Neşesi ve Eğlencesiyle Bildiğimiz Süngerbob Karepantolon'un Ciddi Mesaj Veren Bölümleri

Süngerbob Karepantolon'un daha önce fark etmemiş olabileceğiniz farklı bölümleri.

Şaşkın Kral (Rule of Dumb)

sünger bob, bazı bölümleri cidden incelenmeye değer bir çizgi film. mesela rule of dumb (şaşkın kral) bölümünde güç zehirlenmesinin nelere yol açtığını herkesin anlayabileceği müthiş bir basitlikte anlatıyor. siyasetçilerin ve liderlerin neden zaman geçtikçe korkutucu bir değişime uğrayıp vicdansızlaştığını, kendisine koşulsuz biat etmeyenlerin her türlü açısına karşı körleştiğini "güç yozlaştırır, mutlak güç mutlak yozlaştırır" teması üzerinden harika anlatıyor. bütün otokratların, bütün diktatörlerin tipik düşünce yapılarının ve davranışlarının temelini çok güzel açıklıyor.

ama ne hikmetse her fırsatta her çizgi filmde/dizide/filmde bilinçaltı mesajı bulmaya çalışıp üçgen/göz vesaire keşfetmeye çalışan büyük resim görücü cahil yobaz mal değnekleri bu kadar açık mesajları görmek istemiyorlar. işlerine gelmediği için tabi. hayali düşmanları kovalamak gerçek sorunları çözmeye çalışmaktan çok daha kolay çünkü.

şaşkın kral bölümünde bir yanlışlık sonucu patrick bikini kasabasının kralı oluyor. süngerbob'un gazı vermesiyle kendisini her istediğini yapmaya hakkı olan bir kral olarak görmeye başlıyor. önce çevresindekiler (bay yengeç, kasaba halkı) avanta umuduyla patrick'i şişirdikçe şişiriyorlar. bu süreçte en hevesli kişi şeyh uçmaz müritleri uçurur yaklaşımıyla süngerbob oluyor, arkadaşının kral oluşunun hale etkisine kapılıyor. patrick güç zehirlenmesiyle başkalarının hakkını yemeye başlıyor, halk korkup ses çıkarmadıkça daha da azıtıyor, sırf eğlenmek için başkalarının hakkını gasp ediyor. bu süreçte süngerbob da yanında duruyor ve lideri eleştirmemek düsturuyla olan bitene sesini çıkartmıyor.

patrick güç zehirlenmesiyle iyice çığırından çıkıp içi inanılmaz şatafatlı lükslerle dolu saray yaptırmaya başlıyor ve bunun için squidward'un evine/arazisine el kokuyor. bu süreçte yine süngerbob o araziye dönme dolap yapılacağı için bu haksızlığı görmezden geliyor ve olanlara seviniyor. squidward'ın karşı çıkması üzerine kasaba halkı isyan edince onu alçak/hain ilan edip bütün suçu ona yıkıyor, bütün hatanın squidward'a ait olduğunu, karşı çıkmak gibi bir hadsızlık yaptığını beyan edip, kendi davranışlarını gözden geçirmeyi aklından bile geçirmiyor.

sonunda süngerbob da patrick'in gidişatının uçurum olduğunu anlayıp ufacık bir eleştiri getirince patrick onu da azarlayıp bağırıyor, bütün kasabayı hapise atacağını ilan ediyor ve kendisinin yetkisini sorgulamanın ihanet içine girmek olduğunu beyan ediyor. artık kendi davranışlarını sorgulamak ihtimali bile aklına gelmiyor. patrick herkesin kendisine ihanet ettiği paranoyasına iyice kendini kaptırıyor, süngerbob da kaçıyor ve patrick tamamen yalnız kalıyor.

sırf şu bölüm yüzünden bile saygıyı hak ediyor spongebob squarepants. ve arkaplanda üçgen vesaire bulmaya çalışan embesil sürüsü şu bölümü anlayabilse mesajın kralını görecekler ama nerede. şu yukarıdaki şaşkın kral profili o kadar bilindik ki.

Squid Kasabası

bir diğer önemli bölüm de squidville (squid kasabası).

squidward hayatı boyunca hayal ettiği gibi özel bir yerleşim sitesi buluyor. içine sünger ve deniz yıldızlarının girmesinin yasak olduğu, yalnızca mürekkep balıklarına özel, sadece sağlıklı ve gürme yemeklerin satıldığı, herkesin günlük spor ve sanat aktiviteleriyle uğraştığı, tamamen düzenli, tertipli, hiçbir taşkınlığın ve sıra dışılığın olmadığı bir kasabaya yerleşiyor. ilk başta cennetteymiş gibi yaşarken zaman geçtikçe mutsuzlaşmaya başlıyor, öyle ki sonunda yaşama sevincini kaybediyor. bunu aşmak için süngerbob ve patrick'e sürekli söylenmesine neden olan davranışları kendi sergilemeye başlıyor ve en sonunda hep hayal ettiği hayatın aslında pek de istediği şey olmadığını anlıyor ve eski hayatını özlüyor.

