Sedef Hastalığına Dair Bilmeniz Gereken Önemli Şeyler
psoriasis (sedef hastalığı) nedir?
çağımızın en yaygın cilt hastalıklarından biri olduğu tahmin edilen psoriasis, halk arasındaki adı ile sedef hastalığı, halen daha nedeni tam belirlenememiş olsa da genetik olduğu sanılan bir fenomendir.
özellikle kafa derisi, tırnak, eklem yerleri, genital bölgeler, yüz ve kıl köklerinde görülen bir hastalık olan sedef, türkçe'deki ismini, deride açılan yaraların üstünü kaplayan beyaz ve parlak maddeden almaktadır. bu kabuk kaldırıldığı ve aşındırıldığı zaman kanama yapmakta, kızarmakta, özellikle saç köklerinde çıkan çeşidinde ise saçlar, yaraların kapanmasına engel olmakta, kökü yapmaktadır. aşırı derecede kepek problemine neden olmakta, fiziksel olmaktan çok estetik zararda bulunmaktadır.
birkaç sedef çeşidi bulunmaktadır. bu çeşitler, ağırlıklarına göre ve daha çok ortaya çıktıkları yerlere göre değişiklik gösterirler.
egzamanın aksine kaşıntı yapmayan sedef, yine egzamanın aksine daha çok bölgelerde bulunur.
niçin çıkar?
daha önce de belirttiğim gibi, aslında psoriasis'in gerçek oluşma sebebi bilinmemektedir. son yıllarda yapılan araştırmalar ve insan geninin belli bir ölçüde çözülmesi ise, hastalığın büyük ölçüde genetik olduğu yönünde belirtiler göstermektedir.
bir teori, beyaz kan hücrelerinin, büyük ihtimalle mrna'de bulunan mesajları çözen hücrenin, özellikle hatalı bölgeyi de hatasızlarlan birlikte çözmesinden kaynaklandığı yönündedir. bu olgu, vücudun fazla keratin veya yapı malzemesi salgılamasına neden olmaktadır. ancak her beyaz kan hücresi, aynı hatada bulunmaz. doğru çalışan hücrelerin sayısı, hatalılardan fazla olduğu sürece (ki bu sicle cell adı verilen bir başka hastalık türünde de benzer bir şekilde çalışır) sedef hastalığı daha az gözükebilir.
sedef hastalığının, özellikle çok yoğun ve stresli zamanlarda çıktığı, veya deride açılan bir yara kapanırken çevresinde oluştuğu, hatta herhangi bir hastalık ile pençeleşirken vücutta daha fazla görüldüğü bilinmektedir.
tedavisi var mı?
diğer genetik hastalıklarda olduğu gibi, günümüz teknolojisi (veya biyoloji etiği ve genetik tedaviye toplumun yaklaşımı diyelim) halen daha sedef hastalığını tedavi edememektedir.
ancak, vücudun güneş ışığında üretebildiği veya laboratuarlarda özel yapılabilen, fakat sadece reçete ile satılan bir vitamin d çeşidi, sedefin büyük ölçüde ortadan kalkmasına katkıda bulunmaktadır. günlük besin olarak alınan vitamin d, hastalığın iyileşmesinde çok az bir katkı sağladığı halde, centrum türü eczanelerde ve süpermarketlerde reçetesiz satılan vitamin d haplarının hiçbir işe yaramadığı bilinmektedir.
kısır döngü teoremi
bu teoriyi oluşturmamın sebebi, hastalık hakkında yaptığım araştırmalar ve gerçekte kendi yaşadığım olayları birleştirince ortaya çıkan sonucun gayet ilginç olmasıdır.
basit olarak söylemek gerekirse, sedef hastalığının genetik özelliklerin yanında, insan vücudunda ortaya çıkma sıklığı ve derecesi, bir kısır döngüden ibarettir.
- stres: bilindiği gibi stres, canlılardaki bağışıklık sistemine zarar vermektedir. psikobiyolojik etkiler, beyaz kan hücrelerine bir şekilde zarar vermektedir. sedef'in de bu hücrelerlen ilişkisini yukarıda belirtmiştim. stres, beyaz kan hücrelerinin ne kadar çoğunu etkisiz kılarsa, sedefin çıkması o kadar kolaylaşır.
- hastalık: beyaz kan hücreleri, bağışıklık sisteminin birer parçalarıdırlar. hastalık durumunda bu hücreler, bakteri, virüs ve enfekte olmuş diğer hücrelere saldırdıklarından (kısaca başka işlerlen uğraştıklarından) sedef hastalığının ortaya çıkması bir hayli kolaylaşır.
- keratin: deride açılan yaraları kapatmak için öncelikle seferber olan kan pıhtısı, kabuğu katılaştırmak için keratin maddesini kullanır. bu organik molekül, bilindiği gibi, saç ve tırnakların da yapıtasıdır. beyaz kan hücrelerinin bolca olduğu veya fazla meşgul olduğu bir ortamda, keratin salgılaması kontrol edilemez ve sedef meydana gelir. sedef'in, özellikle kıl köklerinde ve tırnak çevresinde çıkan çeşitlerinin bulunması, bununla açıklanabilir. yeni çıkmaya başlayan bir sedef, genellikle "kötü yapılmış bir ağda sonrasında şişen, veya soğuktan ürperen kıl köklerinin görünüşü"ne sahiptir ki, bu da kıl koku ve keratin ile alakasını apaçık gösterir.
