. sonra da kabından yemeye başladı. üstüne suyunu da içti. daha sonra karnı tok bir şekilde uykuya daldı. uyanınca kumuna girdi ve kakasını yaptı. ilk aşamalarda kuru mama yerine yaş mama tercih ediyoruz kabızlık yaşamasın diye. şu an durumu iyi. önümüzdeki en önemli süreç şimdi 2 gün sonra ilk pansuman. o süreci de atlattıktan sonra daha çok rahatlayacağını düşünüyorum. o sürece kadar önemli bir gelişme olursa bildiririm.
4. gün dün ikinci antibiyotik iğneyi yaptırmaya gittiğimizde hem yarayı kontrol ettirdik hem de pansuman yaptırdık. yaranın kuruduğu ve iyileşme sürecinde olduğunu öğrendik. her şey iyi gidiyor. bugünde diğer antibiyotiği yaptırdık. 2 tane daha antibiyotik yapılacak ve son antibiyotikle beraber bir kere daha pansuman yapılacak. ondan sonra da artık yani pansumandan 3 gün sonra dikişler alınacak. korkudan olsa gerek uykusunda titreme yapabiliyor.
5. gün bugün son antibiyotik iğne yapılacak. ondan sonra yarın son pansumanı yaptırıp artık 3-4 gün sonra da dikişler alınacak ve bu süreç bitecek. iki gündür gücünü topladı tamamen rutine döndük. oynuyoruz, zıplıyoruz, yiyoruz, içiyoruz. kendini sevdiriyor ve sevdirirken yine aynı şekilde içindeki motoru aktif ediyor. her şey eskisi gibi artık. şu dikişi de aldırdıktan sonra tamamen iyileşmiş olacağız artık. daha önce proplan lights mama kullanıyorduk artık proplan sterilised (kısırlaştırılmış kediler için) mamaya geçiyoruz.
8. gün yarın dikişler alınacak ve tamamen bu zorlu dönemden kurtulmuş olacağız. dün son bir kez daha pansuman yapıldı. yarası ve dikişler kontrol edildi. gayet iyi olduğu gözlendi. özellikle yaranın (sargının altının) kuru tutulmuş olması gerekiyor. biz bunu başardık. çoraptan askılı kıyafet şeklinde koruyucu bandaj yapılması işimizi bir hayli kolaylaştırdı. özellikle boyunluk (yakalık, elizabeth) takmak yerine bu yöntemi tercih etmeniz işinizi bir hayli kolaylaştıracaktır hem sizin için hem kediniz için. artık yarın son kez yazarım dikişler alındıktan sonra.
10. gün dün dikişler alındı. durumu gayet iyi. sadece yaranın iyileşmesi için hava alması ve bir iki gün bepantene sürmemiz gerekiyor. tabii yalamasını engellememiz gerekiyor. çünkü yaladıkça kabukları kaldırıyor ve iyileşme süreci artıyor.
görüldüğü üzere dişi bir kedinin kısırlaşma süreci boyunca yaşadıklarımız bu şekilde. ilk başlarda çok korkuyor ve cesaret edemiyordum. ama hiçbir şey korktuğum gibi olmadı. ilk iki-üç gün biraz zor geçti ama sonunda gayet rahattık. kedimizde de duygusal ve fizyolojik olarak hiçbir kötü durumla karşılaşmadık. hatta şu an çok daha sevgi dolu ve hareketli diyebilirim. ilk iki gün asık suratlıydı acılarından dolayı ama şu an çok daha mutlu buna eminim. sadece biraz korktuğu için eskisi gibi göbeğini açıp okşatmıyor ama kendisini daha sık sevdirmek için kucağa geliyor. zamanla göbeğini de eskisi gibi açıp "okşa ulan yavşak" diyeceği günler gelecektir diye düşünüyorum. bu yaptığımız işlemle onun ömrünü uzattığımı düşünüyor ve bu konuda çekincesi/korkusu olanlara korkulacak bir şey yok diyorum. sadece 3-5 gün dikkatli/soğuk kanlı davranarak atlatılacak bir durum diyebilirim. bu konu hakkında sormak istediğiniz bir şey olursa da ben buralardayım.