burada hem bir şeyin değerini onu kaybetmeden bilememek hem de ulaşamamanın mükemmelliği temaları var aslında. squidward son derece sıkıcı hayatını geçmişte biraz olsun manalı hale getiren şeylerden söylenip dururken, o şeyler hayatından bir anda çıkınca büyük bir boşluğa düşüyor, o geçmişte söylenip durduğu ve manasız bulduğu şeylerin manasını anlıyor. bu bakımdan çok tipik bir insan davranışı olan bir şeyin değerini onu kaybetmeden bilememek konusunu son derece iyi özetliyor. aynı şekilde yine çok tipik bir insan davranışı olan ulaşamadığı şeyi mükemmel zannetmek konusunu çok güzel açıklıyor. her insan bir şeylerin hayalini kurar, bu aşk olabilir, gidip yerleşmek istediği bir ülke olabilir, hep yapmak istediği bir iş olabilir, zenginlik olabilir. böyle hayaller kurarken her şey mükemmeldir, hiç aksilik olmaz, o hayallere kavuşulunca sonsuza kadar mutlu yaşayacağını sanır insan, o yüzden bütün doğu masalları hep hayallere kavuşulduğu anda kesilir ve şu cümleyle biter: ve sonsuza dek mutlu yaşadı.

halbuki o kavuşulan şeye aslında çok çabuk alışılacağını, normalleşeceğini, rutinleşeceğini anlatmaz masallar, o yüzden insanlar ulaşamadığı şeyi mükemmelleştirir. genç werther'in acıları (bkz: die leiden des jungen werthers) kitabı da, leyla ile mecnun masalı da aynı şeyi anlatır aslında; kavuşamamanın mükemmelliği. hatta midnight in paris filmi de hep başka bir şeylere özlem duymanın insanın kaderi olduğunu anlatır. sizin hayal ettiğiniz arabaları birisi gayet sıradanlaşmış bir hisle kullanır, sizin hayal ederken bile kendinizken geçtiğiniz güzel kadınlar/yakışıklı erkeklerle her gün birileri birlikte olur ve hatta aldatır, sizin en büyük hayaliniz sandığınız paralar bir başkasının gündelik rutin harcamasıdır, yerleşmeyi hayal ettiğiniz ülkelerdeki insanlar da başka yerlere göçüp yerleşmenin hayalini kurar.

yani aslında insanlar var oldukça asla bitmeyecek bir köşe kapmacadır bu hayal etmek-ulaşamamak-ulaşamadıkça gözünde büyütmek-sonunda ulaşınca rutinleştirip başka bir şey hayal etmek-ulaşamamak... döngüsü. insanın lanetidir bu.

Squidward'ın İki Yüzü

bir diğer önemli bölümse the two faces of squidward (squidward'ın iki yüzü).

bu bölümün tamamı insan davranışlarının aslında sosyal hayat yalanlarının aksine ne kadar da içgüdülerine bağlı olduğunun belgesi gibidir. bir kaza sonucu yakışıklı hale gelen squidward'a istinasız herkesin davranışı değişir. daha önce kimsenin umursamadığı ve hatta tipiyle dalga geçtiği squidward'a herkes saygı göstermeye ve hayran olmaya başlar. her davranışından mana çıkarıp ekstra tolerans göstermeye başlar bütün kasaba. bütün kadınlar hatta çoğu erkek yakışıklı squidward'a aşık olur. bu bölüm gerçek hayatta çoğu kimsenin anlatmayacağı ve yalanlarla geçiştireceği çok acı ve asla değiştirilemez bir gerçeği yüzünüze vurur; güzel şeylere hayran olunur çirkin şeylere katlanılır. bütün güzel kadınlar/yakışıklı erkekler bu davranışları 7/24 gözlemler zaten. eğer güzel bir kadını/yakışıklı bir erkeği övdüğünüzde aslında nasıl göründüğünüzü merak ediyorsanız bu bölümdeki kasabalıların davranışlarını izleyin anlarsınız.

her neyse ya, büyük üstad mazlum kiper'in müthiş bay yengeç seslendirmesi, ve köksal engür'ün squidward seslendirmesi orijinal versiyonlarından bile daha iyidir.

Mazlum Kiper

bir de patrick'in bazen konuyla alakasız müthiş tepkileri vardır, mesela bazıları

(akşam eğlenmeye çıkmak üzere sözleşirken)

süngerbob: merhaba patrick, bu akşamki büyük gece için hazır mısın dostum?

patrick: eveeeet şehri sallayacağız!

süngerbob: çıldırmaya hazır mısın?

patrick: zaten sesler duyuyorum ben!

*****

(squidward'ı öldürdüklerini sanmaları üzerine)

süngerbob: nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama dostumuz squidward artık çiçek göklerini seyredecek.

patrick: ooo ben de oldu sanmıştım!

*****

(fındıklı çikolata satmaya çalışırken)

süngerbob: unutma patrick, müşteriyi yağla, kendini iyi hissetsin.

patrick: seni seviyorum!

*****

(çizim süngerbob patrick'e bowling topu fırlatır)

süngerbob: iyi misin patrick?

patrick: finlandiya!

*****

patrick: bu güvenli yerde kalsak daha iyi değil mi?

süngerbob: hayır o canavarı ben yarattım ve ben durduracağım!

(çizim süngerbob patrick'in kafasına devasa bir ingiliz anahtarı atar.)

süngerbob: şimdi anladın mı patrick?

patrick: sızıntı neredeydi bayan?

*****

ama bana göre açık ara en yarıcı sahne squidward'un yaptırdığı mezarı her gece mezarlıkta ağlayarak ziyaret etmesi ve çiçek bırakmasıdır, çünkü mezar taşında şu yazar; squidward'ın umutları ve hayalleri burada yatıyor.


Gevezeliği ve Komikliğiyle Bildiğimiz Örümcek-Adam'ın Karanlık Öyküleri