Ömrünü Setlerde Geçirmiş Birinin Gözünden Bütün Detaylarıyla Dizi-Film Sektörünün Çalışma Şartları
başrol: min 20.000 max 150.000
yan roller: min 1.000 max 20.000
yönetmen: min 5.000 max 25.000
senarist: min 3.000 max 10.000 (asıl mantık toplam bütçenin %5'i ya da 15'iydi yanlış hatırlamıyorsam ama uygulandığını duymadım.)
görüntü yönetmeni: min 3.000 max 7.000
yardımcı oyuncu (figüran): diyalogsuz 30 diyaloglu 100
ışık şefi, set amiri: min 1.500 max 4.000
menajer: çoğu, oyuncu kaşesinin %20'sini alır. yne de 20-30 arası değişen diyelim.
yapımcı: en düşük bütçeyle çektiği diziyi min 300.000 haftalık parayla çeker, reytinge göre para kazanır. bir diziyi devam ettirmesi için dizi reyting oranlarının 4.5 üstünde olması yeterlidir. iyi para kazanması için 6-7 reyting oranını görmesi gerekir. bu oranları yakalayan dizi kanaldan ekstra para kazanır o hafta için.
bahsettiğim tüm paraları haftalık olarak düşünün. kesin bir rakam değil hiçbiri. sadece ortalama. mutlaka alt sınırın altında ya da üst sınırın üstünde kaşe alan vardır. kaba taslak bir bilgilendirme amacıyla yazmış bulundum.
çalışma şartları
genellikle sitcom harici çok mekanlı diziler 6 gün çalışır, 1 gün tatil yaparlar ki ona da repo denir sektörde.
sabah 9, akşam 5 gibi bir sistem tabii ki yok. bazen günde 4 saat çalışırsın bazen 20 saat. 72 saat aralıksız dönüşümlü set yapıldığına, başrolün de sahne aralarında 30ar dakika uyuyarak 3 gün aralıksız çalıştığına şahit olmuşluğum var.
"abi biz filmciyiz." cümlesi sihirli bir şekilde tüm kapıları açar. çoğu işinizi kolaylıkla çözersiniz.
tahmin edilenin aksine çoğu oyuncu ekiple gayet içli dışlıdır. başrol kaprisi denen şey daha çok jeneriklerde "ve bilmem kim..." olarak yazan oyuncularda olur. sözlükte sayfalarca sosyalistliği, hümanistliği övülen bir oyuncunun sadece sigarasını taşıtmak için adam çalıştırdığını ve o adama da köpek muamelesi yapıp tüm ekibin önünde bağırarak aşağılayarak küçük düşürdüğünü gördüğümde benim de hayallerim yıkılmıştı mesela.
dedikodusu, arkadan iş çevirmesi, ayak kaydırması en bol sektördür. biriyle ters düşüp yıllarca işsiz kalabilirsiniz.
hemen hemen herkes birbirini bir yerlerden tanır. 1-2 işten sonra farklı setlere gitseniz de hiç yabancılık çekmezsiniz.
tüm yönetmenlerin bi çeşit gizli dayanışması vardır. yönetmenden olumlu referans almak yükselmenizi hızlandırır. bir yönetmen, bir oyuncu için "çalışmayın bunla" dediği zaman oyuncu yüksek ihtimal ya sektörden silinir ya da sikik sikik işlerde yok pahasına oynar ki bir sürü örnek sayabilirim.
uykusuzluk temel sorun. 3 saat uyuyup tekrar çalışmaya başlar çoğu ekip. genellikle hep hasta gezerler zaten.
sürekli sorulara maruz kalırsın ve bir süre sonra zaten "normal" işlerde çalışan arkadaşın kalmaz.
her yerde olduğu gibi burada da para konuşur. etrafta gururlu, devrimci geçinen nice oyuncuların biraz daha para için yaptığı yalakalıkları, yavşaklıkları, yattığı 60 yaşında pörsümüş yapımcıları ya da drama müdürlerini gördü bu gözler:)
bari biraz da kendimce "en"leri yazıp sonlandırayım.
en çalışılası yönetmen
(bkz: mustafa şevki doğan) kesinlikle çalışan herkesin baba yerine koyduğu, insaflı çalıştıran, oyuncusundan çaycısına kadar herkese eşit yaklaşan babacan biridir.
en iyi yapım
(bkz: ay yapım) (bkz: gold film)
en kötü yapım
(bkz: limon film) (bkz: show tv iç yapımlar) hatta genellikle tüm kanalların iç yapımları.
en yetenekli oyuncu
(bkz: ahmet mümtaz taylan) açık ara bu adam bu iş için doğmuş.
en ağır çalıştıran yönetmen
(bkz: osman sınav) şimdi değil ama bi' 7-8 sene önce kök söktürürdü. çekimi 1 saat sürecek sahneyi 5-6 saate kadar yayabilme yeteneği var.
en eğlenceli oyuncu
(bkz: güven kıraç)
en profesyonel oyuncu
(bkz: burak özçivit) kendine dikkat etmesi bakımından. vücuduna ve sağlığına çok iyi bakıyor. (bkz: kenan imirzalıoğlu) ekibi canlandıran ve işini yaptığı sırada başka hiçbir şeyi düşünmeyen birisi.
en komplekssiz oyuncu
(bkz: gizem karaca)
en profesyonellikten uzak oyuncu
(bkz: halil sezai paracıkoğlu) çalışmadım kendisiyle ama sette buzlu kovaya kafasını sokup ayılmayı bekleyen dolayısıyla seti saatlerce bekleten bunu günde birkaç kez yapan biriymiş kendileri
en soğuk oyuncu
(bkz: murat eken)
en kompleksli oyuncu
(bkz: şafak sezer)
en titiz yönetmen
(bkz: çağan ırmak)
en yapılacak iş
(bkz: yan rol) haftada 2-3 gün çalışıp nispeten çok iyi para kazanırsın. sonra bir de prodüksiyon var ki onun kaşesini yazmadım. genelde yapımcıyı tırtıklarlar. yalancı olur ve ekipleriyle emir kipiyle konuşurlar. çoğu sektörün en kendini geliştirmeyen bireyleridir.
en zor iş
inanın seçemedim. hepsinin işi ayrı ayrı zor. oyuncusundan çaycısına kadar. şubat ayında kar yağarken denizde 1 saat sahne çeken oyuncu biliyorum. sonraki 3 hafta ciğerleri elinde gezmişti. o yüzden "çok para kazanıyorlar yeaa" demeden önce bir daha düşünün.
o değil de dizi film sektörünün fuatavnisi olcam lan ben korkun benden ünlüler, aç bırakan yapımcılar, başrole tıklayan yönetmenler, bi adamla aylarca beraberlik yaşadı diye bayıla bayıla izlenip yüzbinler kazanan erkekler:)