- insan psikolojisi: her insanda var olan estetik kaygısı, özellikle sedefin bu kadar çok bulunduğu zamanlarda apansızın çöker, insan psikolojik bir bunalıma sürüklenebilir. sedefin vücutta çok çıkması, karşı cinse veya diğer insanlara kötü gözüktüğünden tamamen psikolojiye bağlı olarak cinsel problemler, yalnızlık, depresyon, asosyallık gibi problemler ortaya çıkarmaktadır. (kafa derisinde çıkan sedef, kökü ve kepek problemi yapmakta, saçlarda aşırı yağlanmaya sebep olmaktadır.)
- bunalım ve stres ilişkisi: psikolojik problemler, insanı strese iter.
özellikle en son şıkka bir bakarsanız, aslında en tepeye döndüğümüzü görebilirsiniz.
kişisel tedavi önerilerim
aşağıda benim hazırladığım bir tedavi öneri listesi bulunmaktadır.
- kesinlikle kabuklar kopartılmamalıdır. bu, sadece kanamayı arttırır ve bölgenin kendini iyileştirme çabalarını arttırır. bu da sedefe davetiye demektir.
- katranlı şampuanlar her zaman ise yarar. ancak deriyi çok yakmaları halinde problemler yaratabilirler, bu yüzden dikkatli kullanılmalıdırlar.
- duş almadan önce, saçlarda bulunan sedeflerin üzerinde biraz zeytinyağı ile masaj yapılmalıdır. bu, kabukların yumuşamasına ve su ile yıkanmasına sebep olacaktır ki, hiçbir şekilde kanamaya neden olmayacaktır. bunun üzerine de katranlı şampuanlar kullanılabilir.
- yazın mutlaka tatile çıkılmalıdır. hem stresten uzak olunur, hem de bol güneş ve tuzlu su görür vücudumuz. güneşin vitamin d artışının yanısıra, sedefe doğrudan gelen güneş ışığının benim de sebebini tam öğrenemediğim bir artışı var. tuzlu su ise, yine kabukları yumuşatıp dökme konusunda yardımcı olmaktadır.
- sigara içen biri iseniz, sigarayı ansızın bırakmak yerine yavaş yavaş azaltma yöntemine girerseniz, ani bir stres ve baskıdan kaçmış olursunuz. ancak sigarayı bırakmanız, kendi sağlığınız açısından da iyi olduğu gibi, bağışıklık sisteminin de zayıflamasına bir dur demenize neden olacaktır.
- son olarak, bütün eczanelerde bulunan ve doğrudan deriye sürülen elocon losyon (daha çok saçlar için, ancak kulak arkasına da kullanıldığında ise yaradığı tarafımda test edilmiştir ), kol, bacak gibi bölgelerde çıkanına ise diplorene krem kullanılması tarafımca tavsiye edilmektedir. reçete ile satılmayan bu ilaçlardan elocon, içerisinde kanser tedavisinde kullanılan bir kimyasal ihtiva ettiği için günde bir kere kafa derisine sürmek sureti ile kullanılmalıdır. en son m-furo losyon tavsiye edilmektedir. vücut içinse elosalic krem tavsiye edebilirim. dikkat: cinsel organda çıkanlara sürülmemesi, kremlerin sadece vücuda ve hastalıklı bölge üzerine uygulanması, losyonların ise sadece yoğun saç koku olan yerlere (kafa, genital bölge çevresi, koltuk altı, vs.) kullanılması ve kremin kullanımından sonra yarım saatlik bir sürenin ardından kremin silinmesi, dermatologlar tarafından tavsiye edilmektedir.
- ayrıca bağdat caddesi'nde bir klinikte (abd'de olduğum için telefonunu bulamıyorum) çok ağır vakkaları tedavi etmek amacıyla kurulan bir "güneş ışığı kabını" ile çalışan tedavi merkezi bulunmaktadır.
uyarı
- "koca karı" ilaçlarından sakınınız! bana "iyi gelir" diye verilen birkaç katılaşmış çamur parçası vardı. söylendiğine göre, bunlar suriye'de özel bir yerden getirtilmiş çamurlarmış. bunlar suda eritilip sedefe sürüldüğü zaman ise yaradıkları söylenmişti bana. ancak o kıl kütlelerinde ne tür bakteriler olduğunu hiçbir zaman bilemezsiniz. özellikle toprakta yaşayan bazı bakteri ve archea turu prokaryotlar, geliştirmiş oldukları kalın hücre zarı ile kaynama derecesindeki suda bile yaşayabilirler (ki suriye'de bunlardan ne kadar çok vardır, tartışılır).
- sivas'daki balıklı göl, hiçbir işe yaramamaktadır. balıkların koparıp yedikleri şeyler, sedefin üstündeki kabuklardır. o kadar para harcayıp sivas'a gidip bu balıkların olduğu gole girmek için de özel ücret ödemek yerine, evinizde oturup kendi tırnaklarınız ile bu kabukları söküp atsanız da bir şey fark etmeyecektir.
- bazı dermatologlar, birtakım kaplıcaların iyi olduğu yönünde birleşmektedirler. ancak test etmediğim için ve daha büyük bir araştırmada bulunmadığım için kesin bir şey diyememekteyim.
siz yine de, sedef hastalığı taşıdığınızı düşünüyorsanız, tedavi yöntemleri için mutlaka bir cilt doktoruna başvurunuz.