Tinker Tailor Soldier Spy ve İstihbarat Dünyasının Gerçek Yüzünü Gösteren Karakterleri

tinker tailor soldier spy, aynı zamanda istihbarat dünyasında oluşan hiyerarşinin gerçek yüzünü de bize anlatır. biz filmlerde sahada hedef takip eden, kasa soyan, adam pataklayanları kahraman görürüz. oysa gerçek hayat başka türlü yürür. biraz karakterler üzerinden okuma yapalım.
- "control" karakteri aslında "c" ki bu imza mansfield cumming'den geliyor. control ww2'de görev almış bir subay. ve kadrosunun önemli bir kısmını oradan toplamış ki emekliliğine etki edecek bu.
- toby jones'un oynadığı "percy alleline" karakteri ise istihbaratın sivil kadrosunda yetişmiş. ve teşkilatta asker eskilerinin temizlenmesi gerektiğini düşünüyor (bizim merhum hiram abas da öyle düşünüyordu). yürüttüğü, daha doğrusu öyle sandığı operasyon aslında kendi kafasındaki temizlik için bir bahane sadece. bu uğurda bakanla bile kontak kuracak kadar hırslı. zaten baş düşmanları "karla" bu kırılmayı haber aldığı için oyununu bunun üzerine kuruyor.

- george smiley control'ün en eski yardımcısı. onun kader arkadaşı. aslında o da bir sivil. romanlarda hakkında az bilgi vardır. ama almanya'da doğup bir süre orada yaşadığı, sonra dil üzerine uzmanlaştığı, servise girdikten sonra da avrupa'da farklı görevlere gititğini biliyoruz. control onu sonra merkeze çeker. istihbarat için doğmuş, zeki ve soğukkanlı biridir. hiç bir roman veya filmde havada uçup kaçmaz. gerçek istihbaratçılar gibi saatlerce raporlar okur, kimsenin görmediğini görür vs.
- bu arada smiley karakteri bazı romanlarda başrol iken (bu roman/film gibi), bazılarında, örneğin "soğuktan gelen casus"ta yardımcı karakter olarak yer alır.

- tom hardy'nin oynadığı "ricky tar" ve mark strong'un canlandırdığı "jim prideaux" karakterleri sahada iş gören elemanlardır. ama onların arasında bile bir hiyerarşi vardır.
- prideaux savaş zamanı ekibinden kalma, tecrübeli ve yönetim katının sözünü daha bir dinlediği bir isimdir.

- oysa ricky tar kendisinin değimiyle bir "scalp hunter (kafatası avcısı)" görevi görür. ona bir hedef verirler, takip eder, bilgi toplar (istanbul -ki romanda lizbondur aslen- görevindeki gibi), bir terslik olursa kendini koruyacak kadar sert oynar. tar smiley'in evinde "bizi zaten ayakçı görüyonuz a.q." tarzı konuşur ki haklıdır.

- haydon karakterinin ihanet motivasyonu ise zamanın ruhuna uygundur. aslında o da savaş zamanı istihbarat yıldızlarındandır. ama sonra batının gittikçe kötüye kaydığını (onun tabiriyle "get ugly") görür ve gönüllü olarak ihanet eder. bu hikayenin birebir aynısını george blake anlatır. o da kore'de abd bombardımanından sonra taraf değiştirmeye ikna olmuştur (aslında biraz da bahane, çünkü blake gençliğinde de komünistti).

daha önce de yazmıştım, tekrar edeyim "aga ben istihbarat, politik gerilim vs konulara meraklıyım ama gerçek tarafını da merak ediyorum" diyorsanız bu filmi veya dizisini izleyin.
sabırlı bir okuyucu iseniz kitabı da okuyun... sabırlı diyorum çünkü le carre okumak hakikaten epey sabır istiyor :)