Sürrealist Pink Floyd Albüm Kapakları Aslında Ne Anlatmak İstiyor?
müzisyenlerin bir iletişim amacı olarak kullandıkları müzik, dinleyicilere ulaşırken, müziğin insanlara hissettirdiği duyguların, görsel anlamda da hissetmemizi sağlaması açısından albüm kapakları hem müzik hem de sanatsal anlamda hayatımızda önemli bir yer tutar.
1960'lardan günümüze kadar kapaklardan kullanılan imgeler, popüler kültürün tekrar tekrar kullandığı ürünler haline gelmiştir. örneğin; rolling stones'un dil çıkaran albüm kapağını nerede görürsek görelim, bunun rolling stones'a ait olduğunu anlarız. bir başka örnek daha vermek gerekirse; the beatles'ın, abey road albüm kapağında, yaya geçidinden geçen sıralı dört insanın, akıllara kazınması gibi müzik tarihinde buna benzer pek çok örnek sıralamak mümkündür.
pink floyd gibi sıra dışı müzik yapan grupların, müziklerinde kullandıkları felsefeyi albüm kapaklarında da görmek isteyen sanatçılar, albüm kapaklarının tasarımına özellikle önem vermişlerdir. albüm kapaklarının tasarımında bazen tasarımcıların bulduğu hiçbir çözümü kabul etmeyerek kendi çözümlerini bulan sanatçı ve grupların olduğu da bilinmektedir. örneğin roger waters, grubun müzikleri için şarkı sözlerine verdiği önem kadar görsel malzemenin tasarımına da önem vermiş, albümlerinin tasarımında büyük oranda söz söylemeyi başarmıştır.
pink floyd'un müziği hakkında:
pink floyd'un albüm kapak tasarımlarını anlamak için grubun yaptığı müziğin felsefesinden kısaca bahsetmemiz gerekir. pink floyd, genel anlamda sisteme karşı duruş sergileyen ve bunu şarkı sözlerinde, müziğinde, albüm kapaklarında ve konser afişlerinde net bir şekilde ortaya koyan progresif/psychedelic rock müziğin mihenk taşlarından biridir.
albüm kapakları üzerine bir inceleme yapalım şimdi...
ummagumma
göstergebilim analizi:
pink floyd'un 1969'da çıkardığı progresif ve psychedelic müzik tarzında olan bir çift albümdür (double plak). bu ikili albümün ilki konser kayıtlarının bulunduğu bir albümdür. ikincisi ise grubun üyelerinin solo performanslarının bulunduğu solo şarkılardan oluşmaktadır. hem dinleyiciler hem de eleştirmenler tarafından oldukça başarılı bulunan bir albümdür. albüm kapağı, grubun müziğinin bir yansıması şeklinde tasarlaması olmuştur. albüm kapağında birinci, ikinci ve diğer odalarda yaratılan üç boyutluluk etkisiyle, pink floyd'un müziğinde de yapmaya çalıştığı gibi çok katmanlılık etkisi vurgulanmaya çalışılmıştır.
kapakta kullanılan droste efekti 1 hangisinin düne ve bugüne ait olduğu anlaşılmayan bir görüntü çizmektedir. her bir karenin kendi içinde belli bir perspektif içinde uzaklaştığı bu görüntü, grubun şarkılarında yaptığı gibi; gerçeği sorgulamamızı ister. ilk başta görüntülerin hepsinin aynı olduğu sanılır ama dikkatli bakarsanız işin gerçeğinin hiç de öyle olmadığını anlarsınız.
albüm kapağında, yerde, duvara bitişik halde duran, 1958 yılına ait gigi müzikaline ait kapağın neden orada durduğuna ilişkin pek çok görüş sürülür lakin genel kanı, filmde geçen paris’in yozlaşmış lüks hayatının bir eleştirisi olarak albüm kapağında yer aldığı yönünde.
the dark side of the moon
göstergebilim analizi:
1 mart 1973’te çıkarılan the dark side of the moon albümünün kapağı tüm zamanların en iyi albüm kapaklarından biri olarak gösterilmektedir. kapaktaki görüntünün geneline bakıldığında ışığın prizmadan geçerek kırılması ve gökkuşağının renklerine dönüşmesi, grubun sahnede kullandığı ışık gösterileri ve müziklerindeki anlama dayalı olarak bu şekilde bir imgeleme yöntemi uygulanmıştır. albümde bulunan şarkılar genel olarak evren ve zaman üzerinedir. “brain damage” şarkısında geçen “ayın karanlık yüzü” sözleri ile “eclips” şarkısında geçen “ayın karanlık yüzü yoktur, aslında ayın tamamı karanlıktır” sözleri yine grubun diğer şarkılarında olduğu gibi bilinen gerçekliğin sorgulanması ve uyumsuzluk teması da görülmektedir.
