Opet, Shell, BP veya Total'den Alınan Yakıtlar Arasında Bir Fark Var mı?

Herkesin kendini rahat hissettiği, favori benzin istasyonu vardır tabii ancak istasyonlar arasında yakıt kalitesi anlamında gerçekten bir fark var mı? 10 yıldır sektörde olan biri içeriden bilgiler paylaşmış.
Opet, Shell, BP veya Total'den Alınan Yakıtlar Arasında Bir Fark Var mı?

10 yıldır bu sektörde çalışıyorum. basite indirgemeye çalışacağım olabildiğince.

türkiye'de istasyonlardan aldığınız motorin 10 ppm (kükürt değeri) ve benzin 95 oktan'dır. ppm ne, oktan ne; internetten bakınız.

yakıt ikmali

yakıt ikmali iki türlü sağlanıyor ülkemizde. direkt ürün ithal ediliyor veya rafineriler ham petrolden işleyerek üretiyor. epdk sektör raporunda bunları görebilirsiniz. yıllık raporlar genelde mart ayına doğru çıkar. örneğin 2020 sektör raporuna bir bakalım.

- 2020 yılında rafinerilerin ham petrolden motorin üretimi: 16.704.341,251 ton.
- 2020 yılında motorin ithalatı: 8.639.334,980 ton.
- kabaca 16 milyon ton motorini ham petrolden üretmişiz, 8 milyon tonuda ithal getirmişiz.


akaryakıt ikmali istasyonlara rafinerilerden değil, dolum tesislerinden yapılır. dolum tesisi ve rafineri aynı yerde olabilir. bkz. tüpraş kırıkkale, tüpraş aliağa. ama içeride ayrılırlar.

bunun dışında örneğin; mersin ataş, samsun sadaş, trabzon po, giresun opet, antalya lukoil dolum tesisidir, rafineri değildir. buralarda ham petrol işlenmez, ürün işlenmiş olarak gelir, fark edeceğiniz üzere hemen hepsi deniz kenarıdır, gemiyle yakıt gelir ve belki görmüş olacağınız devasa silo benzeri silindirik yapılara boşaltılır. o silolara depo, tank ve antrepo denir. depolardaki mal millileştirme işlemi yapılmış maldır. antrepodaki ise henüz millileşmemiş maldır. bir nevi yediemin gibi düşünebilirsiniz. gelen motorin veya benzin, önce antrepolara boşaltılır daha sonra epdk, sanayi bakanlığı, gümrük muhafaza vs. çalışanları eşliğinde tübitak'tan alınan ulusal marker ile marker'lanır ve depolara aktarılır. bu işlemi seruma katılan bir ilaç gibi düşünebilirsiniz. yanlış hatırlamıyorsam, 5 milyon litreyi 12 litre marker boyuyordu, o kadar enteresan bir kimyasal bu, özel araçlarla falan taşınır. bu ürün artık millileştirilmiş ve dağıtıma hazırdır.

an itibarıyla türkiye'de dağıtıcılık lisansı sahibi 37 şirket var. dağıtıcı lisansı demek, istasyon açıp; opet, shell, bp gibi yakıt satabilmek demek kabaca. 37 marka var bu şekilde. bunlara yakıt ikmali nasıl yapılıyor sorumuz. bu şimdi buna geliyoruz.


bu yukarıda saydığım depolar vardı ya, onları toptan satış istasyonları gibi düşünün. şirketlerin farklı lokasyonlar da depoları var ama şöyle bir sorun var ki her markanın her bölgeye hitap edecek kadar deposu yok. mesela doğu karadeniz ve doğu anadolu için konuşalım. giresun'da opet'in deposu var, trabzon'da aytemiz ve petrol ofisi'nin deposu var, başka da yok. ee ama buralarda shell, bp, total vb. markaların istasyonları var, nasıl ikmal yapacağız? trade and supply birimimiz giriyor devreye. x firma gidiyor deposu olan y firmasına diyor ki sen bu depodan benim bayilerime de ikmal yap, parası neyse verelim. çünkü her marka her yere dolum tesisi kuramaz, yüksek maliyet. 

yakıt aynı olayı da buradan geliyor. örneğin; trabzon'da shell ikmal için aytemiz'in dolum tesislerini kullanıyorsa, oradan ikmal yapan shell ve aytemiz istasyonları aynı yakıtı satıyor doğal olarak.

katkı meselesi

kendinizi parçaladığınız katkı olayına gelecek olursak; 8000 litreye 1 litre katılıyor. hiç duydunuz mu bir depoda 100 km fazla götüren yakıt reklamı? şirketler bile reklamını yaparken bir depoda 30-40 km fazla gidersin diye pazarlıyor, en altta da 2 punto ile mevsim, yol, lastik, araç tipine cinsine göre değişir diyor. işin kötüsü, bu katığı yapan ya bir, ya iki firma var. o da aynı yerden alınıyor yani, reçeteleri de bir tık farklıdır. o kadar olsun.


marka neyi değiştirir?

olabildiğince detayları atlamaya çalıştım. yurt içi üretim için çok fazla alternatif yok; ya tüpraş, ya star rafineri.

ithalatta ise farklı ülkelerde farklı rafinerilerin malı var. şirketler dolum tesislerine bazen tek başlarına bazende gemileri paylaşmak usulü mal getirirler. bunun şirket büyüklüğüyle ilgisi yok, paraları mı yok da tek getiremiyorlar diye düşünmeyin. akaryakıt ithalatı çok farklı değişkenleri olan komplike bir olaydır. x ve y firması farklı depolara aynı yerden gemiyle ürün getirip paylaşıyor ise yine x ve y markasından aldığınız yakıt aynı olur. şirketler bu ithalatı yapmadan önce gelecek malın tahlillerini, analizlerini ister. yakıt kalitesini belirleyen kıstaslar burada ortaya çıkar. viskozite, parlama noktası, yanma noktası, kesafeti vb. yaklaşık 30 farklı parametre yakıtın kalitesini gösterir. 

ithalat yapan şirketler, adı üstünde şirket oldukları için karı maksimize etmek adına doğal olarak en düşük fiyata en iyi yakıtı almak isterler. burada mesele şirketin daha fazla kar etmek adına yakıt kalitesinden ne kadar feragat edebildiğidir. daha büyük ve marka bilinci olan şirketler doğal olarak daha kaliteli yakıtı getirmeye özen gösterirler. ama dediğim gibi; o istasyonun hangi depodan ikmal yaptığını bilemezsiniz. markanın x olması, yakıt ithalatını yapanın da x olduğu anlamına gelmez. zaten yasal normlar nedeniyle belirli standardı karşılamayan ürünleri ithal edemezsiniz.

o yüzden, herhangi bir istasyondan "aynı dönemde" aldığınız yakıt, küçük farklar dışında aynı ve x markasından bugün ve 3 ay sonra alacağınız yakıt da muhtemelen çok az farklı arkadaşlar.