üçgenin üç boyutlu hali olan prizma, mısır piramitlerinin ezoterik anlamını da akla getirmektedir. kadim bir sembol olan üçgen, gökyüzüne de işaret etmektedir ve albümdeki şarkıların geneline bakıldığında evren ve zamanla ilgili sözlerin yoğunluğu dikkat çekmektedir.
animals
göstergebilim analizi:
animals albümünün çoğunlukla george orwell’in hayvan çiftliği kitabından esinlendiğine inanılır ancak george orwell kitabında, sovyet komünizmine göndermeler yapmıştır. animals ise kapitalizminin şekillendirdiği modern avrupa’daki insanlar ve onların yöneticileri betimlenmektedir. albümdeki şarkılardan da anlaşılacağı üzere, hayvanların her biri belirli insan tiplerine karşılık gelmektedir.
köpekler: aç gözlü iş adamlarının elinde birer kukla haline getirilmiş insanları temsil eder. boynuna tasma takılmış, özgürce karar veremeyen ve sonunda yalnız başına ölüme terk edilen insanı temsil eder.
domuzlar: şarkıda üç bölüm bulunur ve bu üç bölüm farklı karakterdeki domuzları simgeler.
birinci domuz; zengin ancak ağlanacak bir halde olan bir kodamanı temsil eder.
ikinci domuz; tam olarak neyi simgelediği belli olmasa da haksız yere insanlara müdahale eden baskı unsurunu temsil eder.
üçüncü domuz; dönemin pasiflik taraftarı söylemlerine oldukça ağır eleştiriler getirir ve halkın sokağa dökülmemesi için çabalayan önemli figürlere bir karşı çıkış ve hakaretler içerir. albümün genelinde bahsi geçen kapitalist sömürgeci zihniyete bir eleştiri olarak kullanılan uçan domuz, bir dönem konserlerinin genel temasını da oluşturmuştur.
koyun: zamanını hiçbir şey yapmadan ve gerçeklerden uzak bir hayal dünyasında geçiren, kaderini çobanının ellerine bırakmış olan ve düşünmeden yaşayan insanı simgeler. burada çoban incil’e de atıfta bulunmak için özellikle kullanılmıştır. tanrı çobanımdır sözleri, insanın kaderinin tamamen tanrının ellerinde olduğunu ve gerektiğinde kendini gözü kapalı feda eden çoban/sürü metaforundaki sürü haline getirilmiş yığınları temsil eder. bu, insanı tekdüzeleştirici bir düzen için eğiten ve yetiştiren sisteme karşı ağır bir eleştiridir. görmeyen, duymayan ve karşı çıkmayan sessiz çoğunluklara karşı yapılan eleştiriler diğer şarkı sözlerinden de anlaşılmaktadır. insan sadece “duvardaki bir diğer tuğla”dır.
albümün kapak tasarım önerisini roger waters yapmıştır. kapaktaki battersea 1930’larda inşa edilip artık terk edilmiş, londra’nın merkezinde bulunan kömürle çalışan bir enerji santralidir. bacaların arasından görünen domuz, 10 metre uzunluğunda 6 metre genişliğinde pembe şişme bir balondu ve daha sonra gösterilerinde de sıkça kullandıkları, kapitalist liderleri sembolize eden ve başımızda uçup duran bir sembol olarak kullanılmıştır. elektrik santrali modern dünyayı temsil eden bir görseldir ve bu yönüyle de makineleşmenin beraberinde getirdiği hız, sürat ve hareketliliğe övgüler yağdıran fütürist akımı da bünyesinde barındırmaktadır.
görselde uçan bir domuz kullanma ve bunu bir santralle birleştirme fikri, insanların hayvanlarla özdeşleştirilmesi fikrinden ortaya çıkmıştır.
wish you were here
tasarımın realist akıma uygun şekilde, iki taraflı blok halinde yapılar ve el sıkışan iki adam olmak üzere gerçek görüntüler içerdiği görülmektedir. fakat aynı zamanda metafizik resim özelliklerinden olan, boş kentsel mekânda kukla görünümlü insanları barındırdığı da söylenebilir. tasarımcı, yanan adamın iç dünyasını anlatmaya çalıştığı gibi, yanma eylemi sırasında gerçekte olamayacak bir hareket içerisinde bulunmasıyla, aslında kişinin orada olmayışını vurguluyor olabilir. tıpkı sürrealizmdeki gibi, somut olan fakat birbiriyle ilişkisi anlamsızlık içeren bir durum, alev ve bireyin hareketi arasındaki ilişkide de görülmektedir.
the division bell
göstergebilim analizi:
mart 1994’te david gilmour, wright ve mason “the division bell” albümünü yayınladılar. albümün isim babası yazar douglas adams’dır. albüm kapağının tasarımı storm thorgerson tarafından yapılmıştır. pek çoklarına göre; birbirine bakan bu iki yüz ve ikisinin bir araya getirdiği üçüncü bir yüz: syd ve roger’ın hayaletidir. albümde genel olarak iletişimsizlik, savunma halleri, toplumdan kopuş, anlaşmazlık, aynı anda karşıt duygular besleme, yaşananları anlayamamak veya paylaşamama gibi temaları ağırlıktadır. katedralin iki figürün tam ağız boşluklarına gelecek şekilde görselleştirilmesi, kutsal bir anlam taşıması ve kişiler arası birleştirici rolüne bağlanabilir. uzaklara gidildikçe berraklaşan gökyüzünün ise, insanlar arası iletişim ile çözülen problemleri temsil ettiği düşünülebilir.
resim ve fotoğrafçılıkta bir kompozisyonun içinde o kompozisyonun kendisinin yer alması durumu:
kaynaklar:
1. pink floyd albüm kapaklarının göstergebilim ilkelerine. göre incelenmesi